Delebe: Parlemanto İşlevini Yitiriyor

Milli Güvenlik Kurulu sonrasında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan 3 ay boyunca Olağanüstü Hal ilan edildiğini duyurdu. Şanlıurfa Baro Başkanı Hikmet Delebe 3 ay boyunca geçerli olacak Olağanüstü Hal durumu ile ilgili bir dizi açıklamalarda bulundu. Delebe, parlamentonun işlevinin bir kısmının yitirileceğini vurgularken açıklamasında darbeyi kınadıklarını da dile getirdi. Delebe, "15 Temmuz akşamı bilindiği üzere bir darbe teşebbüsü yaşandı ve başta Ankara olmak üzere yurdun dört bir yanında bir tesir yarattı fakat halkın bütün katmanlarının karşı çıkmasıyla bütün siyasi partilerin bu konuda tepki vermesiyle darbe teşebbüsü önlendi. Darbeler hukuk sistemini bertaraf eden, hakkı hukuku ortadan kaldıran ve demokratik rejimi berhava eden uygulamalardır" Dedi.

"SÜRE UZATILABİLİR"
3 aylık Olağanüstü Hal durumunun gerektiğinde uzatılabileceğini belirten Delebe açıklamasına şu cümlelerle devam etti: "Olağanüstü Hal Anayasanın 119'ncu ve devamı maddelerinde düzenlenmiş. 119'ncu maddede olağanüstü hal tabii afetlerin meydana gelmesi, ekonomik buhranların krizlerin meydana gelmesi halinde alınabilecekken 120'nci maddede ise şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu otoritesinin bozulması tehlikesinin bertaraf edilmesi için alınabilir. Olağanüstü Hal uygulaması bölgemizde uzun yıllar yaşandı temel hak ve özgürler önemli ölçüde zedelenir. Halkın özüne dokunan uygulamalar ortaya çıkar, bu bakımdan anayasada düzenlenmiş olan Olağanüstü Halin koşullarının oluşup oluşmadığı net olarak ifade edilmeli, tartışılmalı. Gerçekten olağanüstü halin uygulanması gerektiğine dair bir kanaat meydana gelirse parlamento tarafından bu yönde karar verilmelidir. Olağan üstü hal malum 3 aylığına alındı fakat anayasaya göre cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanan bakanlar kurulunun vereceği kararla 6 aya kadar alınabiliyor. Daha sonra yine bakanlar kurulunun teklif ve tavsiyesi üzerine parlamento bunu 4'er aylık periyotlar halinde de bu uygulamayı uzatabiliyor"

"PARLAMENTO ÖNEMLİ ÖLÇÜDE İŞLEVİNİ YİTİRİYOR"
Delebe, "Olağanüstü Hal ile birlikte parlamento önemli ölçüde işlevini yitiriyor, çünkü Bakanlar Kurulu kanun hükmünde kararname yetkisine sahip olarak çok önemli konularda kanun hükmünde kararnameler alabiliyor. Kanun hükmünde kararlar çoğu zaman yargıya götürülemiyor yargı yolu kapalı olarak alınıyor. Burada önemli olan alınan olağanüstü hal tedbirlerinin hakkın, hukukun ve demokrasinin özüne dokunmadan yürütmektir. Esasında şuanda OHAL uygulamasının darbe teşebbüsü ile birlikte ne tür bir sonuç doğuracağını konuşmak henüz erken. Bu karar alınıp uygulamaya geçildikten sonra uygulamasıyla ilgili bazı şeyler söylenebilir. TBMM alınan bu olağanüstü hal kararını değerlendirecek. Uygulamaya yakından bakmak gerekir, bölgemizde daha önce yapıldığı gibi işkencelere, kötü muameleye hakkı hukuku ortadan kaldıran uygulamalara yol açacaksa elbette bütün insan hakları örgütlerinin buna itiraz etmesi gerekir. Darbe teşebbüsünün bir daha meydana gelmemesi için bir uygulama olarak Türkiye hukukuna uygulanacaksa burada uygulamaya bakmak ve uygulamaları görmek gerekiyor" dedi.

"AZ OLAN HAKİM SAVCI SAYISINI DAHA AZALDI"
Yargıda yaşanan tutuklamalara de değinen Delebe şunları söyledi: "Tutuklanan hakim ve savcılar şuanda adalet mekanizmasının en büyük sorunu, Ankara'da yaptığımız toplantıda da bu çok etraflı bir şekilde konuşuldu, tartışıldı. Zira şuanda ülkenin dört bir yanında ciddi sayıda hakim savcı tutuklanması, el çektirmeler söz konusu. Anayasa Mahkemesinin 2 üyesinden tutun da Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu üyelerine kadar oradan tutun yüksek yargıya Danıştay ve Yargıtay'a kadar pek çok hakim savcı tutuklandı. Bu zaten az olan hakim savcı sayısını daha da azalttı. Çünkü biz öteden beri 78 milyonluk bir ülkede toplamda 15 bin hakimin yetersiz olduğunu ifade ederdik. Hakim ve savcıların tutuklanması, el çektirilmesi durumunda adalet mekanizmasında ciddi anlamda boşluklar ortaya çıkacaktır. Bu bakımdan biz baro başkanları olarak Türkiye Barolar Birliği ile paylaştık, Barolar Birliği de bunu HSYK ile paylaşacak, çünkü adalet geciktirilemez, ötelenemez. Bir an önce HSYK ve Bakanlığın bu konuda acil önlemler alması gerekiyor. Sadece Urfa'da 42 hakim savcı tutuklanıyorsa ve pek çok hakim savcı görevden uzaklaştırılıyorsa mutlak suretle bu adalet mekanizmasına işleyiş noktasında büyük zarar verecektir. Yargı mekanizmasında ki tutuklamalar, gözaltılar ve görevden el çektirmeler nedeniyle adalet mekanizması 1 yıla kadar normal işleyişine kavuşamayacaktır. 1 yıl süre ile vatandaş ve avukatlar duruşmaların yapılması, keşiflerin yapılması kararların yazılması noktasında büyük sıkıntı yaşacaklardır. Bu bakımdan bu boşluğun giderilmesi ve eksikliğin tamamlanması bakımından HSYK'nın ve bakanlığın acil önlemler alması gerekiyor."

"BİRLİKTELİK RUHUYLA ÇÖZÜM SÜRECİ KALDIĞI YERDEN DEVAM ETMELİ"
Halkın darbeye karşı omuz omuza durduğunun altını çizen Delebe, çözüm sürecinin tekrar devam etmesi gerektiğini savunarak şunları söyledi: "Biz bütün kesimleri sağduyuya davet ediyoruz, darbe sadece siyasi bir darbe teşebbüsü olmadı, bu darbe teşebbüsü toplumun bütün kesimlerine yapıldı. Toplumda darbeye karşı bir birliktelik sağlanmış iken mutlaka bunun toplumsal uzlaşmaya evrilmesi gerekiyor. Çünkü önümüzde hala Kürt sorunu duruyor ve çözüm süreci belli bir noktaya taşındı ondan sonrada bitirildi. Meydana gelen bu birliktelik ruhuyla çözüm süreci kaldığı yerden devam etmeli ve bu birliktelik çok daha önemli boyutlara daha ileri noktalara taşıyıcı bir güç olarak kullanılmalıdır. Bu bakımdan ben halkımıza geçmiş olsun dileklerimi ifade etmek istiyorum" (Kaynak: Gazete İpekyol)