DSP Genel Başkanı Aksakal'dan Milletvekillerine Mektup

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki (TBMM) partilerin milletvekillerine gönderdiği mektupta, "Siz değerli milletvekillerimizi, halkın kaderini yeniden ele alması, makus talihini yenebilmesi, ulusal onurumuzun korunması için, gece başınızı yastığa koyduğunuzda beş dakika düşünmeye ve bu uğurda yurtsever bir duruş sergilemeye davet ediyorum." ifadelerini kullandı.

DSP'den yapılan açıklamada, Genel Başkan Aksakal'ın Meclis'teki siyasi partilerin milletvekillerine sunduğu mektuba yer verildi.

Mektubunda, Türkiye ve komşu coğrafyanın DAEŞ ve PKK eli ile yürütülen kirli bir savaşla yeniden tanzim edildiğini öne süren Aksakal, bu kirli savaşı yürütenlerin bölge insanlarını Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Müslüman-Hristiyan diye ayrıştırmaya çalıştığını, kendi çıkarları için din veya millet farkı gözetmeksizin bölge ülkelerini hedef aldığını aktardı.

Aksakal, küresel sömürünün kader, başkalarının malına, canına, ırzına tecavüzün ise bir cihad yöntemi olarak pazarlanmaya çalışıldığını ifade ederek, "Uluslararası bir stratejinin eseri olan bu plan, ülkemiz üzerinde ilk önce Ecevit gibi milliyetçi-demokrat bir devlet adamını bertaraf ederek başlatıldı. Ardından yasama yürütme yargı sistemi ele geçirildi, beraberinde üniversiteler, medya ve sermaye teslim alındı ve bugün dört yanımız sarılmış bir vaziyette, 'dost' bildiğimiz ülkelerin bile saldırısıyla karşı karşıyayız." dedi.

Siyasi tıkanmışlık dönemi ile karşı karşıya kalındığını savunan ve kötü gidişatı durdurabilecek tek gücün de TBMM olduğunu dile getiren Aksakal, mektubunda şu ifadelere yer verdi:

"DSP, vatanını ve milletini seven herkesin partisidir. Kendini değişen şartlara göre yenileyen, kadim bir partinin genel başkanı dostunuz olarak size bazı hatırlatmalarda bulunmayı naçizane bir vatandaşlık görevi olarak görüyorum.

Partilerimiz ve bireysel geleceğimiz çok değerlidir. Ancak milletimiz ve devletimiz hepsinden daha değerlidir. Düşmanlıklar üzerinden oy devşirmek belki kısa vadeli seçim başarıları getirebilir ancak bu dünyevi hareketler, uzun vadede gelecek nesillerimizin bize kin ve nefret duymasına sebep olur. Bu anlamda esasen "siyasal düşmanlık" bir ulusal güvenlik sorunu olarak da algılanmalıdır.

Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu tekrar hatırlatırım. Hiçbir kişi ya da kurum Meclis'in üstündeymiş gibi kendine kutsallık veya sorgulanamazlık atfedemez. O halde ulusal birliğimize, toplumsal kardeşliğimize yönelik bu stratejiye ve gidişata destek verenleri, bu gaflet, dalalet ve hıyanet durumunu seyredenleri uyarmak için ne kadar daha beklenecektir?

Siz değerli milletvekillerimizi, halkın kaderini yeniden ele alması, makus talihini yenebilmesi, ulusal onurumuzun korunması için gece başınızı yastığa koyduğunuzda beş dakika düşünmeye ve bu uğurda yurtsever bir duruş sergilemeye davet ediyorum. Bu vesileyle, özgür, huzurlu ve mutlu insanların yaşadığı bir Türkiye dileğiyle."