5. Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu

Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Okur, "Suriye yangını bölgeyi yakıyor, bileşenlerine ayırıyor. Bileşenlerine ayrılan bölgede çok büyük rekabet dalgasını üzerimize doğru çekiyor" dedi.

Polis Akademisi Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Araştırma Merkezi (UTSAM) tarafından bu yıl "Stratejik Güvenlik Yaklaşımları" temasıyla düzenlenen 5. Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu (UTSAS 2013) kapsamında "Suriye'den Sonra Büyük Ortadoğu Yangını ve Türkiye" konulu oturum gerçekleştirildi.

Oturumda konuşan Doç. Dr. Okur, Ortadoğu'da çok büyük bir dalgalanma sürecinin yaşandığını, bu sürecin Türkiye'yi nasıl etkileyeceğinin irdelenmesi için öncelikle sürecin iyi değerlendirilmesi gerektiğini anlattı.

Suriye'nin Irak'ı ve diğer coğrafya ülkelerini de etkileyecek bir şekilde parçalanmanın eşiğinde olduğunu belirten Okur, "Ortadoğu'yu var eden sosyolojik kumaş liflerini ayrıştırıyor. Bu etnik ve inanç temelli ayrışma çok ciddi bir radikalleşmeyi de beraberinde getiriyor" diye konuştu.

Suriye'de yaşanan iç savaş kapsamında daha önce bölgede var olmayan akımların ortaya çıktığını ifade eden Okur, özellikle dışarıdan muhaliflerin ya da rejimin yanına savaşçıların akın ettiğini söyledi.

Uluslararası sınırların geçişlerinin olduğu ülkelerin devlet altı aktörlerinin çatışma konusunda sivrildiklerini, bu aktörlerin ideolojilerinin de çatışmayı etkilediğini dile getiren Okur, bu durumun Ortadoğu'da ayrıştırma, saflaştırma etkisi oluşturduğunu kaydetti.

Ortadoğu'daki bu etkileşmenin Türkiye açısından çok önemli güvenlik sorunları oluşturduğuna işaret eden Okur, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ayrışma meselesi devlet altı düzeyde tehdit oluştururken, hem bölgesel güçler arasında hem de küresel güçler arasında yanıbaşımızda bir büyük rekabetin de habercisi. Yani liflerine ayrılan bir coğrafya nasıl tekrar toparlanacak sorusu, bir büyük rekabetin sonucunda belirlenecek. Bunun anlamı, Türkiye'nin gelecek 10 yılında yakın coğrafyasında çok ciddi devletler düzeyinde bir rekabet ve güvenlik sorunuyla yüz yüze bulunduğu anlamına geliyor. Türkiye'nin bir taraftan devlet altı düzeydeki tehdit ve tehlikeleri önce anlaması, kavraması ve bunlarla konuşması, yönlendirmesi gerekiyor. Diğer taraftan bölgesel ve küresel güçler oyununa kendisini hazırlaması lazım. Suriye'nin orta vadede söylemiş oldukları bunlar."

- Cenevre mutabakatı sağlansa bile çatışmalar sonlanmaz

Suriye'deki iç savaşta ateşkes arayışı için gelecek yıl ocak ayında Cenevre görüşmesi yapılacağını söyleyen Doç. Dr. Okur, bu toplantıda mutabakat sağlanırsa Suriye'deki çatışmaların tamamen sonlanmayacağını, sadece ikinci evresine geçileceğini ifade etti.

Mutabakat sonucunda hem yabancı savaşçılarla hem masaya oturmayı reddedenlerle ikinci çatışma hattı oluşacağını anlatan Okur, bu konuda Türkiye'nin yakın vadede güvenlik planlamasını yapması gerektiğini vurguladı.

Suriye'deki iç savaşın, Türkiye'nin yeni bir terör saldırısı ve yeni tehditlerle karşı karşıya kalmasına neden olabileceğine işaret eden Okur, yakın vadede yalnız Ortadoğu'daki ilişkilerini değil, dünya sisteminin kalanıyla da ilişkilerini etkileyecek jeopolitik dönüşüm karşısında stratejik hamlelerini yapması gerektiğini bildirdi.

Türkiye'nin zorlu bir evreye girdiğini dile getiren Okur, "Suriye yangını bölgeyi yakıyor, bileşenlerine ayırıyor. Bileşenlerine ayrılan bölgede çok büyük rekabet dalgasını üzerimize doğru çekiyor" diye konuştu.

- Irak'ta yaşanan iç savaşın benzeri Suriye'de

Irak Stratejik Araştırma Merkezinden Dr. Mouayad Alwindawi de "Suriye Krizinin Irak'ın Güvenlik ve İstikrarına Etkisi" konusunda açıklamada bulundu.

Amerika terk ettiğinde Şii, Sünni ve Kürt militanların Irak'ı şekillendirdiğine dikkati çeken Alwindawi, Irak'ta yaşanan iç savaşın bir benzerinin Suriye'de de yaşandığını ifade etti.

Suriye'deki iç savaşın daha da uzun sürebileceğine işaret eden Alwindawi, "Suriye ile ilgili hiçbir anlaşma yapılmaz ise burada kaynayan kazan, yeni bir Ortadoğu'nun oluşmasına neden olacak" dedi.