Moody's'in Türkiye'nin Kredi Notunu Artırması

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu "yatırım yapılabilir" seviyeye yükseltmesi konusunda,

"Bir kredi derecelendirme kurumu daha bu gerçeği tescil etmiş oldu. Bu olumlu bir gelişme, ülkemize gelecek olan, ülkemize gelen finansmanın maliyetini düşürecek, yatırımların da daha hızlı şekilde gerçekleşmesine, daha düşük maliyette gerçekleşmesine destek olacak" dedi.

Yılmaz, Rize Ticaret Borsası'nda DOKAP Bölge Kalkınma Toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bakan Yılmaz, bir gazetecinin 'Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu artırmasını nasıl değerlendiriyorsunuz şeklindeki sorusu üzerine, bunun son derece olumlu bir gelişme olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Türkiye küresel kriz ortamında en başarılı ülkelerden biri oldu. Dünyada kriz yaşanırken ülkemizde büyüme devam etti, istihdam devam etti. Bankacılık sistemimiz son derece sağlam, borçlarımız azaldı. Bütün bunları piyasalar görüyordu. Türkiye'nin risk durumu son derece düşmüş durumdaydı. Bir kredi derecelendirme kurumu daha bu gerçeği tescil etmiş oldu. Bu olumlu bir gelişme, ülkemize gelecek olan, ülkemize gelen finansmanın maliyetini düşürecek, yatırımların da daha hızlı şekilde gerçekleşmesine, daha düşük maliyette gerçekleşmesine destek olacak. Bu çerçevede olumlu bir gelişme. Geç kalmış olsa da olumlu bir adım. Bundan sonra Türkiye artık farklı bir düzleme geçmiş durumda. Kritik bir eşiği aşmış durumda. Bu bir eşiktir. 'Yatırım yapılabilir ülke' notunu iki kurumdan aldığınız zaman birçok fonun da kapının da önü açılıyor. Artık Türkiye'nin 2023 vizyonunu gerçekleştirme sürecinde elimiz daha rahat olacak."

-"AB'de güçlü bir liderlik yapısı yok"-

Yılmaz, "AB'ye üye birçok ülkede ekonomik kriz yaşanırken güçlenen Türkiye'yi görmemesini nasıl yorumluyorsunuz" sorusu üzerine ise şunları ifade etti:

"AB'de güçlü bir liderlik yapısı yok. Neyin doğru olduğunu onlar da çok iyi biliyor ama neyin doğru olduğunu bilmek yetmiyor. Güçlü bir liderlik yapısı ile doğru olan şeyleri hayata geçirmek gerekiyor. Bizim güçlü bir liderimiz var, Recep Tayyip Erdoğan. Türkiye küresel kriz döneminde bu başarıyı sağladıysa bu liderlikle sağladı. Yapılması gereken şeyi doğru zamanda, cesur bir şekilde hayata geçirdiğimiz için bu başarıyı sağladık. Avrupa maalesef vizyondan yoksun, gündelik politikalar üreten, popülist politikalara saplanmış, uzun vadeli geleceğini düşünerek sağlıklı politikalar hayata geçiremeyen bir yapıda. Yaşadıkları kriz de bunun somut bir göstergesi."

Krize rağmen AB'nin yapılması gereken reformları kendi içinde yapmadığını belirten yılmaz, şöyle devam etti:

"Türkiye ile ilişkileri konusunda da gerçeği göremiyor. Halbuki AB-Türkiye ilişkileri her iki tarafın da çıkarına. Türkiye ile birlikte AB çok daha güçlü bir konuma gelir. Hem ekonomik anlamda hem uluslararası politika anlamında, kültürler arası diyaloglar anlamında. Neresinden bakarsanız bakın Türkiye'nin de içinde bulunduğu AB küresel bir güç haline gelir ama bunu maalesef Avrupalı liderler göremiyor. Zaman bizim lehimize işliyor. Türkiye ekonomisi, demokrasisi ile güçlendikçe bugün kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptığı gibi bu gerçeği görmek durumunda kalacaklar.

-"Türkiye, kamu borcuyla da toplam borçla da istikrarlı"-

Bakan Yılmaz, "Türkiye'nin dış borcunun arttığı yönünde yapılan eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine, şu cevabı verdi:

"Türkiye'de kamu dış borcu son 10 yılda oransal olarak ciddi düşüş gösterdi. Kamu ve özel sektör dış borç toplamına baktığımız zaman da yine artmadı, azaldı milli gelirimize oranla. Diğer taraftan dış borç hesabını yapanlar net dış borcu hesaplamıyorlar, brüt dış borca bakıyorlar. Muhalefet bunu ön plana çıkarıyor. Halbuki dış borca bakarken ülkenizde biriken döviz rezervine de bakmanız lazım, net dış borca bakmanız lazım. Türkiye kamu borcuyla da bakarsanız, toplam borçla da bakarsanız istikrarlı bir ülke konumunda. Son on yılda kredi derecelendirme kuruluşlarının peş peşe not artırması, 'yatırım yapılabilir ülke' olarak Türkiye'nin tescil edilmesi risk seviyesinin düşük olmasından kaynaklanıyor. Dünya bize 'risksiz ülke, yatırım yapılabilir ülke' derken Türkiye içinden bir takım çevrelerin Türkiye'yi riskli göstermeye çalışmasını anlamak mümkün değil." - RİZE