Depremin Gizli Kahramanları: Tüpraş İşçileri

YUNUS EMRE GÜNAYDIN - ŞAHİN OKTAY - Tüpraş'ta 17 Ağustos 1999'daki depremde çıkan yangın, işçilerin çabalarıyla felakete dönüşmeden kontrol altına alındı.

Petrol İş Kocaeli Şube Başkanı Salih Akduman, AA muhabirine, 1999 yılında Tüpraş'ta çalıştığını belirterek, deprem sırasında korkunç sallantının şokunu atlatmaya çalışırken, hemen yakın zaman diliminde Tüpraş'ta yaşanan yangını haber aldıklarını söyledi.

Gecenin o saatinden itibaren çalışan bütün arkadaşlarının bir vesileyle haberdar edildiğini dile getiren Akduman, kısa sürede fabrikada toplanmaya başladıklarını vurguladı.

Fabrikada esas travmayı yaşayanların 00.00- 08.00 vardiyasında çalışan işçiler olduğuna değinen Akduman, "Onlar için olay biraz daha trajik hal aldı. Fabrikada korkunç sarsıntıyı yaşıyorsunuz. Fabrikanın birçok yerinde aynı anda yangın başlıyor, bacaları yıkılıyor ve en önemlisi elektrik kesintisi yaşanıyor" diye konuştu.

O dakikadan sonra çalışanların ilk şoku atlattığını kaydeden Akduman, "Hem eşlerinden, çocuklarından, anne ve babalarından haber alma duygusu hem de fabrikayı kurtarma duygusu... Düşünün, bir anda birkaç travma yaşıyorsunuz. Bu duyguyla arkadaşlarımızın insanüstü mücadelesi var" şeklinde konuştu.

"Yangının geri dönülemez boyut taşıyacağını biliyorduk"

Akduman, dönemin genel müdürü de dahil, çalışanların yangını söndürme çalışmaları için fabrikada olduğunu söyledi.

Depremin ardından başlatılan çalışmalara diğer fabrikalardaki çalışanların da yardım için geldiğini, yaklaşık bin 700 kişinin alevlerle mücadele ettiğini dile getiren Akduman, şöyle devam etti:

"Hem felaket olmuş hem de yangın çıkmış. Çalışanlar, Tüpraş'ta önünün alınamayacağı yangının ve onun neticesinde oluşabileceklerin, o felaketi, hem ülke açısından hem de bu bölgede yaşayanlar açısından asla geri dönülemez boyut taşıyacağını bildiğinden insanüstü gayret gösterdi. Yaklaşık 5 gün sürdü. Bu süre zarfında hiçbir arkadaşımızın asla fabrikayı terk etmediğini, o an fabrikada çalışan bir işçi olarak gözlerimizle gördüm."

Tüpraş'ın 7 gün 24 saat üretim yaptığını ve tankların sürekli dolu olduğuna işaret eden Akduman, "O an yanılmıyorsam 7 - 8 tank aynı anda yanıyordu. Bunları düşünmek dahi istemiyorum, bölgenin haritadan yok olması gibi bir şey olurdu herhalde. Ortaya çıkabilecek gaz ve zehirleme vakalarının düşünün, yan tarafımızda da amonyak tankları var. Orada bir sürü LPG şirketleri var ve onlarının tamamının dolum merkezleri var. Olayı böyle düşündüğünüzde bu bir kıyamet senaryosu gibi bir olay olurdu" ifadesini kullandı.

Deprem esnasında olağanüstü şeyler yaşandığını anlatan Akduman, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sapanca pompasından desteklenen yangın sistemi var ve o hattın tamamı, koskoca borular, burgu halini almış. Deprem o hale getirecek kadar. Yani yangın sisteminiz, ayakta tutacak sisteminiz bir anda çöküyor. Afetin bütün teknolojik donanımınıza rağmen sizin kontrolümüzün dışında bazı gelişmelere sebebiyet verdiğini düşünün. Buna rağmen tanklarda çıkan yangın bir müddet sonra hem ülkeyi yönetenlerin girişimi hem de fabrika yönetiminin ve çalışanlarının o günkü insanüstü gayretiyle kontrol altına alındı." - Kocaeli