Kadın Örgütlerinden Cumhur İttifakı'nın '6284 Sayılı Kanun Pazarlığı'na Tepki: "Bu Ülkede Hiçbir Kadın, 6284'e Karşı Duracak Bir İktidarın, Bir... - Son Dakika
Güncel

Kadın Örgütlerinden Cumhur İttifakı'nın '6284 Sayılı Kanun Pazarlığı'na Tepki: "Bu Ülkede Hiçbir Kadın, 6284'e Karşı Duracak Bir İktidarın, Bir...

Kadın örgütleri, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un yürürlükten kaldırılması önerisinin AKP ile Yeniden Refah Partisi arasındaki ittifak görüşmelerinde yeniden gündeme gelmesine tepki gösterdi. İlerici Kadınlar Derneği Genel Başkanı Umut Kuruç, “Laiklik tasfiye edildiği için bugün 6284’e saldırabiliyorlar. Laiklik tasfiye edildiği için bugün Medeni Kanun’a saldırabiliyorlar” dedi. Eşitlik İçin Kadın Platformu'ndan (EŞİK) Gökçeçiçek Ayata ise “Bu ülkede hiçbir kadın, 6284’e karşı duracak bir iktidarın, bir partinin yanında olmayacaktır” diye konuştu.

16.03.2023 11:47  Güncelleme: 12:44
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Haber: CEYLAN SAĞLAM - Kamera: EYLEM LADİN DEĞER

Kadın örgütleri, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un yürürlükten kaldırılması önerisinin AKP ile Yeniden Refah Partisi arasındaki ittifak görüşmelerinde yeniden gündeme gelmesine tepki gösterdi. İlerici Kadınlar Derneği Genel Başkanı Umut Kuruç, "Laiklik tasfiye edildiği için bugün 6284'e saldırabiliyorlar. Laiklik tasfiye edildiği için bugün Medeni Kanun'a saldırabiliyorlar" dedi. Eşitlik İçin Kadın Platformu'ndan (EŞİK) Gökçeçiçek Ayata ise "Bu ülkede hiçbir kadın, 6284'e karşı duracak bir iktidarın, bir partinin yanında olmayacaktır" diye konuştu.

284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un yürürlükten kaldırılması önerisi, AKP ile Yeniden Refah Partisi arasındaki ittifak görüşmelerinde yeniden gündeme geldi. Yapılan görüşmede Yeniden Refah Partisi, AKP'ye 30 maddelik talep listesi iletti. Söz konusu listede, " İstanbul Sözleşmesi'nin iptalinin TBMM'de de oylanması" ve "6284 sayılı Yasa'nın aile bütünlüğünü bozucu hükümlerinin ayıklanması" da yer aldı.

Cumhurbaşkanı seçiminde Cumhur İttifakı'nın adayı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıklayan Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu da Yeniden Refah Partisi'nin 6284 sayılı Yasa'ya ilişkin talebine olumlu baktıklarını söyledi.

"ERKEKLİKTEN PAY DAĞITILDIĞI BİR SÜREÇ YAŞIYORUZ. CİDDİ BİR CEZASIZLIK POLİTİKASI İLE BUNLAR SÜRDÜRÜLÜYOR"

Kadın Savunma Ağı, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) ve Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), 6284 sayılı Yasa'nın yürürlükten kaldırılması talebini gündeme taşıyan Yeniden Refah Partisi ve HÜDAPAR'a tepki gösterdi. Kadın Savunma Ağı'ndan Buse Üçer, ANKA Haber Ajansı'na şunları söyledi:

