Datça Belediye Başkanı Kurt: "Suyunu, Yolunu, Çöpünü Karşılıyorsam Sahillerde Tasarrufun da Belediyede Olması Lazım"
Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt, turizm fuarında ilçesinin turizm yapısını ve sahil yönetimindeki sorunları değerlendirerek, sahillerin belediyelerin kontrolünde olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Türkiye'nin turizm politikalarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.
(İZMİR)- Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt, "Halkın denizi girdiği alanlar ve işletmelerin önünde olan yerlerle ilgili bazı sıkıntılarımız var. Bu da yasalardan kaynaklı sahillerin halka mı, bakanlığa mı ait olduğu konusunda belirsizlik var. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Biz hep bunun mücadelesini veriyoruz. Sahillerin belediyelerin kontrolünde olması lazım. Ben suyunu, yolunu, çöpünü karşılıyorsam tasarrufun da belediyede olması gerekiyor" dedi.
Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt, Fuar İzmir'de TTI İzmir – 19. Uluslararası Turizm Ticaret Fuarı ve Kongresi'nde ilçe turizmine ilişkin ANKA Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu. İlçedeki turizm yapısının diğer merkezlerden farklı olduğunu belirten Kurt, "Datça'da yüz milyon doları olanla yüz lirası olan arasında bir fark yoktur. Aynı kültürel alanda, aynı masada karşılaşıp ülkenin problemlerini, kendi dertlerini paylaşabilirler. Çok paranız olsa da Datça'da çok farklı bir sınıf farkı olmadan yaşayacağımız bir yer. Bu da insanları mutlu hale getiriyor. Eşitlikçi bir coğrafyamız, kültürümüz var" dedi.
Üç tarafı denizlerle çevrili ilçenin sahil düzenlemelerinde ciddi hukuki sorunlar yaşadığını söyleyen Kurt, "Sahilimiz henüz işgal edilmemiş durumda. 446 kilometrekare yüzölçümümüz var; bunun 236 kilometrekaresi deniz sahili. Halkın denizi girdiği alanlar ve işletmelerin önünde olan yerlerle ilgili bazı sıkıntılarımız var. Bu da yasalardan kaynaklı sahillerin halka mı, bakanlığa mı ait olduğu konusunda belirsizlik var. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Biz hep bunun mücadelesini veriyoruz. Sahillerin belediyelerin kontrolünde olması lazım. Ben suyunu, yolunu, çöpünü karşılıyorsam tasarrufun da belediyede olması gerekiyor" diye konuştu.
Yetki karmaşasının geçmişte farklı uygulamalarla denendiğini hatırlatan Kurt, "MUÇEV üzerinden denediler, olmadı. Şimdi YİKOP üzerinden bakanlığın bir tasarrufu olacak. Ama olmayacağını görecekler" ifadelerini kullandı.
Yaz aylarında nüfus artışlarının yaşandığı ilçelerin bütçeden aldıkları paylara ilişkin ise Kurt, "Bu sorun ve bunun düzenlenmesiyle ilgili bir çalışma yapmaya çalışıyorlar ama tabi bunu bize sorarak mı kendi kafalarına göre mi yapıyorlar belli değil, orada bir sıkıntı var. Nüfus birden on katına çıktığı yerde bütün hizmetleri vermek zorundasınız. Park, yol, su, çöp gibi tüm hizmetleri biz veriyoruz. Ama nüfusa göre paylar geldiği için bir de kurumsal şirketlerin vergi dairelerinin İstanbul'da olması nedeniyle Datça'dan vergi toplanamaz gibi geliyor, toplanan vergilerden de paylar var. Ama bu yapıda bizlere, küçük ilçelere çok az pay düşer. Bu da bir sıkıntı. Bana göre tekrar kıyılar yönetmeliği ya da yasası diye Türkiye'de bir yasaya ihtiyaç var. Kıyıların yasası ayrı olmalı. Çünkü karşımızda deniz var; sunduğu avantajlar olduğu gibi dezavantajlar da var" dedi.
Türkiye'nin turizm politikalarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirten Kurt şunları söyledi:
"Türkiye'nin uluslararası anlamda rekabet edebileceği tek sektörü turizmdir. Tarım, sanayi sektörü bitmiş, çökmüş durumdayken uluslararası anlamda sunabileceğimiz tek sektörümüz turizm sektörü. Yıllar öncesinden çok yatırımlar yapılmış. Bugün Avrupa'da bulamayacağınız kalitede otellerimiz var ama müşteri gelmezse bu yatırımlar boşa gider. Turizmin özel destekleri olmalı, planlaması olmalı. Bunlarla ilgili bir yatırım projeleri olmalı. Turizm sektörünü heba edemeyiz. Sektörlerimizin içinde altın yumurtlayan bir tavuk var ama biz kıymetini bilmiyoruz. Yeniden turizm planlaması yapması gerekiyor."