2015 Kamu Borç Yönetim Raporu

Hazinenin 2015 Kamu Borç Yönetimi Raporu'nda, işsizlik oranında 2015-2017 döneminde bir miktar iyileşme beklendiği belirtildi.

Hazine Müsteşarlığı, borç yönetimine ilişkin çeşitli veri ve değerlendirmelerin yer aldığı 2015 Kamu Borç Yönetimi Raporu'nu yayımladı.

Rapora göre, geçen yılki yüzde 3,4 büyümeye rağmen küresel ekonomide henüz geneli kapsayan, dengeli ve sürdürülebilir bir toparlanma sağlanamadı. Finansal piyasalara ilişkin riskler bir miktar azalmış olsa da önümüzdeki döneme ilişkin belirsizlikler varlığını sürdürüyor.

Dünya ekonomisinde bu yıl yüzde 3,5 büyüme bekleniyor. Küresel ekonomik görünüme ilişkin aşağı yönlü riskler arasında gelişmiş ülke merkez bankalarının politikalarına ilişkin belirsizlikler öne çıkıyor. Bunun yanında, yaşanan bölgesel anlaşmazlıklar jeopolitik açıdan risk oluşturuyor, ilgili ülkelerin ekonomilerini olumsuz etkiliyor. Gelişmiş ekonomilerde deflasyon riski ve Çin ekonomisindeki yapısal dönüşümden kaynaklı olumsuz etkiler de diğer aşağı yönlü risk faktörleri olarak gösteriliyor. Diğer taraftan, petrol fiyatlarında yaşanan düşüş, yukarı yönlü bir risk kaynağı olarak görülüyor.

Son dönemde, gelişmiş ülkelerin uyguladıkları para politikaları ise küresel ekonominin en önemli gündem konularının başında yer alıyor. Para politikalarına ilişkin açıklamalar, döviz kurları ve sermaye piyasalarında dalgalanmalara neden olabiliyor. Özellikle FED'in faiz artırımına ne zaman başlayacağına ilişkin belirsizlik, başta gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere küresel finans piyasalarında belirleyici bir rol oynuyor.

Gelişmiş ülke para politikalarının normalleşme süreci, yakın bölge ülkeleri kaynaklı jeopolitik riskler, Avro Bölgesi ekonomisinde görece zayıf seyir ve kırılganlıkların devam etmesi ve küresel petrol fiyatlarındaki gelişmeler Türkiye ekonomisi açısından önem taşıyor.

Türkiye'de 2013'ün son çeyreği ile 2014'ün başında daha dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme patikasının oluşturulması amacıyla uygulanmaya başlanan makro-ihtiyati tedbirler ve vergi düzenlemeleri, 2014'te büyümenin kompozisyonunu net dış talep lehine dengeledi. Bunun sonucunda 2014'ün genelinde net dış talep büyümeye 1,8 puan katkı verdi.

6 milyon 231 bin ilave istihdam

Uygulanan politikalar istihdam piyasasında güçlü seyri de beraberinde getirdi. Nisan 2009 ile Şubat 2015 arası dönemde mevsimsel düzeltilmiş olarak toplam 6 milyon 231 bin kişiye ilave istihdam sağlandı. İstihdamdaki güçlü seyre rağmen işgücü arzında artış eğilimi işsizlik oranının yükselmesine yol açtı. İşsizlik oranında 2015-2017 döneminde bir miktar iyileşmesi bekleniyor.

Dış ticaret açığı ve cari açıkta geçen yıl önemli iyileşmeler kaydedildi. Böylece, cari işlemler açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı, 2013 yılındaki yüzde 7,9 seviyesinden yüzde 5,8'e geriledi.

Önümüzdeki dönemde petrol fiyatlarındaki düşüşün cari işlemler açığındaki iyileşme eğilimini desteklemesi, jeopolitik gelişmelerin ve avro/dolar paritesindeki gerilemenin bu eğilimi sınırlandırması öngörülüyor.

Cari işlemler açığının finansmanı ağırlıklı olarak bankaların ve özel sektörün yurtdışı tahvil ihraçları ve kullandıkları uzun vadeli kredilerle sağlandı. Yabancı sermaye yatırımları finansmana olumlu katkı verirsen, gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarındaki belirsizlikler sebebiyle uluslararası sermaye hareketlerinde gözlenen dalgalanmalara paralel olarak Türkiye'de portföy akımları kaynaklı sermaye girişleri görece sınırlı kaldı.

Enflasyona yönelik beklentiler

Enflasyon geçen yıl yüzde 5 olan hedefin üzerinde gerçekleşerek yüzde 8,2 seviyesini gördü. Önümüzdeki dönemde başta petrol olmak üzere küresel emtia fiyatlarındaki düşük seyir ve iç talepteki ılımlı görünümün enflasyondaki iyileşmeyi desteklemesi, döviz kuru geçişkenliğinin gecikmeli etkilerinin ise enflasyon üzerinde baskı oluşturmayı sürdürmesi bekleniyor.

Kamu maliyesine ilişkin temel göstergelerdeki olumlu görünüm 2014'te devam etti, merkezi yönetim bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranı yüzde 1,3 oldu.

Bu yıl bütçe açığının ve faiz dışı fazlanın GSYH'ye oranlarının, sırasıyla, yüzde 1,1 ve yüzde 1,7 olarak gerçekleşmesi öngörülüyor.

Kamu maliyesindeki başarılı görünümle birlikte güçlü yapısını koruyan bankacılık sektörü, 2014'te kredi ağırlıklı büyümesini sürdürdü ve toplam aktiflerin GSYH'ye oranı yüzde 114 seviyesinde gerçekleşti.

Alınan makro ihtiyati tedbirlerin etkisiyle bankacılık sektöründe kredilerin artış hızı ve kompozisyonunun arzu edilen yönde gelişti. Bu çerçevede, ticari kredilerin toplam kredi artışındaki etkisi artmaya başladı. Bu gelişmeler doğrultusunda bankacılık sektörünün orta ve uzun vadede ekonominin daha güçlü, istikrarlı ve dengeli biçimde büyümesine katkı sağlaması bekleniyor.