Terör Örgütü Var, Hem de Büyüğü Var Ama Delil Yok (2)

Son Güncelleme:

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dik'in öldürülmesiyle ilgili davada gerekçeli karar açıklandı.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dik'in öldürülmesiyle ilgili davada gerekçeli karar açıklandı.


216 SAYFALIK GEREKÇE


İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, davaya ilişkin 216 sayfalık bir gerekçe hazırladı. 'Sanıklara örgüt üyeliğinden ceza vermemesi nedeniyle' eleştirilen mahkeme, gerekçeli kararında 'dava dosyasında neden örgütün olmadığını' açıkladı.


DELİLLERLE SONUCA ULAŞILMASI GEREKİR


Gerekçeli kararın "Dosyadaki delillerle terör örgütünün tartışılması" başlıklı bölümünde, iddianamenin "suçun örgüt faaliyeti kapsamında işlendiği" şüphesiyle hazırlandığı belirtildi. Mahkemenin iddianamedeki "örgüt şüphesini" gördüğü için görevsizlik kararı vermediğine vurgu yaptı."Yargılama sonucunda yalnızca sanıkların yada mağdurların sıfatları ile karar verilemez" ifadeleri kullanılan gerekçeli kararda, mahkeme delillerle sonuca ulaşması gerektiği anlatıldı.


DİNK CİNAYETİ DAHİL 7 EYLEM ANLATILDI-


Kararda sanıklara yüklenen 7 ayrı olay anlatıldı. Kararda anlatılan 7 eylem şöyle;


2002 yılı yaz aylarında, Trabzon Santa Maria Katolik Kilisesi rahibinin kasten yaralanması, 16/08/2004 tarihinde Trabzon Havaalanı'nda asılsız bomba ihbarı, 24/10/2004 tarihinde Trabzon Mc Donalds'a patlayıcı madde atılması, 19/01/2007 tarihinde Fırat (Hırant) Dink'in öldürülmesi, 24.1.2007 tarihinde mağdur Orhan Pamuk'un tehdit edilmesi, Rahip Santoro'nun öldürülmesi, Malatya ilinde Zirve Yayınevindeki cinayetler.bb


EYLEMLERLE İLGİLİ ÖRGÜT TESPİT EDİLEMEDİ


Bu eylemleri sıralayan mahkeme, bu eylemlerle ilgili de herhangi bir örgüt tespit edilemediğini belirtti. Mahkemenin konuyla ilgili açıklaması şöyle:


"Yukarıda tartışılan yedi ayrı eylemde sanıklar farklıdır, farklı sanıkların ortak bir yerden talimat aldıklarını gösterir bir delil elde edilememiştir. Örgüt merkezi tespit edilememiştir. Örgüt var ise nerede, ne zaman hangi amaç ile kurulduğu tespit edilememiştir. Örgütü kuranların karşılıklı iradelerinin hangi prensip ve suçlar etrafında oluştuğu tespit edilememiştir. Devamlılık gösteren bir yapı var ise 19/01/2007 tarihinden sonra ne tür eylemler içerisinde olduğu bilgisi elde edilememiştir. Örgüt yöneticileri ya da üyeleri tespit edilememiştir. Örgütün amaç suçları işlemek üzere gerekli araç ve gereçlere sahip olduğunu gösterir delil elde edilememiştir. İddia edilen örgüt üyelerinin gizlilik ilkesine uymadıkları ortadadır.


"MAKTÜL ZAMANLAMASI ÇOK İYİ YAPILARAK SEÇİLMİŞTİR"


Gerekçeli kararın en önemli bölümü ise Hrant Dink'in cinayetinin değerlendirmesinin yapıldığı bölüm oldu. Dink cinayetinde, bir terör örgütünün varlığından şüphe edildiğinin belirtildiği gerekçeli kararda şöyle denildi;


"Cinayetin maktülün yazdığı yazılar nedeniyle üç beş şövenist kişinin bir araya gelerek bu cinayeti işlediği imajının uyandırılmasıdır. Maktülün Ermeni asıllı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması bu şekilde düşünmemizi isteyen kişilerin amaçlarındandır. Maktül zamanlaması çok iyi yapılarak seçilmiştir. Maktülün cinayetin işlendiği dönemde ifade özgürlüğü ve yazdığı yazılar ile aleyhine açılan davalardan dolayı sıkça gündeme geldiği bir dönemdir " denildi.


"SANIKLAR DİNK'İN YAZILARINA DAHİ OKUMAMIŞTIR"


"Trabzon'da yaşayan simit satan, kırtasiyecilik yapan, öğrenci olan sanıklar kuvvetle muhtemel maktülün yazılarını dahi okumamışlardır" denilen kararda, "Hatta maktülün yazılarını okumuş olsalar bile, yazının neresinde "Türklüğe hakaret" olduğu sorulsa bunu dahi tefsir etmeleri eğitim düzeyleri düşünüldüğünde mümkün olmayacağı açıktır.Bu eylemde sanıkları seçen kişiler yine sanıkları çok özel seçmişlerdir. Sanıklar genel olarak "Türk ve islam düşüncesini" kendilerine rehber edinmiş Alperen ocaklarına gidip gelen yada bir ara ocakta görev almış yani organik bağı olan kişilerden seçilmiştir."


"MCDONALD'S BOMBALAMASI TETİKÇİ SEÇİMİNDE BELİRLEYİCİ BİR ÖĞE"


McDonald's'a bomba koyma olayının Yasin Hayal tarafından gerçekleştirmiş olmasının, Dink cinayetinde sanık Yasin'in tetikci olarak seçilmesinde azmettirenler açısından belirleyici olduğunu belirten mahkeme, "Sanıkların ve maktülün yukarıda anlatılan özelliklerinden, cinayeti planlayanların amacı, temel hak ve hürriyetleri yok ederek Devlet otoritesini zaafa uğratmak, özellikle azınlıkların ülke içerisinde temel haklarının güvence altında olmadığı inancını oluşturup, ülkemizi dünya kamuoyunda da zor duruma düşürmek, yine bu cinayetle ülkemizde yaşayan azınlık yurttaşlarımızı provake ederek toplumsal olayları arttırmak, ülkemiz içerisinde Türk-Ermeni çatışmasını sağlayarak iki milletin birbirene düşmesini sağlamayı amaç edinmişlerdir. Maalesef bu amaçlarında kısmen de olsa başarılı olmuşlardır" ifadesi kullanıldı.


"BU SANIKLAR ÖRGÜT OLMADAN YAPMALARI AKLA UZAK"


"Bu denli büyük sonuçları olan bir cinayetin çocuk denilebilecek yaşta, eğitim düzeyleri ortada olan, sanıkların bir örgüt olmadan düşünüp, planlayıp yapmaları akla uzak görülmektedir" denilen kararda. "Bu düşüncemiz olayın arkasında bir terör örgütü olduğu şüphesini güçlendirmektedir" şeklinde ifadeler kullanıldı.


"ÖRGÜT, TETİKÇİLER İLE BAĞLANTI SAĞLAYACAK DELİL BIRAKMAMIŞ"


Cinayeti planlayanların, tetikçileri seçtikten sonra hiçbir zaman tetikçiler ile hukuki ve fiili irtibatlarını sağlayacak delil ortada bırakmadıklarına dikkat çekilen gerekçeli kararda, "delillerin gerek soruşturma, gerek kovuşturma aşamasında bütün veriler tetikçilere işaret etmiş arkasındaki arzmettiricilere ulaşılamamıştır. Hatta kuvvetle muhtemel cinayeti işleyen Ogün Samast ve azmettiren Yasin Hayal dahi bu kişilerin kim olduğunu bilmemektedirler. Yasin Hayal ve Ogün Samast'ın vatan kurtarıcılığına soyunma edebiyatları azmettirenlerin işini kolaylaştırmıştır.


"ÖRGÜT YÖNÜNDEN ŞÜPHE GEREKÇESİYLE BERAAT KARARI VERİLDİ"


Cinayet için ortada tahmin edilenden de daha büyük bir terör örgütü olmasaydı delillere daha kolay ulaşılacağı mantık düzleminde çıkarılabilecek bir sonuçtur. Bu mantıkla belki de varolduğu iddia edilen terör örgütünün delillerin toplanması sürecine de yönlendirme yaparak sirayet etme ihtimali dahi vardır. Ancak bu yalnızca ve her zaman varsayıma dayalı ihtimal olarak kalmıştır. Örgüt suçundan, örgütün delillerine ulaşılamadığından, şüphe nedeniyle beraat kararı vermiştir." denildi.


"ŞÜPHE İLE MAHKUMİYET HÜKMÜ KURULAMAZ"


Mahkeme gerekçeli kararında şu çarpıcı cümlelere de yer verdi; "Eğer bir terör örgütü var ise doğası gereği günümüzde de bu örgüt faaliyetlerini sürdürmesi en azından hücre yapılanması ile uyuma sürecine girmesi gerekli ve bu durumun somut olgu ve delilerle ortaya konulması gerekmektedir. Akıl yürütme ve yorum yöntemleri yalnızca şüphe için yeterlidir. Şüphe sanıklar lehine yorumlanır. Şüphe ile mahkumiyet hükmü kurulamaz."


"AZMETTİRİCİLERE ULAŞMA KAPISINI AÇIK BIRAKMAK İÇİN BERAAT VERDİK"


Mahkemenin bu anlatılan mantıksal çıkarım ile ortada delil olmadan örgüt kurma/yönetme, üyelik, yardım suçlamalarından mahkumiyet hükmü vererek hukuk devleti ilkesini yok sayamayacağını vurgulayan mahkeme, "Hatta eğer iddia edildiği gibi bir terör örgütü var ise, bu terör örgütü tetikçi-sanıkların örgüt suçundan cezalandırılması ile gerçek azmettirici olan kendilerine giden yolları tamamen kapatmak isteyeceklerdir. Mahkememiz bu azmettiriciler var ise bunlara ulaşma kapısını açık tutmak için, genellikle örgüt suçundan verilen beraat kararında uygulanan CMK 223/2-b maddesi ile değil CMK 223/2-e maddesi gereğince aşağıda anlatılacağı üzere örgüt suçundan, örgütün delillerine ulaşılamadığından, şüphe nedeniyle beraat kararı vermiştir" dedi.


ORHAN PAMUK'U TEHDİT


Yasin Hayal'in, gözaltında adliyeye getirildiği 24 Ocak 2007'de gazetecilere dönerek "Orhan Pamuk akıllı olsun akıllı" şeklinde bağırması kararda 3. eylem olarak anlatıldı. Kararın bu bölümde savcılık mütalaası hatırlatılarak "Mütalaada yargılaması şu an başka mahkemelerde devam eden dosyaların içerisindeki bazı evraklardan yola çıkılarak Hrant Dink, Orhan Pamuk, Hıncal Uluç ve İstanbul'da bir papazın öldürülmesinin hedeflendiği iddia edilip, hatta bu rahibin "(Bartelemaos olabilir)" denmek suretiyle kim olduğu tahmininde bulunulmuştur" denildi.


"Bu mütalaanın doğru olabileceği mahkememizce de görülmüştür" denilen kararda, "Ancak maddi gerçekliği araştıran mahkeme öncelikle sanıkları ayrı olan bu yargılama dosyası ile dosyamız sanıkları arasında var olduğu iddia edilen somut delil ve olgulara hüküm için ulaşması zorunludur. Bu deliller ortaya konulamadan sadece yorumla irtibatın varlığından bahsedersek öncelikle yargı mercilerinin dahi uyması gerekli anayasa hükmünü ihlal etmiş ve devam eden dosyadaki yargılamaya müdahale etmiş oluruz. Bunun yanında devam eden dosyanın da delillerini burada tartışarak dosyanın atalete uğramasına sebebiyet veririz. Mahkememiz bu tehdit olayında yine Hırant Dink'in öldürülmesi olayında azmettiren kişilere ulaşılamadığından yalnızca şüphe olduğundan ve şüphenin sanık lehine olduğu ilkesi gereğince hareket etmek durumunda kalmıştır" ifade edildi. - İstanbul/ Beşiktas

Kaynak: DHA