Coşkun: Olması Gereken De Ödevin Olmaması

Türkiye'de milyonlarca öğrenci karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Tatilde öğrencilerin okulda yaşadıkları ortamdan uzaklaşmaları ve tatillerini daha iyi geçirmeleri için Milli Eğitim Bakanlığı il milli eğitim müdürlüklerine yazı göndererek okulların ödev vermemeleri konusunda uyardı.

Ancak Bakanlık bazı okulların tatilde ödev verdikleri bilgisi üzerine soruşturma başlattı. Bakanlığın ödev veren okullarla ilgili soruşturma başlatmasına Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Şanlıurfa Şubesi Başkanı İbrahim Coşkun destek verdi.

Çocukların tatillerini iyi geçirmeleri için ödevin olmaması gerektiğini kaydeden Coşkun, "Daha önceleri bakanımız okullara yönetmelik göndermişti kesinlikle öğrencilere ödev verilmemesiyle ilgili talimat vermişti valilerimize. Valiler de il milli eğitim müdürlüklerine, il milli eğitim müdürlükleri de tüm okullara dağıtmıştı o yönetmeliği. Dolayısıyla bunlara uyarak kesinlikle ödev verilmemesi gerekiyor. Çünkü çocukları gerçekten bu 15 tatilde en azından kitap okumaya, sinemaya gitmeye, tiyatro izlemeye, gönüllerince oyun bahçelerinde, parklarda oyun oynamaları gerekir. Kafalarını boşaltmaları, rahat olmaları gerekiyor. Ama maalesef zannedersem önceki gündü sayın bakanımız bir yere gitmişti. Çocukların elinde kitap atlı karıncaya biniyorlardı. Bakan sorduğunda, sanırım özel bir okuldu, ödev verdiğini söylemişlerdi" dedi.

'ÖDEV TATİLE UYGUN DEĞİL'

Bakanlığın talimat verdiğini hatırlatan Coşkun, bu tür bir girişimin olmaması gerektiğini beklediklerini söyledi. Verilen ödevin tatilin yapısına uygun olmadığını kaydeden Coşkun, "Çocukların bu tatilde mutlaka rahat, sakin, kendi isteklerine, kendi davranışlarına, kendi rahatlarına uygun oyunlar oynayıp deşarj olmaları beklenir. Bunun sonucunda bakanlık soruşturma açmış. Genelge geliyor ve siz bu yapıya uymak zorundasınız. Bu uymayıp kafanıza göre iş yapıyorsanız ki, burada çocuğun durumu önceliklidir. Sonuçta çocukların bu tatilde rahat etmeleri gerekirken sanki okul varmış gibi tatili de beraber yürütmeleri tabi ki, sağlıklı bir yaklaşım değildir. Bence bakanlık bu konuda doğru hareket ediyor. Çocuklarımızın dinlenmesi, oyun oynaması okuldan en azından 15 uzaklaşması gerekir diye düşünüyoruz" diye konuştu.

'BU DOĞRU BİR YAKLAŞIM DEĞİL'

Bazı ailelerin tatilde ödev verilmeli şeklinde yaklaşımları olduğunu belirten Coşkun, öğrencilerin yeterince ödevle uğraştıklarını vurguladı. Coşkun, "Bu tür durumlar da var. Bazı ailelerimiz velilerimiz sanki çalışkanlık yapılan ödevle doğru orantılıymış gibi bakıyor. Halbuki bu doğru bir yaklaşım değil. Sonuçta bu eğitimin nasıl olduğunu eğitimciler daha iyi bilir. Bu konunun uzmanları artı bakanlık yetkilileri durup dururken bu tür kararları almazlar. Onlar da belli bir aşamadan sonra bu kararları alıyorlar. Yani olması gereken ödevin olmaması. Zaten çocuk 9-10 ay ödevle uğraşıyor, ediyor, yapıyor. Bu konuda en azından 15 günlük bir süreçte bırakın çocuk istediği gibi davransın ki, okul açıldığında daha büyük bir heyecanla, daha büyük bir sevgiyle, daha büyük bir aşkla hem dersine, hem okuluna hem de öğretmene bağlı kalsın" dedi.

SAHTE DİPLOMALI ÖĞRETMENLER

Son dönemde Milli Eğitim Bakanlığı'nın sahte diplomayla öğretmenlik yapan kişiler hakkında başlattığı soruşturmalara da değinen Coşkun, bu konuda en ağır yaptırımların uygulanması gerektiğini söyledi. Coşkun, şunları kaydetti: "Bu son ayda herhalde 60 küsur öğretmen sahte diplomayla bu işi yapıyor. Öğretmenliğin de bu noktaya kadar gelmesi bizi derinden üzen, yaralayan ve öğretmenlik mesleğine farklı bir gözle bakılması aşamasına getirmişti. İnsanın acıdığı en büyük durum da düşünün öğretmenler kaç yıldır acaba bu işi yapıyor ya da içimizde hala böyleleri var mı? Bu büyük bir tedirginlik oluşturuyor. Sonuçta bu öğretmenin yetiştirdiği çocuğun durumudur, yapısıdır, şimdi bu çocuklar nerededir, bunun geri dönüşünün hesabı nasıl verilecek. Bu gerçekten insanı üzen, insanın durumunu zora sokan bir olay. Kesinlikle bu tür kişilerin bir an önce devre dışı bırakılması ve gerekli cezai müeyyidenin, hukuki sürecin mutlaka işletilip, en ağır cezanın verilmesi gerekir ki, ne bu tür bir işte ne de başka bir işte ve meslekte kimse tevessül etmesin. Bunun önünün kesinlikle alınması gerekiyor."
(Kaynak: Gazeteipekyol)