Zayıfım Diye Yavuz Ağzıma Köfte Tıkıyor! - Son Dakika
Magazin

Zayıfım Diye Yavuz Ağzıma Köfte Tıkıyor!

Zayıfım Diye Yavuz Ağzıma Köfte Tıkıyor!

15 yıllık bir aranın ardından 'Keşanlı Ali Destanı'yla tiyatroya geri dönen Kayhan Yıldızoğlu, ekipten çok mutlu.

11.02.2012 09:03

Kayhan Yıldızoğlu, 79 yıllık ömrünün 57 yılını oyunculuğa adamış. 200'e yakın sinema filminde Türkan Şoray'dan Cüneyt Arkın'a, Şener Şen'den Sadri Alışık'a kadar pek çok oyuncuyla birlikte rol alan Yıldızoğlu; şu sıralar, Haldun Taner'in unutulmaz eseri 'Keşanlı Ali Destanı'nın tiyatro versiyonunda rol alıyor. Ahmet Mümtaz Taylan'ın yönetmenliğinde Sadri Alışık Tiyatrosu tarafından sahneye konan oyunda, işadamı 'İhya' rolüne hayat veren usta oyuncuyla sanat yaşamını konuştuk...

Sizi yıllar sonra tekrar tiyatro yapmaya iten şey ne oldu?

Uzun zamandan beri dizilerde oynuyordum. 22 sene boyunca, tiyatronun altın devirlerinde, İstanbul Şehir Tiyatrosu bünyesinde sahneye çıktım. Bambaşka bir dünyaydı o... 15 yıl aradan sonra da 'Keşanlı Ali Destanı'yla sahnelerde olmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyorum.

BAŞTA İSTEMEDİM

Sizi bu oyunda rol almanız için nasıl ikna ettiler?

Aslında başta oynamak istemedim. 'Bende o güç var mı acaba?' diye endişem olmadı değil. Çünkü ben okulda hocayım; dizi de var. 'Bu yaşta nasıl yaparım' diye düşündüm. Bir de oyunun daha önceden yapılmış birçok örneği var. Gülriz Sururi ve Engin Cezzar'ın oynadığı oyundan beri tüm hallerini biliyorum. Bunun bir risk olacağını düşünüyordum ama Ahmet Mümtaz Ceylan çok değerli bir yönetmen, benim çok iyi bir dostumdur. Bana planlarını anlatınca farklı geldi. Bizimkisi bambaşka bir yorum ve sahne tekniği oldu. Öyle olunca da bana keyifle oynamaktan başka çare kalmadı.

BAŞARININ SIRRI DOST OLMAK

Oyun çok kısa sürede büyük başarı yakaladı. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?

Salonu dolduramayacağımızdan endişe ettim ama bugüne kadar oynadığımız her seans kapalı gişe oynadı. TİM; bin 300 kişilik bir salon. Bu başarının sırrı dost olmak ve oyunun kulisinin iyi olmasından kaynaklanıyor. Herkes dost. Ekibin uyumu ve dostluğu, yapılan işe olumlu şekilde yansıyor.

Rol arkadaşlarınızı nasıl buluyorsunuz?

Hepsi çok başarılı ve çok candanlar. Özellikle Yavuz Bingöl; otantik olarak yapısı itibariyle 'Keşanlı' Ali zaten! Dünya iyisi, dünya şekeri, çok efendi bir insan. Ben yaşlıyım; bana her türlü ihtimamı, kolaylığı sağlıyor. Ağzıma köfteler tıkıyor "Ye, zayıfsın" diye.

Siz Sadri Alışık'la birlikte filmlerde rol aldınız. Şimdi de oğlu Kerem Alışık ile aynı sahneyi paylaşıyorsunuz. Nasıl bir duygu bu?

Biz Sadri'nin evine gittiğimiz dönemde, Kerem küçücük bir çocuktu. Çok yaramazdı, ele avuca sığmazdı. Şimdi onunla aynı sahnede oynamak nasip oldu. Hayat ne tuhaf... Bana o yıllarda "İleride Kerem'le de oynayacaksın" deseler inanmazdım. Sadri'nin gözlerinde hep bir sevgi ışığı vardı. Gözlerindeki o sevgi ışığının aynısını Kerem'de de görüyorum. Çok kibar, takdir ettiğim biri.

ÖLÜME İNANMAM!

Ölümden korkuyor musunuz?

Ben ölümden korkmam. Çünkü ölüm diye bir şey yoktur. Yunus der ki; "Etle kemiğe büründüm, insan diye göründüm." Biz etle kemiğe bürünüp burada dersler alıyoruz. Ruhumuzu eğitmek için geliyoruz. Ben ölümden sonra yaşam olduğuna inanırım.

BAŞROL İHTİRASIM HİÇBİR ZAMAN OLMADI

Oyunculuğa 57 yıl emek vermiş, 200'e yakın filmde rol almış biri olmak neler hissettiriyor size?

O günleri çok özlüyor ve arıyorum. Çalışmadığım yönetmen, oynamadığım sanatçı kalmadı. Arkadaşlarının başarısını kutsayan, onların başarılarıyla mutlu olan biriyim.

Neredeyse tüm filmlerinizde yardımcı rollerdeydiniz. Başrol oynama ihtirasınız oldu mu hiç?

Başrol oynama ihtirasım hiçbir zaman olmadı. Samimiyetle! İnsanın kendisini bilmesi lazım. Yakışıklı jön diyebileceğimiz bir tipim olmadı. Ben kendimi biliyorum.

HALK BENİ SEVDİ

Sinemada genellikle kötü adam rolleri oynadınız. Bu sizde bir rahatsızlık yaratıyor mu?

Hayır! Kötüyü de oynamak marifet. Halktan çok büyük sevgi gördüm. Onlar benim o rolleri oyuncu olarak yaptığımı biliyorlar. Rahatsız olmaktan ziyade büyük keyif alıyorum.

BİR SICAKLIK VARDI

Geçmişte birçok tarihi filmde rol aldınız. Şimdi televizyon ve sinema filminde dönem işleri sizi tatmin ediyor mu?

Çok modern filmler yapılıyor ama eski filmlerde duygu vardı, samimiyet, sıcaklık vardı. Şimdiki filmlerde yok demiyorum ama o yıllarda yapılanlar daha farklıydı. Başa taç, kavuk takmakla padişah, kral oynayamazsın. O devrin tüm değerlerini bileceksin. Şimdi bakıyorum; televizyonda Kanuni Sultan Süleyman var. Hareme giren kadın, padişahla karşılaşmadan önce en az üç sene terbiye görür. Karısı bile olsa 'Sülüman, Sülüman' diye padişahın peşinde koşulmaz. Olur mu böyle şey?

İKİ BÖLÜM OYNUYOR HAVALARA GİRİYOR

Sanat camiasında arkadaşlık zor kurulur derler ama siz bunu başarmışsınız...

Bu zor bir şey değil ki... Bunu insanlar zorlaştırıyor. Şan, şöhret, para, pul; hepsi geçici, dostluklar kalıcı. Seversen sevilir, sayarsan sayılırsın. Ben bazı oyunculara bakıyorum; bir dizide iki bölüm oynuyor; havalara giriyor. Yahu bu insanlar seni alkışlamasa, seni izlemese; evde kendi kendine mi oynayacaksın? Havan kime? Ben bunu anlamıyorum.

ÖRNEK OLMALI

Sanatçının topluma örnek olmak gibi bir misyonu var mıdır sizce?

Bence var; sanatçı davranışlarıyla örnek olmalı. Ahlaka ve topluma aykırı davranışta bulunması tasvip edilemez bir durum. Eğer seviliyorsanız, toplum size bir ayrıcalık tanıyorsa; o sevginin, o ayrıcalığın karşılığını vermeniz lazım. O sevginin sizi şımartmaması lazım. Ben çok şımaran gördüm, hepsi tepetaklak oldu.

Oyuncu arkadaşlarınızla fikir alışverişi yapar mısınız?

Fikirlerimizi paylaşır, filmler hakkında konuşuruz ama birbirimizi zorlamayız. "Şunu şöyle yap" falan demeyiz.

Sabah : http://www.sabah.com.tr

Kaynak: Sabah.com.tr

Son Dakika Magazin Zayıfım Diye Yavuz Ağzıma Köfte Tıkıyor! - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement