Dövülen Amedspor Yöneticisi: Boynum Kırılmasın Diye Aşağıya Doğru Uzandım

Ankaragücü- Amed Sportif maçında protokol tribününde dayak yiyen ve 2.5 metre yükseklikteki merdiven boşluğundan atılan yönetici Haldi Soran Mızrak, kendisini dövenlerle mücadele etmeye çalışırken, arkadan iteklendiğini söyledi. Mızrak, "Beni kafa üstü çakıp boynumu kırmasınlar diye ben uzandım ki daha yakın mesafeden düşeyim diye. En son biri gelip kemerden tutup arkadan atınca biraz şans eseri parende ile sırt üstü düştüm" dedi.

"İLK ETAPTA PET SU ATILDI..."

Ankara'da hafta sonu oynanan konuk Diyarbakır ekibinin 2-1 kazandığı maçta protokol tribününde dayak yiyen Amed Sportif yöneticileri olaylardan Futbol Federasyonu'nu sorumlu tuttu. Türkiye kamuoyunun 2 günden bu yana konuştuğu görüntülerde yer alan ve dayak yedikten sonra 2.5 metre yükseklikteki merdiven boşluğundan atılan Amed Sportif Kulübü Basın Sözcüsü ve avukatı Haldi Sorun Mızrak, dehşet anlarını anlattı. Maç başından beri Ankaragücü taraftarının ırkçı ve ağza alınmayacak küfürler ettiğini, ilk yarıda gol bulduktan sonra sakinleştiklerini belirten Mızrak, "İkinci yarı başladıktan sonra bizim attığımız ilk gol ile birlikte yanımızda bulunan diğer yönetici arkadaşlarımızın misafirleri istemsiz bir şekilde sevindiler. Sevinmeden sonra ilk etapta arkadan küfürleşmeler başladı ve sonra durdu. Takımın ikinci golünden sonra yine alkışlamalar oldu bizim arkadaşlardan bir iki kişiden. Bunun üzerine ilk etapta bir pet su atıldı. Sonra ne oluyor ne bitiyor demeye kalmadan bir anda güruh halinde saldırmaya başladılar" dedi.

"SALDIRANLAR BAŞKAN YARDIMCISI, BAŞKAN KORUMASI"

Amed Sportif yönetiminden toplam 5 kişi ve 2 misafirlerinin bulunduğunu belirten Mızrak, şöyle devam etti:

"As başkanımızın burnu kırıldı, genel sekreterimiz kulak altına aldığı darbe ile ufak bir travma geçirdi. Bana bayağı şiddetli bir şekilde kaba darp oldu. Bize saldırı yapılan yer protokol tribünü. Bana saldıranlar sonradan görüntülerde baktığımızda başkan yardımcısı olduğu söylenen bir şahıs var, başkanın koruması var, saldırı esnasında akreditasyon kartları üzerinde resmi güvenlik görevlisi yazılan 4 kişi sayabildim."

"7 KİŞİNİN 1 KİŞİYE SALDIRMASI İZAH EDİLEMEZ"

Olay sırasında çekilen görüntüleri sonradan izlediğini söyleyen yönetici Mızrak, görüntüleri daha sonra kendisinin yanı sıra ailesi ile izlediğini belirterek, şöyle dedi:

"Haliyle kötü oldular ve kin ve nefret ile doldular. Ama önemli olan toplumun ne hissettiğidir. Bu bana yapılan sıradan bir saldırı değildi, şahsım ile alakalı olsa ilgide görmez ve tepki de çekmezdi. Ama orada Amedspor'lu bir yöneticiye yapılan saldırı var ve iki gündür hiç tanımadığım insanlar arayıp geçmiş olsun dileklerini ve olayı lanetlediklerini ifade ediyorlar. Bu durum git gide toplamda duygusal kopuşu hızlandırır, başka bir şeye de hizmet etmez. Orada 7 kişinin bir kişiye saldırması ne akıl ile ne izan ile izah edilebilir, ne de erkeklik ile izah edilebilir. Bu yalnızca bilinçsiz, şuursuz bir güruhun hezeyanı olarak ben görüyorum. Saldıranlara da çok bir anlam yüklemiyorum çünkü bugün bu noktaya getiren Türkiye Futbol Federasyonudur. Sezon başından beri bizi ısrarla düşmanlaştıran, kriminalize eden verdiği haksız cezalarla, futbolcularımıza verdiği cezalar, puan silme ile bizi bu noktaya getiren Türkiye Futbol Federasyonu oldu. Federasyonun bu bir yıllık tutumunun son perdesi de benim ve diğer yönetici arkadaşlarımızın şiddet görmesi ile sonuçlandı."

"BOYNUM KIRILMASIN DİYE AŞAĞI DOĞRU UZANDIM"

Dövülme ve aşağı atılma anlarını biraz hatırladığını söyleyen Haldi Sorun Mızrak, kendisini aşağı doğru itmeye çalıştıklarını gördüğünü anlatırken, şöyle konuştu:

"İlk etapta saldırı oldu, tepki gösterdim. Tepki göstermemin üzerine 7-8 kişi saldırdı. 3 kişi aşağıdan zaten beni çekiyordu. Biri ceketimden, biri kravatımdan biri akreditasyon kartımdan çekiyordu. Onlarla mücadele etmeye çalışırken birde arkadan itiklendiğimi hissedince beni kafa üstü çakıp boynumu kırmasınlar diye ben uzandım ki daha yakın mesafeden düşeyim diye. En son biri gelip kemerden tutup arkadan atınca biraz şans eseri parende ile sırt üstü düştüm. Aşağıda da saldırı devam etti, görüntülerdeki kısım yapılanın üçte biriydi. Aşağıda daha şiddetli bir şekilde tekmelerle giriştiler. Başkanımız birilerini üstünden almaya çalıştı ve araya girme bahanesi ile bir Ankaragücü yönetici benim çektiği sırada son yumruğu o vurdu. gözümün üzerindeki şişliğin sebebi yumruk oldu."

"LİNÇ GİRİŞİMİNDE BULUNDULAR"

Saldırı sırasında burnu kırılan Amed Sportif Asbaşkanı Nurullah Edemen ise, sezonun ilk yarısında Diyarbakır'a gelen Ankaragücü yöneticileri kendi araçları ile havaalanından alıp kahvaltıya götürdüklerini daha sonra aynı şekilde misafir edip uğurladıklarını söyledi. Edemen, verilen değer, misafirperverliğin karşılığının bu olmaması gerektiğini ifade etti. Edemen, şöyle devam etti:

"Gördüğünüz gibi benim gözüm mor, burnum kırık. Şu an biraz düzelmiş. Yapılanları hiçbir şeye sığdıramayız. Bize saldıran yönetici kimliğindeki arkadaşlar, baktığınızda boyunlarında akreditasyon kartları görülüyor. Maalesef Ankaragücü'nün başkanı da buna dahildir. Görüntülerde çok net görünüyor. Yanındaki yönetici ve korumalarla ciddi anlamda bize karşı linç girişiminde bulundular. Bunu, saldırı diyerek çok basite indirgemiyorum. Burada insanların canına kast edilmiştir. Soran arkadaşımız, 3 metre yükseklikten atılıyor. Düştükten sonra dövülüyor. Aramızda bir kadın arkadaşımız olmasına rağmen ona yapılan saldırganlık tarif edilemez. Bunu, ben hiçbir şeye sığdıramıyorum. Bunun tek sebebi TFF'dir. Gerekçesi de sezon başından beri Amedspor'a karşı yapılan ırkçı saldırılara karşı, bir ceza verilmemesidir. Bu durum buna prim tanıdı ve Amedspor'u hedef haline getirdi. Ankaragücü bunun bir patlaması oldu. Bu işin organizeli bir şekilde geliştiğini ifade etmek istiyorum. Otele gittiğimizde bir arkadaşımız, protokole bir saldırı yapılacağını söyledi. Ben bunu ciddiye almadım hatta tersledim. Öyle bir şey olur mu, bu insanlar bizim arkadaşlarımızdır. Biz bu rahatlılıkla gittik. Dayağı yedikten sonra anladık. Olmaması gereken bir şey. Yürekli insanlar olsaydı keşke teke tek gelseydiler, 50-60 kişi 5 kişinin üstüne çullanmasaydı. Bu durumu Türkiye kamuoyunun taktirine bırakıyorum."