Quot;galatasaray'da Takım Olamadık" - Son Dakika
Spor

Quot;galatasaray'da Takım Olamadık"

Quot;galatasaray'da Takım Olamadık"

Antalya'da kamp yapan Ajax'ta teknik direktör Frank de Boer, Galatasaray günlerinden şikayet etti, Hagi'yi yere göre sığdıramadı.

11.01.2014 15:06

THY Antalya Cup'ta eski takımı Galatasaray'a rakip olan Ajax teknik direktörü Frank de Boer, Totemspor yazarı Ali Ece'ye modern futboldaki Ajax etkisi, hocaların hocası Louis van Gaal ve Galatasaray günlerini anlattı…

Altyapıyla beraber futbolculuğunuz 15 yılı Ajax'ta geçti. Şimdi yine büyük kısmı altyapıdan yetişmiş bir Ajax kadrosunun başındasınız. 90'larda yıllarca hocalığınızı yapan Louis van Gaal, 2010'larda da onun başarılı talebesi Frank de Boer…

Galatasaray finalde

Hem futbolculuk hem de teknik direktörlük kariyerimde Louis van Gaal'in etkisi çok büyük. Hem Ajax hem de Barcelona'da uzun yıllar Van Gaal ile çalışma ve ondan çok şey öğrenme fırsatını buldum. Futbolculuğumdan sonra teknik direktörlüğümde de çokça faydalandığım şeyler öğrendim. Zaten futbol kariyerimin % 80'inde Van Gaal teknik direktörümdü.

Altyapıdayken de A takımdayken de Van Gaal'in Ajax futbol felsefesine, organizasyonuna eklediği birçok futbol değeri var. Tabii ki ben kendime münhasır bir kişiliğim. Ancak bu şu andaki teknik direktörlük görevimde halen Van Gaal'den ve ondan öğrendiklerimden fazlasıyla faydalandığımı, onun felsefesinden hareketle yola çıktığımı belirtmem gerek.

Önce Michels- Cruyff dönemleri, sonrasında da Van Gaal yönetiminde sizin de önemli bir parçası olduğunuz 90'ların Ajax'ı. Ajax modern futbolun evriminde belirleyici rol oynayan takımların başında geliyor. Şu anda başarılı birçok takım sizin Şampiyonlar Ligi şampiyonu olduğunuz dönemdeki futbolun güncel versiyonunu oynuyor gibi… Buna katılır mısınız?

Üç yüz binlik lisans oyunu

Galatasaray'ın Ajax karşısındaki 2.golünü atan 18 yaşındaki İbrahim'in profesyonel lisansı olmadığı ortaya çıktı.Kesinlikle katılıyorum. Şu anda dünyanın en güçlü ve başarılı takımlarının büyük çoğunluğunda bizim Ajax'ta oynadığımız futbolun etkisi var. 4-3-3, 4-2-3-1, top sizin takımınıza geçtiğinde çapanızın çizgiye doğru açılan stoperlerinizin arasına geçtiği 3-4-3… Tüm bu formasyonları 1995'te Şampiyonlar Ligi'ni kazandığımızda da 1996'da finalde penaltılarla Juventus'a yenildiğimizde de Ajax'ta uyguluyorduk. Hepsinden önemlisi sahaya nasıl dizilirsek dizilelim, ana stratejimiz ön alanda pres, topu geri alır almaz da ayağa kısa oynayarak gole gitmekti. Bugünlerde Barcelona, Real Madrid, Bayern Münih, Borussia Dortmund gibi çok başarılı takımlar da bu felsefeyi sahaya yansıtıyorlar. Biz yıllar önce henüz A takıma çıkmadan önce Ajax altyapısında da böyle oynuyor, bu felsefeyle yetişiyorduk. Çünkü Van Gaal'den önce Cruyff ve Michels de hem A takımlar seviyesinde hem de altyapılarda bu felsefeyi uygulamışlardı. Modern futbolun biçimlenmesinde en büyük role sahip teknik adamlardan ikisi Michels ve Cruyff zaten.

Dominant ve göze hoş gelen bir futbol felsefesi. Barcelona kısa süre öncesine kadar Avrupa'nın tartışmasız kralı olduğunda da bu felsefeyi uyguladı. Barcelona'ya bu futbol felsefesini de bizzat Ajax'tan Michels ve Cruyff getirmişlerdi. Tabii ki Guardiola daha sonra temelleri daha da sağlamlaşmış bir altyapıdan çıkan oyuncularla bu oyun tarzının gelişmesinde büyük rol oynadı…

Guardiola demişken, kariyeriniz boyunca çok büyük oyuncularla beraber oynadınız. Sizi en çok etkileyenler hangileri oldu?

Bir savunma oyuncusu olarak futbolculuk dönemimde Brezilyalı Ronaldo ve Romario gibi çok büyük golcülere rakip oldum. Barcelona'da beraber oynadığım oyunculardan ise Luis Enrique, o zaman çok genç olmasına rağmen Xavi ve tabii ki Guardiola… Figo ve Rivaldo da eşsiz oyunculardı. Milli takımda Jaap Stam'la beraber oynamak harikaydı. Ajax kariyerimden Litmanen, kaptan Blind, Van der Sar ve kardeşim Ronald de Boer'u da saymam lazım. O kadar harika oyuncularla oynadım ki hepsini saymaya kalksam gazetenizin sayfaları yetmeyebilir!

Ajax'taki takım kaptanınız Danny Blind'in oğlu Daley Blind şimdi talebeniz. Ancak oyun tarzı babasından çok size benziyor. Birçok otorite Daley Blind için 'Yeni Frank de Boer' diyor. Sanki sizin yönetiminizde çok hızlı gelişiyor, ne dersiniz?

Ben de babasından çok kendime benzetiyorum. Ama çok hızlı gelişmesinin sebeplerinden en önemlisi, babasının doğal yetenekl erini ve iş disiplinini miras alması. Daley Blind'in oyun mentalitesi ve savunmanın birçok yerinin yanı sıra defansif orta saha olarak da versatil bir oyuncu olması benim futbolculuk dönemimi fazlasıyla andırıyor.

Gerçekten de son yıllarda da tıpkı futbolculuk kariyerinizdeki gibi yetenekli oyuncularla çalışıyorsunuz. Ancak Galatasaray'a Hagi-Popescu-UEFA Kupası şampiyonluğu döneminden sonra gelmiştiniz. O sezonki Galatasaray ve sizin beklenen başarıdan uzak olmasının nedeni neydi?

Hagi, Popescu ve ben hem Galatasaray hem de Barcelona'da oynadık, ancak maalesef her iki takımda da ben onlarla beraber oynayamadım. Popescu çok iyi bir savunmacıydı, oyun tarzlarımız benzer profildeydi. Hagi ise dünya tarihinin açık ara en iyi oyuncularından birisiydi. Yaşı benden daha büyüktü, belki de bu nedenden dolayı bir türlü takım arkadaşı olamadık. Hagi benim için bir idoldü, ben A takımda kendimi daha yeni kabul ettirdiğim dönemde o çoktan Real Madrid ve Barcelona formalarını giymişti bile. Maradona sonrası dönemde 10 numara dendiğinde akla gelecek iki efsane oyuncu Hagi ve Michael Laudrup'tur. Mesela Bergkamp da efsane bir oyuncudur ama benim jenerasyonumdan bir 10 numara. Ajax'ta altyapıdayken ve A takıma ilk yükseldiğim yıllarda "Hagi ne biçim bir oyuncu, bir savunmacı olarak ona rakip olmak ne kadar zor" derdim. Çok beğenerek ve etkilenerek izlerdim. Gençken Hagi'den ilham alırdım. Hagi hiç yaşlanmadı da, Galatasaray UEFA Kupası'nı kazandığında çok önemli bir rol oynadı.

Hagi gibi eşsiz bir oyuncu bir takımdan ayrıldığında onun yerini doldurmak çok zordur. Sadece olağanüstü teknik kapasitesinden bahsetmiyorum… Hagi'nin sürekli kazanma iştahı ve mentalitesi de tarihte ender görülen kalitedeydi.

Ben Galatasaray'a geldiğimde de aslında iyi bir takımımız ve yetenekli oyuncular vardı. Ancak benim felsefem 'Bir takımın içinde oynamak' değildir, 'Bir takım olarak oynamak'tır. Bir takımın içinde oynamak sadece kendin için oynamak demektir. Ben Galatasaray'da oynarken birçok oyuncu takımdan çok kendileri için oynadılar ve yetenekli oyuncularımız olmasına rağmen 'yetenekli bir takım' olarak oynamayı başaramadık.

TOTEMSPOR ÖZEL/ ALİ ECE

Kaynak: TotemSpor.Com

Son Dakika Spor Quot;galatasaray'da Takım Olamadık" - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement