Dünya Çocuk Hakları Günü

İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Önal İnaltekin, çocuklara verilebilecek en büyük desteklerden birinin sevgi olduğunu belirterek, "Sevgi öyle bir güce sahiptir ki sevgiyle büyüyen çocuk, dünyaya sevgiyle bakacak, çevresine sevgi verecek ve doğal olarak sevgiyle karşılık bulacaktır" dedi.

İnaltekin, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, yaşanan savaşların ve çıkan krizlerin en büyük mağdurunun çocuklar olduğunu vurguladı.

Çocuklara sevginin, hoşgörünün ve barışın egemen olduğu yaşanabilir bir dünyanın bırakılmasının tüm ülkelerin sorumluluğunda olduğunu ifade eden İnaltekin, "Geleceğimizin güvencesi çocuklarımızın yetiştirilmesinde gerekli kültürel, ekonomik ve sosyal tüm önlemlerin alınması, aydınlık yarınların kurulabilmesi yönünden de büyük önem taşımaktadır. Sağlık, beslenme, eğitim, barınma koşullarının iyileştirilmesinin yanı sıra güç koşullarda yaşayan ve suça yönelen çocuklarımıza sahip çıkılarak topluma kazandırılmaları ve geleceğe hazırlanmaları, birey, toplum ve devlet olarak temel görevimizdir" diye konuştu.

"Çocuklardan alışveriş yaparak onlara kötülük ediyoruz"

Sokakta çalışmak durumunda kalan çocuklara da dikkati çeken İnaltekin, "Maalesef iyi niyetle de olsa çocuklardan emek ve hizmet satın alarak aslında onlara uzun vadede kötülük yapmış oluyoruz. Bu anlamda biz yetişkinlerin de sorumluluğu var. Buna alışan çocuk, artık kendini sokağa bağımlı hissediyor. Bu konuda uzman tüm kurum ve yetkililer, eğitim çerçevesinde bu çocukların daha sağlıklı bir hayat yaşaması için çalışmalı. Bizler İstanbul Valiliği ve Emniyeti, ayrıca yetkili tüm komisyonlarca bu sorunu çözmek ve çocukları sokaklardan uzaklaştırıp daha mutlu yaşamalarını sağlamak için çalışmalarımıza devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.

"Günlüğü 1 liraya çalıştırılan çocuklar var"

Hayata Destek Derneği Genel Koordinatörü Sema Genel Karaosmanoğlu ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'deki kayıtlı 2,2 milyon Suriyeli sığınmacının 792 binini okul çağındaki çocukların oluşturduğunu ifade etti.

Bu çocukların beslenme, barınma, psikolojik destek gibi temel gereksinimlerinin yanı sıra eğitime erişebilmelerinin de son derece önemli olduğunu vurgulayan Karaosmanoğlu, "Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullar ve Arapça eğitim veren geçici eğitim merkezlerinde Suriyeli çocukların ancak yüzde 32'si eğitim hakkına erişebiliyor. Bu, yarım milyonun üzerindeki okul çağındaki çocuğun eğitim alamaması demektir" şeklinde konuştu.

Çocukların kimisi boş gezerken kimisinin de geçim sıkıntısından dolayı çok düşük ücretlerle çalışmak zorunda kaldığını ifade eden Karaosmanoğlu, "Hayata Destek olarak sınır bölgesinde yaptığımız araştırmalar gösteriyor ki Suriyeli ailelerin yüzde 18'inin çocuğu çalışıyor. Bu durum, istismarla ilgili çok ciddi sorunlara yol açıyor. Günlüğü 1 liraya çalıştırılan çocuk örneklerine rastlıyoruz. Fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalan çocukların başlarındaki en büyük sorunlardan biri de çocuk evlilikleri" ifadelerini kullandı.

Mevsimlik işçi olarak tarımda çalışan ailelerin çocuklarının da önemli bir sorun yaşadığına dikkati çeken Karaosmanoğlu, şunları kaydetti:

"Mevsimlik gezici tarımda çocuk işçiliği, Türkiye'nin birçok ilinde yüz binlerce çocuğu etkileyen ve çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinden biri olarak tanımlanmış bir sorundur. Mevsimlik gezici tarım işçiliğinde çocuk işçiliğinin kayıtsız - şartsız önlenmesi gerektiğini savunuyor, göç sürecine dahil olan tüm çocukların eğitim ve sağlık hakkı başta olmak üzere insan onuruna yakışır koşullarda yaşamlarını sürdürebilmesi, gerekenlerin yapılması için 'Bu iş çocuk oyuncağı değil' başlığı altında çalışmalar yürütüyoruz. Mevsimlik gezici tarım işçiliğinde çocuk işçiliğine çözüm olacak güçlü bir iradenin desteklediği ulusal politikaların oluşturulmasının ve bu politikaların etkili şekilde uygulanmasının gerekliliğine inanıyoruz."