İşte Wanda Metropolitano işte arşın

Son yıllarda televizyonlardaki futbol programlarında “alan oyunu” ve “alan savunması” gibi tabirlere basketbol programlarından daha sık rastlar olduk. Oyunun oynandığı alanın kıymetini bilen, alanı rakiplerinden daha iyi kontrol edebilen antrenörler günümüz futbolunda önemli noktalara geldiler. !!window.__es_gtm_helper.inject_ad('outstream','367715864outstream', !!0, !!0, !!0) --> Oyun alanını iyi kullanan antrenörlerin başında Şampiyonlar Ligi finalisti Liverpool’un hocası Jürgen Klopp geliyor. Kurt hocanın oyun sisteminde sahanın boyutları en az, Mo Salah kadar kilit rol oynuyor. Klopp, futbolla yakından ilgilenenlerin “Gegenpressing” ismiyle bildiği sistemin en iyi uygulayıcılarından biri. Peki nedir bu Gegenpressing? Gegenpress, ön alanda yapılan şok preslere ve rakibi kendi yarı sahasında baskı altına almaya dayanan, bu sayede kazanılacak toplarla direkt gole gitmeyi düstur edinen sistem için kullanılan isim. Sistem pres temelli olduğundan ve dar alanda daha etkili pres yapılabildiğinden, oyun alanı ne kadar küçük olursa sistemin verimi o kadar artıyor. Klopp da amaçları doğrultusunda Anfield Road’un saha boyutlarını UEFA’nın izin verdiği minimum ölçülerde kullanıyor. UEFA, sahaların enlerinin 64 ile 68, boylarının ise 100 ile 105 metre arasında değişebileceğini söylüyor. İdeal olarak belirlediği ölçüler ise 68 metrelik en ve 105 metrelik boy. Yani UEFA sahaların 7140 metrekarelik oyun alanına sahip olmasını istiyor. Anfield Road, 68 metrelik eni ve 101 metrelik boyuyla 6868 metrekarelik bir oyun alanına sahip. Bu Avrupa’daki en dar oyun alanlarından biri. Liverpool diğer birçok sahaya nazaran daha dar olan Anfield zemininde son iki sezonda oynadığı Premier Lig ve Şampiyonlar Ligi maçlarının hiçbirini kaybetmedi. 2017-2018 sezonunda iç sahada oynadığı 26 karşılaşmada 17 galibiyet alırken dokuz kez berabere kaldı. Bu maçlarda 69 gol attı, kalesinde 16 gol gördü. Sistemin daha iyi işlemeye başladığı 2018-2019 sezonunda ise iç sahadaki 25 karşılaşmanın 22’sinden galibiyetle ayrılırken yalnızca üçünde rakiplerini mağlup edemedi. Geçen sezondan bir maç eksik oynamasına rağmen tesadüftür ki yine 69 golü bulan Liverpool, kalesinde yalnızca 12 gol gördü. Kırmızılar için dananın kuyruğu deplasmanlarda koptu. 2017-2018 sezonunda Premier Lig ve Şampiyonlar Ligi’nde deplasmanda toplam 26 karşılaşmaya çıkan Liverpool, bu maçlardan 13 galibiyet, yedi beraberlik ve altı mağlubiyetle ayrıldı. Bu karşılaşmalarda 54 gol atan ekip kalesinde 38 gol gördü. 2018-2019 sezonunda işler bir önceki sezona göre daha iyiye gitmesine rağmen deplasmanlarda, iç saha performansının yanına yaklaşılamıyordu. Deplasmanda 25 kez mücadele eden kırmızılar, bu karşılaşmalardan 15 galibiyet, beş beraberlik ve beş mağlubiyetle ayrıldılar. 42 gol atıp 22 gol yediler. Özetlemek gerekirse son iki sezonda evinde hiç kaybetmeyen Liverpool, deplasmanlarda toplam 11 mağlubiyet aldı. Liverpool bu 11 deplasman mağlubiyetini Chelsea, Manchester City, Manchester United, PSG, Barcelona, Roma, Swensea, Tottenham, Napoli ve Kızılyıldız’a karşı aldı. Bu maçların hepsinin ortak bir özelliği var: Liverpool’un mağlup olduğu stadyumların tamamının saha boyutları Anfield’ın boyutlarından büyük. Anfield Road: 68m x 101m – 6868 m²Stamford Bridge: 67m x 103m - 6901 m² Etihad: 68m x 105m - 7140 m²Old Trafford: 68m x 105m - 7140 m²Parc des Princes: 68m x 105m - 7140 m²Camp Nou: 68m x 105m - 7140 m²Roma Olimpiyat: 68m x 105m - 7140 m²Liberty Stadyumu: 68m x 105m - 7140 m²Wembley: 69m x 105m - 7245 m²San Paolo: 68m x 110m - 7480 m²Rajko Mitic Stadyumu: 73m x 110m - 8030 m² Bu tabloda en çok vurgu yapılması gereken mağlubiyet şüphesiz Kızılyıldız mağlubiyeti. Rajko Mitic Stadyumu, UEFA’nın istisnalarından biri. Saha boyutları UEFA standartlarının üzerinde olmasına rağmen seyirci kapasitesinin yüksek olması ve şehirde bu denli kapasiteye sahip başka stadyum bulunmaması sebebiyle UEFA’dan izin alınabiliyor. Rajko Mitic Stadyumu’nun sahası 8030 metrekare. Yani Anfield Road’dan 1162 metrekare daha büyük. Liverpool son iki sezonun en şaşırtıcı mağlubiyetini bu stadyumda yaşadı. Öyle ki bu maçtan iki hafta önce kendi sahasında oynadığı karşılaşmada Liverpool, Kızılyıldız’a top göstermemiş ve 4-0’lık rahat bir galibiyet almıştı. Fakat Sırbistan’da oyun hiç de beklenildiği gibi gelişmedi. Oyun alanının oldukça büyük olması Liverpool’un boğucu baskısını yok etmiş, Kızılyıldız’ın nefes alabilmesini sağlamıştı. Kızılyıldız bulduğu iki golle maçı kazanmayı bilmiş ve tüm sporseverleri şaşkına uğratmıştı. Anfield dışında oynanmasına rağmen tam olarak deplasman sayılamayacağı için bu listeye giremeyen bir maç daha var. Geçen sezonun Şampiyonlar Ligi finali Kiev Olimpiyat Stadyumu’nda oynanmış ve hepimizin bildiği gibi Liverpool orada da sahadan boynu büyük ayrılmıştı. Artık şaşırmayacaksınız belki ama Kiev Olimpiyat Stadyumu’nun saha boyutları da Anfield’ın boyutlarından büyük. Kiev Olimpiyat Stadyumu 68 metrelik eni ve 105 metrelik boyuyla 7140 metrekarelik bir oyun alanına sahip. Bu bilgi, finalin kaybedilmesini Salah’ın talihsiz sakatlığına ya da Loris Karius’un yediği hatalı gole bağlayanları haksız çıkarabilir. Yarın oynanacak finale gelecek olursak, Tottenham son iki sezonda Liverpool’u mağlup edebilen 11 takımdan biri. 2017’de Wembley’de oynanan karşılaşmayı Tottenham 4-1 gibi farklı bir skorla kazanmıştı. Üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen bu maç bize emsal oluşturabilir zira Wembley 7245 metrekarelik bir oyun alanına sahip ve bu alan finalin oynanacağı Wanda Metropolitano’nun oyun alanına oldukça yakın. Metropolitano’nun eni 68 boyu ise 105 metre, yani final 7140 metrekarelik bir alanda oynanacak. Geometri yine Liverpool’un aleyhine çalışıyor. İşte Wanda Metropolitano işte arşın… Ya aşarsın ya düşersin!