Kanser Haftası - Son Dakika
Güncel

Kanser Haftası

Memorial Ataşehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Kandemir: "Dünyada ve Türkiye'de bilinen ölüm nedenleri arasında kalp damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan kanserin görülme sıklığı, çevresel etkenler ve yanlış yaşam tarzı nedeniyle giderek artmaktadır" "Kanser ölümcüldür,

02.04.2014 13:05  Güncelleme: 11:04
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Memorial Ataşehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Gökhan Kandemir, kanserin, dünyada ve Türkiye'de bilinen ölüm nedenleri arasında kalp damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer aldığını belirterek, hastalığın görülme sıklığının, çevresel etkenler ve yanlış yaşam tarzı nedeniyle giderek arttığını bildirdi.

Kandemir, Kanser Haftası dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, kanseri önlemenin en önemli yolunun hastalığı tanımaktan ve bu konuda bilinçlenmekten geçtiğini ifade etti.

Kanserin, günümüzde en çok korkulan hastalıklardan olduğunu belirten Kandemir, aynı zamanda "tedavisi en zor hastalık grubu" olarak da değerlendirildiğini vurguladı.

Kandemir, "Dünyada ve Türkiye'de bilinen ölüm nedenleri arasında kalp damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan kanserin görülme sıklığı, çevresel etkenler ve yanlış yaşam tarzı nedeniyle giderek artmaktadır" ifadelerini kullandı.

"Kanser, ağrı demek değildir"

Kandemir, hastalığa ilişkin bilinen yanlışları da aktararak, "Kanser bulaşıcı bir hastalık değildir. Dokunma, birlikte yaşama ve oturmayla kişi kanser hastalığını başka birine bulaştıramaz. Rahim ağzı (serviks) kanseri, karaciğer kanseri gibi bazı kanserlerin nedenleri arasında virüsler vardır. Bu virüsler insandan insana bulaşmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

Hastalığı ilerlemiş kanser hastalarında ağrının daha çok görülmekle bazı kanserlerin hiçbir zaman ağrıya yol açmadığına dikkati çeken Kandemir, şunları kaydetti:

"Kanser, ağrı demek değildir. Ağrısı olan kanser hastalarının da ilaçlar ile ağrı kontrolü çok başarılı bir şekilde sağlanabilmektedir. Vücuttaki tüm hücreler enerji için şeker tüketirler. Kanser hücrelerinin normal hücrelerden daha fazla şeker tükettikleri gerçektir. Bununla birlikte şeker yemenin kanseri büyüttüğünü, hastalığın kötüleşmesine yol açtığına dair bir kanıt yoktur. Şekersiz beslenmenin de kanserin iyileşmesine bir katkısı yoktur. Fazla şekerli beslenme kilo almaya yol açar. Obezitenin de bazı kanser türleri ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Sebzelerde, meyvelerde, tahıllarda doğal olarak bulunan şekerler vücudumuz için gereklidir. Kaçınılması gereken kekler, kurabiyeler, tatlılar ve bazı içeceklerde bulunan işlenmiş şekerlerdir. Yanlış bilinen bir şey de 'ailemde kanser var ben de olacağım' düşüncesidir. Tüm kanserlerin sadece yüzde 5-10'u kalıtsaldır. Meme, yumurtalık (over), kalın bağırsak kanserleri kalıtsal olabilen kanser türlerindendir. Bu genleri taşımak kanserin kesinlikle gelişeceği anlamına gelmemektedir, sadece gelişme riski daha fazladır."

"Kanser tedavisi, kişiye özel tedavidir"

Kandemir, "ailemde kanser yok bende de görülmez" görüşünün de yanlış olduğuna işaret ederek, kanser gelişme riskini belirleyen en önemli faktörlerin yaşam tarzı ve çevresel etkenler olduğunu vurguladı.

Her kanserin farklı özelliklere sahip olduğunu ifade eden Kandemir, şunları kaydetti:

"Kısacası kanser tedavisi, 'kişiye özel tedavi'dir. 'Kanser ölümcüldür, tedaviler sadece ölümü geciktirmek içindir' görüşü de gerçeği yansıtmaz. Günümüzde kanserden korunma, erken teşhis ve tedavi yöntemlerindeki ilerlemelerle kanser etkili bir şekilde tedavi edilmekte, sağ kalım oranları yüzde 60'ı geçmektedir. Bu oran giderek artmaktadır. Tedavilerdeki başarı; teşhis zamanında hastalığın yaygınlığına, kanserin türüne göre değişmektedir. Meme, kalın bağırsak, prostat kanserlerinde erken evrelerde tedavi mümkündür. Ayrıca testis kanseri, lenfomalar gibi bazı kanser türlerinde ileri evrelerde bile iyileşme sağlanabilmektedir." - İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Kanser Haftası - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement