Mısır'da Ordunun Yönetime El Koyması

İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, Mısır'da ordunun yönetime el koymasıyla ilgili, "Bu tarz bir askeri müdahaleyi onaylayamayız, herkesin bu konuda net olması önemli" dedi.

Bildt, Mısır'da yaşananların klasik bir askeri darbe olmadığını, sivil hükümeti ve demokrasiye dönüşü içermesi açısından 2006 yılındaki Tayland'da gerçekleşen askeri müdahaleye benzediğini kaydetti.

Tayland'da 19 Eylül 2006'da darbe gerçekleştiğinde, AB adına zamanın Dönem Başkanı Finlandiya tarafından yapılan açıklamada, "Tayland'da askeri güçlerinin yönetimi demokratik hükümetten devralmasını kınıyoruz. AB, orduya geri çekilme ve demokratik yollarla seçilmiş hükümetin yolunu açma çağrısı yapıyor" denilmişti.

Mısır'daki gelişmelerin ardından AB adına, Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton tarafından yapılan açıklamada ise "Mısır'da bütün tarafları serbest ve adil cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılması ve anayasanın onaylanması dahil hızla demokratik sürece dönmeye çağırıyorum. Bunlar, ülkenin kaldığı yerden devam edebilmesi ve demokratik dönüşümünü tamamlayabilmesi için tamamen kapsayıcı yaklaşımla yapılmalı" ifadelerine yer verilerek "Umarım yeni yönetim bütünüyle kapsayıcı olur" temennisinde bulundu.

Ashton'ın sözcülerinden Maja Kocijancic, bugün olağan basın toplantısında, "Mısır'da yaşananlarla ilgili artık daha çok bilgi sahibisiniz, bunu darbe olarak adlandırıyor musunuz? Eğer adlandırmıyorsanız İslam ülkeleri söz konusu olduğunda AB'nin çifte standart uyguladığı eleştirilerine hedef olmaktan endişe etmiyor musunuz?" sorusuyla karşılaştı.

Kocijancic, "(Mısır'da) silahlı kuvvetlerin yükselen tansiyon ve artan kutuplaşmaya cevap olarak Mısır toplumunun yeterli desteğiyle reaksiyon gösterdiğini" savundu.

Sözcü, Mısır'da cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılması ve yeni anayasanın kapsayıcı bir süreçte hazırlanması dahil öngörülen takvime bağlı olarak demokratik sürece dönülmesini istediklerini belirtti.

Kocijancic, AB'nin dayandığı ve savunduğu değerlerin değişmediğini ve Mısır'la ilgili aldıkları tutumun buna uygun olduğunu ileri sürdü. - Brüksel