Koçyiğit: 2025 Vicdanlarımızı Sınadı

Son Güncelleme:

CHP'li Güler Koçyiğit, 2025'in adalet ve hukukun tartıldığı bir yıl olduğunu vurguladı.

(DİYARBAKIR) - CHP Diyarbakır İl Kadın Kolları Başkanı Güler Koçyiğit, "2025, rakamlardan ibaret bir yıl olmadı; vicdanlarımızın sınandığı, hukukun tartıldığı, adaletin sık sık sessiz kaldığı bir yıl oldu" dedi.

CHP Diyarbakır İl Kadın Kolları Başkanı Güler Koçyiğit, yayımladığı yeni yıl mesajında, ülkedeki toplumsal, ekonomik ve hukuki tabloya dikkat çekti. Bir yılı geride bırakırken yaşanan sorunların derinleştiğini vurgulayan Koçyiğit, "Takvim yaprakları değişti ama memleketin ruh hali yerinde sayıyor. 2025, rakamlardan ibaret bir yıl olmadı; vicdanlarımızın sınandığı, hukukun tartıldığı, adaletin sık sık sessiz kaldığı bir yıl oldu" ifadelerini kullandı.

Toplumun her kesiminde derin bir yorgunluk olduğunu, yoksulluğun artık istisna olmaktan çıktığını, gençlerin gelecek hayali kuramadığını ifade eden Koçyiğit, şunları kaydetti:

"2025, rakamlardan ibaret bir yıl olmadı; vicdanlarımızın sınandığı, hukukun tartıldığı, adaletin sık sık sessiz kaldığı bir yıl oldu. İnsanlar geleceği planlamıyor, yalnızca ay sonunu hesaplıyor. Gençler hayal kurmuyor; hayal kurmanın 'lüks' sayıldığı bir ülkede büyüyorlar. Eğitim sistemi ise bu yorgunluğu besliyor. Okullar bilgi değil, itaat üretiyor. Eleştiren değil, susan birey makbul.

Emek ucuzladı, hayat pahalılaştı. Çalışan yoksullar ülkesi olduk. Asgari ücret geçim ücreti olmaktan çıktı, hayatta kalma harçlığına dönüştü.

Hukuk devleti ilkesinin zayıflamasının ekonomiyi de çökertti. Çünkü adalet olmayan yerde ekmek de büyümüyor. Adaletin terazisi şaştı; kim için ağır, kim için hafif olacağı artık öngörülebilir. Hak aramak cesaret istiyor, haksızlık yapmak ise çoğu zaman cezasız. Yargıya güvenin bu kadar sarsıldığı bir ülkede toplumsal barıştan söz etmek mümkün mü?

Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet sürüyor. Kadın cinayetleri münferit değil, politiktir. Bu ülkenin ne doğusunda ne batısında düşman var. Bu ülkenin sorunu adaletsizliktir, eşitsizliktir, liyakatsizliktir. Bu toprakların ihtiyacı korku değil, cesarettir. Suskunluk değil, söz söylemektir. Kadınların hayatının istatistiklere sıkıştırılmadığı, çocukların korkmadığı, emeğin değer bulduğu bir ülke mümkündür. Biz kadınlar, barışı da direnişi de biliriz. Umudu romantik bir kelime olarak değil; örgütlü ve eşitlikçi bir mücadele olarak görüyoruz."

Kaynak: ANKA