Babacan Kısa, Sade, Derli Toplu Bir Anayasa Gerekli - Son Dakika
Güncel

Babacan Kısa, Sade, Derli Toplu Bir Anayasa Gerekli

Babacan Kısa, Sade, Derli Toplu Bir Anayasa Gerekli

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ekonomi ile siyasetin elele yürümesinin önemli bir konu olduğunu belirtti.

15.03.2012 18:25  Güncelleme: 14:12

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ekonomi ile siyasetin elele yürümesinin önemli bir konu olduğunu belirterek, Türkiye için yeni bir anayasa son derece önemli. Kısa sade derli toplu bir anayasa gerekli. Meclis aritmetiğinde bu anayasayı tek başına değiştirecek çoğunluğumuz yok. Yeni bir anayasa olacaksa farklı siyasi partilerle mutabakatla çalışılması yapılması gerekiyor dedi.

Bursa Girişimci İşadamları Derneği (BUGİAD) tarafından Bursa Almira Otel'de düzenlenen 'Dünya ve Türkiye Ekonomisinin Son Durumu Riskler ve Fırsatlar' konulu konferansa katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'de 9.5 yıldan bu yana önemli bir dönüşüm süreci görüldüğünü söyledi. Uzun süreden bu yana Türkiye'ye gelmeyen yabancı yatırımcıların da artık Türkiye'ye gelerek yatırım yaptıklarını belirten Babacan, bunda özel sektörün çok büyük katkılarının olduğunu kaydetti.

AVRUPA ÜLKELERİNDE SİYASİ LİDERLİK SORUNU VAR

Hükümet olarak yaptıkları en önemli katkının güven ortamını sağlamak olduğunu vurgulayan Babacan, şöyle devam etti

İş dünyası için en önemli konu istikrar güven, süreklilik arz eden politikalar ve öngörülebilirlik. ABD ve Avrupa ülkelerine baktığımızda zenginliğe ve ekonomik güce rağmen öngörülebilirliliğin olmadığı bir süreç yaşandığı için sıkıntılar da yaşanıyor. Amerika'da hala 2012 bütçesi bağlanmış değil. Bütçe çağının nasıl olacağını kimse bilmiyor. Avrupa ülkelerinde de siyasi liderlik sorunu var.

Babacan, AB üyesi ülkelerin tek tek sıkıntı yaşarken ortak hareket etme konusunda da zafiyet görüldüğü bir ortamdan geçildiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti

Avrupa'da ülkesinin geleceğini düşünen siyasi liderler çok çok azaldı. Avrupa'daki işadamları bu durumdan şikayet ediyorlar. 'Bir Türkiye'ye bakıyoruz bir de bize bakıyoruz. Sizde özel sektörün önünü açan bir devlet anlayışı var. Biz bunu gerçekleştiremiyoruz' diyorlar. Avrupa Birliği'nin kurucularından bir başkan, 'Bizim için bir şey yapabilir misiniz Türkiye'de neler yaptığınızı anlatınız, öğrenmemiz gereken çok şeyler var' diyor? Çok şükür bu bizi bir miktar sevindirirken diğer yandan da yanı başımızdaki ülkelerin durumu bakımından kaygı verici. 'Ne halleri varsa görsünler. Bizi üye yapmadılar iyi oldu, oh olsun' gibi tavırlara asla girmememiz gerekiyor.

Babacan, AB ekonomisinin genel istikrarının daha iyiye gitmesi için her ortamda görüşlerini açıkladıklarını ifade ederek, Avrupa'nın siyasi kriterleri, yakalanmış olan yüksek standartların Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi.

AVRUPA MİRASYEDİ GİBİ DAVRANDI

Türkiye'nin AB sürecini çok inatla devam ettirmesinin nedenlerinden birinin de yüksek demokratik standartlar olduğunu vurgulayan Babacan, şöyle devam etti

Siyasi reform, siyasi istikrar, ekonomik reform ekonomik istikrarın el ele gitmesi gerekiyor. Avrupa'da ekonomi konusunda yapılması gerekenler yapılmadı. Bir mirasyedilik anlayışı söz konusu oldu. 'İstediğimiz kadar borçlanırız. Bize bir şey olmaz anlayışı vardı. Milli gelirin yüzde 60'ı borç olsa ne olur' anlayışı vardı. Ancak birden piyasalarda irtifa kaybı başladı. Borç milli gelirin yüzde 90'ı bütçe açığı ise pek çok ülkede yüzde 8-9 oranında AB'nın 25 ülkesinin ortaklaşa almış oldukları kararsa borcun bütçe açığını yüzde 3'e indirebilmek Bizim bütçe çağımız yüzde 1.4. Kamu maliyesi yapımız artık farklılaşmış durumda. Bankacılık sektöründe de farklılıklarımızı var. Bu krizde her bir bankanın bilançosu sağlam. Hiçbir bankaya destek vermek zorunda kalmadık. Bu krize rağmen problem yaşamadılar. Çünkü Türkiye'de bu sektörde katı kurallar var ihtiyatlı kurallarımız var. Bu nedenle bankacılık sektörümüz bu krizde sağlam bünyesini korudu.

