Eski Diyanet İşleri Başkanı Görmez: Dinin siyasileşmesi ve siyasetin dinselleşmesi büyük bir hata

Son Güncelleme:

Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Şu anda ahlaki üstünlük noktasında sorunlar yaşıyoruz" değerlendirmesi yaptı. Dinin siyasete dahil edilmesi üzerine konuşan Görmez açıklamasının devamında, "Dinin siyasileşmesi, dinin salt politik bir mekanizmaya dönüşmesi ne kadar büyük bir hata ise, siyasetin dinileşmesi, siyasetin din gibi takdim edilmesi de o kadar büyük bir tehlikedir" ifadelerini kullandı.

Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Açıkdeniz isimli dergiye yaptığı değerlendirmede "Güç ve iktidar sahibi olmak, bizatihi ümmeti inşa etmenin önüne geçti. Bu da beraberinde gündelik politik ve ideolojik bir şey doğurdu. Bu söylemin kendisi dinin sırtında yüke dönüştü aslında. Ve bu sefer o gücü kaybetmemek bir gayeye dönüştü. Bunun için de en ağır, en hoyrat dil kullanılmaya başlandı." diye konuştu.

KUTUPLAŞMA UYARISI

Görmez tespitlerine şöyle devam etti:

"Dinin siyasileşmesi, dinin salt politik bir mekanizmaya dönüşmesi ne kadar büyük bir hata ise, siyasetin dinileşmesi, siyasetin din gibi takdim edilmesi de o kadar büyük bir tehlikedir. Bu iki büyük tehlike şu anda dinin sırtındaki iki büyük yüktür. Bu hepimizin dilini de, kalbini de, ilişkilerimizi de etkiliyor. Bütün kutuplaşmaları da bu doğuruyor.

Pek çok yangında, ölen insanların çoğu acemi itfaiyecilerin hatalarıyla ölürler. Eğer itfaiyeci acemi ise insanları tahliye etmeden önce suyu oraya basar ve insanların dumandan ölmesine yol açar. Aslında acemi olduğu halde kendisine usta itfaiyeci rolü biçip bu ateşleri söndürmek isteyen pek çok âlimimiz, mütefekkirimiz, aydınımız var. Bu nedenle biz dumanda boğuluyoruz."

"GENÇLERİN İSLAMDAN KOPUŞU"

Görmez, gençliğin dinden uzaklaşmasına dair de yorumlar yaptı:

"Bir adama dindar dendiği zaman aklımıza ilk gelecek şey, âdildir, emindir, ahlaklıdır, dürüsttür olmalı. İslam ümmeti teknolojiyi kaybetmekle üstünlüğünü kaybetmez. Ama ahlaki üstünlüğümüzü kaybettiğimiz zaman biz kaybederiz. Şu anda ahlaki üstünlük noktasında sorunlar yaşıyoruz.

Mubah alanını daraltan bir takva anlayışı var. Ruhbanlığı, rahbaniyeti takvayla karıştıranlar var. Bu da gençliğin İslam'dan kopuşuna yol açıyor."