"Geleceğin Türkiyesinde Kültür Politikaları Raporu" bugün açıklanacak

İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı (İLKE) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Lütfi Sunar, Dr. Osman Ülker ve araştırmacı yazar Firdevs Bulut Kartal'ın kaleme aldığı, Geleceğin Türkiyesi Projesi'nin yedinci raporu olan "Geleceğin Türkiyesinde Kültür Politikaları Raporu" bugün açıklanacak.

Raporda, kültür endüstrisi içerisinde sinemadan tiyatroya, opera ve baleden güzel sanatlara, müzik sektöründen yayıncılık sektörü ve kütüphanelere, kültür varlıkları ve müzelerden festival ve bienallere kadar oldukça geniş bir yelpazede alanlara ait veriler inceleniyor.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Sunar, kültür sektörünün Türkiye'de çok tartışılan alanlardan biri olduğuna dikkati çekerek, bugüne kadar bu alanla ilgili derli toplu bilgi ve bakış üretilmediğini anlattı.

Sunar, hazırladıkları raporda Türkiye'deki kültür atmosferine dair bilgileri bir araya getirdiklerini ve yorumladıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"İlkeli bir strateji, iyi hazırlanmış bir plan ve program için öncelikle bir veri zemini olması, önce mevcut durumun iyi analiz edilmesi, ihtiyaçların ve zaafların da iyi tespit edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Fakat bununla da yetinmeyerek Türkiye'nin mevcut birikiminden hareketle, gerçekleştirilebilir bir kültür politikasının nasıl olması gerektiğini de ortaya koyduk."

Türkiye'de bir kültür endüstrisi oluşmadığının da altını çizen Sunar, kültürel aktörleri organize etmek üzere Cumhurbaşkanlığı nezdinden bir kültür ofisinin kurulması gerektiğini dile getirdi.

"Batının hegemonyasındaki kültür alanı kırılmaya başladı

Türkiye'de kültür alanında bir dağınıklığın ve strateji eksikliğinin olduğunu savunan Sunar, "Türkiye bu anlamda ciddi kurumsallaştırmalar gerçekleştirdi. Gerek özel sektör gerek kamuda çok ciddi kurumlar inşa edildi. Fakat bu kurumları birbirine bağlayacak bir perspektif, kamunun desteklerini yönlendirecek bir stratejik bakış henüz oluşmadı." değerlendirmesini yaptı.

İyi bir planlama ve programlamayla Türkiye'nin kendi rengini katabileceği bir kültürel alanın inşa edebileceğine işaret eden Prof. Dr. Lütfi Sunar, bunun sadece kimliğin ve tarihle münasebetin korunması için gerekli olan bir durum olmadığını aynı zamanda iktisadi bir karşılığı olduğunu ve ülkenin kalkınmasına katkı sunacağını ifade etti.

Sunar, küresel kültür dünyasında çok yeni ve çeşitli açılımların gerçekleştiğini gözlemlediklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Batı'nın hegemonyasındaki kültür alanının yavaş yavaş kırılmaya başladığını görüyoruz. Eğer Türkiye, kendi kültürel iklimini iyi değerlendiren, toplumuyla barışık ve verimli bir kültür alanının inşa edilmesi için strateji belirlerse hem küresel pazardan çok ciddi bir pay alacağını hem de Türkiye toplumunun kendisini geliştirmesi için gerekli olan bir kültür alanının inşa edilebileceğini düşünüyoruz. Bu anlamda temel başlangıç noktası aslında bir kültür stratejisinin oluşturulması, kültür alanının aktörlerinin yeniden dizayn edilmesi ve hedeflerin bizi geleceğe taşıyacak şekilde yeniden inşa edilmesi olmalıdır."

Rapor hakkında

Kültür-sanat eğitiminin son dönemde yer aldığı nokta irdelenerek kültürel diploması konusuna da değinilen raporun alanında önemli bir veri kaynağı olması ve her bölümde yer alan değerlendirme ve geleceğe bakış kısımları ile veriler bir gelecek perspektifinde birleştiriliyor.

Rapor, Türkiye'de kültürle ilgili tartışmalara da odaklanarak kültürün çeşitlerini, kültür alanı ve aktörler içerisinde Kültür ve Turizm Bakanlığının konumu, kültüre ayrılan bütçeler, yerel yönetim ve özel sektörün kültürle ilişkisi gibi konuları da ele alıyor.