Ekonomi ile siyasetin el ele yürümesinin önemli bir konu olduğunu ifade eden Babacan, demokrasiyi basamak basamak yükselttiklerini, temel hak ve özgürlükler alanında güzel açılımlar gerçekleştirdiklerini söyledi. Babacan, Türkiye için kısa, sade, derli toplu bir anayasanın gerekli olduğunu vurgularken, Meclis aritmetiğinde bu anayasayı tek başına değiştirecek çoğunluğumuz yok. Yeni bir anayasa olacaksa farklı siyasi partilerle bir mutabakatla çalışılması yapılması gerekiyor. Uzlaşma komisyonu kuruldu. Bu komisyonda her partiden aynı sayıda üye Anayasa çalışmalarına katıldı. En kısa sürede bu komisyonunun çalışmalarını tamamlamasını temenni ediyoruz. Tabii ki yeni anayasa tek başına tüm sorunları çözemez ama temel oluşturacak. Yargı reformu hızlı kararlar veren ön görülebilir kararlar alan herkesin 'ben Türk yargısına güveniyorum' diyebileceği bir sistemi arzu ediyoruz. Bu yöndeki çabamız önümüzdeki günlerde de devam edecek? dedi.

ORTALAMA OKULA GİDİLEN YIL SAYISI 6.5 YANİ ORTA İKİDEN TERK

Konuşmasında eğitim konusuna da değinen Başbakan Yardımcısı Babacan, şöyle devam etti

Türkiye'nin gelişmesi büyümesi açısından eğitim de çok önemli. Çalışan nüfusun yani 25 yaş üstü nüfusun eğitim seviyesine baktığımızda ortalama okula gidilen yıl sayısı 6,5. Yani orta ikiden terk. Bu ortalama eğitim seviyesi ile ne dünyanın en büyük 10 ekonomisine girebiliriz Ne de 25 bin dolarlık kişi başına gelir seviyesine ulaşabiliriz. Milli eğitim bakanımızın yaptığı ve bizimde desteklediğimiz reformun temelinde bu kaygı var. Çocukların daha uzun süre okulda kalması okula gitmesi gerekiyor. Zorunlu süreyi 12 yıla çıkarıyoruz. Tabii bu yasal düzenlemede belli esnekliklerin de olması gerekir. Çocuklar ve aileleri her dört yılda bir alternatifler doğrultusunda tercihlerini yapabilecekler. Dünyada şartlar çok hızlı gelişiyor. Bugün geçerli olan meslek 10 yıl sonra geçersiz olabiliyor. Türkiye'de insan ömrü uzuyor. Ortalama 80 yıl. 80 yılda neler değişecek. Kişilerin her yaşta eğitim görebileceği bir ortamı oluşturmak gerekiyor. Mesleki eğitime ağırlık verilmesi gerekiyor. En kritik konu eğitim İnsan kaynağımızı belli bir noktaya getiremezsek hedeflerimizi gerçekleştiremeyiz.

Dünyada şart ve dengelerin hızla değiştiğini ve Çin ve Hindistan'la ilgili rekabet konusunda şikayetlerin olduğunu vurgulayan Bakan Bababan, Türkiye'nin gelir dağılımında hızla yükselen bir ülke olduğuna dair OECD raporlarının yayınlandığını söyledi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, şöyle devam etti

Raporda gelir dağılımı hızla yükselen sadece 2 ülke açıklanıyor. Bunlardan birisi Türkiye. Yoksulluk çok şükür hızla azalıyor. Bugün ekonomik başarılarıyla anılan ülkelerden Çin, Hindistan ve Meksika'da çok ciddi yoksulluk sorunları var. ve bu sorun kronik bir hale geliyor. Türkiye'de ise işgücü ucuz olduğu için iş yapan firmaların gelecek için çok ciddi değişimler ve vizyon yapmaları gerekiyor. Bizim tehdit olarak gördüğümüz Asya'dan korkacağımıza Avrupa ülkelerine yönelmemiz gerekiyor. Fransa, İtalya gibi ülkelerin bizden korkmasını sağlayacak stratejiler belirlememiz gerekiyor. Örneğin İtalyan sanayicinin yaptığı yaptığıyla bizim yapamadığımız hangi alan var. İtalya'da ne yapılıyorsa bunun yüzde 80-90'ını bizde de yapılıyor. İş dünyasının yoğun bir şekilde Avrupa için ciddi bir rakip haline gelmesi gerekiyor. Çünkü önümüzdeki yıllarda ekmek o tarafta olacak. Diploması alanında da atmış olduğumuz çok önemli adımlar var. 2008 yılında Afrika'ya yöneldik. Afrika'daki ülkelerde 12 büyükelçilimiz bulunuyordu bunu 27'ye çıkardık. Gelecek yılsa 34 olacak. THY 19 Afrika şehrine doğrudan uçuyor. Tabii bu gelişmeler iş dünyasının önünü açıyor. Devlet Hükümet iş dünyası el ele verirse Türkiye'nin başaramayacağı hiçbir şey yok. 2009 yılında Avrupa'da bazı ülkeler ben daha çok maaş vereceğim derken bizse, 'hükümet olarak hesabı kitabı sağlam tutalım' dedik. Farklılık ortaya çıktı. İşte şimdi onların içine düştüğü durumu görüyorsunuz.

Babacan daha sonra Bursa Valiliği ile Almira Otel arasında termal suyla ilgili protokol imza törenine katıldı.

(Tür: Yurt)

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Babacan Kısa, Sade, Derli Toplu Bir Anayasa Gerekli - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement