İstihbarat Dairesi Eski Başkanı: Başbakan'ın Bilgisiyle Hareket Ettik - Son Dakika
Güncel

İstihbarat Dairesi Eski Başkanı: Başbakan'ın Bilgisiyle Hareket Ettik

İstihbarat Dairesi Eski Başkanı: Başbakan\'ın Bilgisiyle Hareket Ettik

İstihbarat Dairesi eski Başkanı Ramazan Akyürek katıldığı 'Merkez Siyaset' programında "Başbakan ve Bakan'ın bilgisiyle hareket ettik" dedi.

05.08.2014 00:00  Güncelleme: 00:30

İstihbarat Dairesi eski Başkanı Ramazan Akyürek ve avukatı Adnan Şeker Tarık Toros'un 'Merkez Siyaset' programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olduğu dönemde gerçekleşen Hrant Dink cinayetinde ihmal ve kusuru bulunduğu iddiaları ile anılan Ramazan Akyürek canlı yayında kendini savundu. Ramazan Akyürek, Başbakan’ın bilgisi dışında hareket etmesinin mümkün olmadığını ifade etti.

Dinlemeler konusunda "İstihbarat’ın bir Başbakan’ı dinlememesi lazım." diyen Ramazan Akyürek, "Ancak herhangi bir kurumun başkanının oğlu, istihbarat için normal vatandaştır." dedi.

17 Aralık “rüşvet” ve “yolsuzluk” operasyonu sonrası görevden alınmış olmasını hazmedemediğini açıklayan Akyürek, “Emniyet Genel Müdürümüzün yazılı emri olmadan soruşturma açacak konumda değildim” dedi.

"TEKZİPLERLE SENİ ANLATAMIYORUZ"

İlk kez bir televizyon kanalına çıktığını söyleyen Akyürek, "Hayatımda ilk defa böyle bir programa çıkıyorum. Teşekkür ediyorum. Kendimi gergin hissediyorum. Arzu ederek katılmadım. Avukatım Adnan Bey son dönemdeki yayınlar çok fazla arttığı için tekziplerle uğraşıyoruz. En son önceki gün seni de alıp içeri atacaklar biz tekziplerle seni anlatamıyoruz senin de çıkıp kendini ifade etmen lazım dediği için buradayım. Ben değil televizyonuna çıkmak herhangi bir gazeteci arkadaşa geri döneceğim dedim ama bugüne hiç geri dönüş yapmadım. Ama şimdi mecburiyetten dolayı buradayım." dedi.

İşte Akyürek'in açıklamalarından önemli notlar:

"1958 Adana doğumluyum. 1980 polis akademisi mezunuyum. 1980'den bu yana teşkilatın çeşitli kademelerinde görev yaptım. En son Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevinde bulundum.

"17 ARALIK OPERASYONUNDAN 3 GÜN SONRA GÖREVDEN ALINDIM"

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan 3 gün sonra görevden alındım. Diğer arkadaşların da kendilerine hikayeleri vardır. Memleket için de acıdır. 37 yıllık görev hayatım boyunca en son Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevindeyken herkes bizi tanıdı. Lüzümlu lüzumsuz konuşanlar var. Çıkıp burada kendimizi izah etmek istedik.

"OPERASYONLA İLGİM YOKTUR"

Görevden alınmayı hazmetmiş değilim. İdare o gün haketti. Keşke 20 Aralık'ta değil de 20 Haziran'da takdir etseydi daha çok sevinirdim. İstanbul'da yapılan operasyonlarla ne şahıs ne de birim olarak ilgim yoktur. Emniyet Genel Müdürümüzün yazılı emri olmadan soruşturma açacak konumda değildim. Sayın İdris Naim Şahin Bakanı'ma teşekkür ediyorum. Onları mahcup edecek bir şey yapmadım. 17 Aralık ve sonrasında bir ilgisi yok. Operasyonu yapan arkadaşlarla benim görüşmem söz konusu değil. Bu nedenle o dönemde alınmamı hem kendi adıma hem de o kararı verenler adına üzüntüyle karşıladım.

"GÖREVDEN ALINMAK BENİM İÇİN AĞIR OLDU"

Görevden alınmayla ilgili ben memurum, hukuki yollara başvurdum. İdare mahkemesinden karar çıkardım. 30 gün sonra uygulama zorunluğu olduğu için Genel Müdür'üm talimat vermiş. 30. günde Genel Müdür çağırdı, 'bu konjektürde sizinle çalışamayacağım' dedi. Mahkemeye davayı açtım, kararı bekliyoruz. Maaşımda 1540 TL düşüş oldu. Hiç olmazsa hak etmiş olmanın avantajını yaşamak istiyordum. 'Davayı kazansa bile makam doluysa makama gelemeyecek ama haklarından faydalanacak' deniliyordu. Genel Müdür 'Meclis'ten geçti, Köşk'ten onaylanırsa sen makama gelmemiş oluyorsun' dedi. Benim gözüm makamda değil. 1540 lirayı alayım dedim. 10 gün istirahat aldım. Ben makama başlamadan haklarını almış olarak merkez memuru oldum. Sevindim. Memurum neticede. Memurun maaşına 100 lira zam olsa sevinir. Belki birçok insan için büyük bir para değil. 3 gün sonra Genel Müdür 'başlarsan seni açığa alacağız' dedi. Dediği gibi yaptım. Göreve başladım. Göreve başladıktan sonra birkaç gün sonra açığa aldılar. Benim için ağır oldu. Açığa alınmak maaşının 3'te birini kesiyorlar silahınızı kimliğinizi alıyorlar.

"İSTİHBARAT BAŞKANI BENDİM"

İstihbarat başkanı bendim. Ben olmasaydım nasıl olacaksa ben oradayken öyle oldu. Ben de olsam o da olsa ithimat o şekilde oluyor. Bakanla genel müdürle görüşüp kendi mahiyetimle paylaşıyorum. Mahiyetim de o perspektif çerçevesinde çalışıyordu. Ben bugün yönetici olmak istemem. O gün sağlıklı ortamda çalıştığımızı düşünüyordum.

"BAŞBAKAN VE BAKAN'IN PERSPEKTİFİYLE HAREKET ETTİK, KANUNSUZ İŞ YAPMADIK"

Bugün gel istihbarat daire başkanı yada emniyet müdürü ol deseler arkadaşlarımla görüşüyorum zor götürüyorlar. Zor dönem geçiriyorlar. O dönem şöyle güzeldi herkes görevini yapıyordu. Benden önceki başkanlarıma teşekkür ettim. Görevi teslim aldığımdaki kadro neyse aynı kadro ile devam ettim. Değiştirmek zorunda kalmadım. Başbakan ve İçişleri Bakanı'ndan aldığım perspektif neyse onu yaptık. Kanunsuz iş yapmadık.

Genel müdürden ayrı bir şey yapamazsınız. İstihbarat başkanlığı diğer başkanlıklardan farklı. Başbakan'ın perspektifi almak zorundasınız. Bugünkü arkadaşımız o çerçevede çalışmak zorunda.

"BAŞBAKAN'IN BİLGİSİ DIŞINDA İSTİHBARATA KİMSE GELMEZ"

Başbakan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüşmelerimde onların bana veridği izin ölçüsünde kendimi baba-oğul ilişkisi kadar rahat ettiğim dönemi yaşadım. Belki yoruldum ama ülkem adına bir süreç yaşadım. Desteği tam verdiler. Gereği neyse o çerçevede çalıştık. Çok örnek var. Medyada gümbür gümbür değişik şartlarda spesifik şartları burada arz etmiyorum. Bakan onayı ile geliyor ama Başbakan'ın bilgisi dışında istihbarata kimse gelmez. Hakimi, savcısı herkes kendi vazifesini yapar. 'Başbakanımız şu konulara eğilmenizi istiyor', 'şunları gönderin' ben de Başbakan'dan ne gelirse onu arz ediyorum.

"İSTİHBARATÇI İÇİN OĞUL NORMAL VATANDAŞTIR"

Kanun dışı hiçbir iş yapmadım. Başbakan’ın, bakanın ve emniyet müdürünün perspektifleri doğrultusunda yapıldı her şey. İstihbarat’ın bir Başbakan’ı dinlememesi lazım. Ancak herhangi bir kurumun başkanının oğlu, istihbarat için normal vatandaştır. Örneğin Ramazan Akyürek, ben İstihbarat Daire Başkanıyım. Ama oğlum bir vatandaştır, dokunulmazlığı yoktur. Yasal çerçeve içinde oğlum dinlenebilir.

"EVİMİN ÖNÜNDEKİ PATLAMA MESAJDI"

Ankara Kumrular’da evimin önünde patlama olduğunda ben yurtdışındaydım. Bir gün evvel yurtdışına çıkmıştım. Patlama ile eve döndüm. Sen bombacı olarak o aracı koyacak İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in evini buldun. Ben oradan kendimin payına düşen mesajı aldım."

Kaynak: Haberler.Com

Son Dakika Güncel İstihbarat Dairesi Eski Başkanı: Başbakan'ın Bilgisiyle Hareket Ettik - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    Yorumlar (4)

  • Elbistanlı46: Müdür bey söylediklerin ne kadar doğruda olsa bir defa parelel yaftası yediğinizden kimse inanmaz devleti soydular soyanlar masum yakalayanlar hain oldu. 11 1 Yanıtla
  • MUSTAFA: HAŞHAŞİLERİ ATIN İÇERİ BU VATAN HAİNLERİNİ 5 6 Yanıtla
  • Çiçek acmadi: Reis duymasın ha 6 3 Yanıtla
  • Recepiou tayipos: ´Bu ülkeye ihanetin bedeli olacaktir 4 4 Yanıtla

Advertisement