"Kadınların kazanımı asla pazarlık konusu olamaz. Bunun pazarlık konusu olamayacağını aslında anlamış olmaları gerekiyordu. Çünkü İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik gelen saldırı ile birlikte kadınlar, 'İstanbul Sözleşmesi bizim, hatta bu sözleşme biziz' diyerek sokaklara çıktı. Yani burada 6284 sayılı Kanun'a yönelik bu saldırı, biraz da şunu gösteriyor; kadınların kazanımlarından gericilerin gerçekten korktuğunu gösteriyor. Bu kazanımlar, sokaklarda mücadele ile kazanılmış kazanımlar. Yani birtakım erkeklerin kadınlara bahşettiği haklar değil. Yıllar boyunca sokaklarda, dayağa karşı yürüyüşten feminist gece yürüyüşlerine kadar büyüyen bu mücadelenin aslında elde etmiş olduğu bir kazanım. Şunu görmek lazım; son 20 yıldır ülkedeki yönetimin, AKP iktidarının kadın düşmanı politikaları ve söylemleri ile kadınlar şiddete çok daha açık bir hale geliyorlar ve en yukardan en aşağıya doğru örgütlenen bir erkek şiddeti var. Bugün sokaklarda, yolda yürürken yaşamaktan korktuğumuz taciz, şiddet bir yana, evin içerisinde yaşadığımız şiddet bir yana, en yukarıdan aşağıya doğru bu şiddetin meşrulaştırıldığı, erkeklikten pay dağıtıldığı bir süreç yaşıyoruz. Ciddi bir cezasızlık politikası ile bunlar sürdürülüyor. En basiti, Konya'da yaşanan Selin Ciğerci'ye yönelik saldırı. Gerici grupların yapmış oldukları bu linç örgütlenmesine devletin kolluk güçlerinin müdahale etmemesi. Kadınlar, eylem yapmak istediğinde sokaklarda ciddi bir devlet şiddeti ile karşılıyorlar. Dönüp baktığımızda, gerici vakıfların, tarikatların devlet eliyle de beslendiğini görüyoruz.

"FAŞİZMİN SOKAKTA ÖRGÜTLENMESİ İÇİN BİR ÇABA İÇİNDELER"

Seçimde kadınların kazanmış olduğu haklara yönelik birtakım saldırılar ve pazarlık konusu yapılacak şeyler var. Çünkü AKP'nin, bir şekilde gerici bir güruhla da ittifakı sağlaması gerekiyor. Çünkü tek başına bu partilerin ne gibi bir oy oranı var? Bunları düşünmek lazım. Bu partilerin aslında tarikatlarla, gerici vakıflarla ve çeşitli paramiliter çetelerle ilişkili olduğu biliniyor. Tek başına bir oy kaygısından ibaret değil. Orada başka bir güçlendirme çalışması içerisindeler. Faşizmin sokakta örgütlenmesi için de bir çaba içindeler. Burada güvenmemiz gereken, kadınların örgütlü gücü. Bugün geldiğimiz noktada, politikada söz sahibi ve taleplerinin yerine getirilmesi için de ciddi bir mücadele veriyorlar.

Bu paramiliter çetelerin örgütlü hali, HÜDAPAR. Hizbullah gibi bir örgütlenmenin partileşmiş hali. Hizbullah'ın çok ciddi kıyımlar yaptığı bir dönem var. Burada HÜDAPAR'ın alacağı oylar değil tek mesele. Onların aslında örgütlediği, yönettiği paramiliter çeteler ile iş birliği kurmak. Biz, Kadın Savunma Ağı olarak, feminist öz savunma politikamız var. Bu feminist öz savunma dediğimiz zaman sadece fiziksel savunmamayı anlamamak gerekiyor. Aslında şiddetin kaynağını tespit ederek bu kaynakla mücadele etmenin tüm yolları, öz savunmanın bir parçasıdır. Burada önemli şey, kadınların örgütlü mücadele vermesi, siyasi olarak talepleri ile iktidarları zorlaması ve en temelinde de erkek iktidarı yıkacak politikalar geliştirmek. Bir tarafta paramiliter çeteler örgütlenip, güçlenip ittifak haline getirilmek isteniyor olabilir ama kadınların çok daha önemli ittifakı var. Bu ittifak, masalar etrafında oluşan bir ittifak değil, sokaklarda omuz omuza mücadele ederek oluşturulan bir ittifak ve bu çok güçlü."

"MEDENİ KANUN'LA DA DERTLERİ VAR"

İlerici Kadınlar Derneği Genel Başkanı Umut Kuruç ise ANKA'ya şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bugün AKP'nin etrafındaki toplamın 6284'e dönük olan iptal talebi, aslında daha da ileri giderek Medeni Kanun'la da dertleri var. Medeni Kanun'un da iptal edilmesine kadar bir sürecin arkasında yatan şey, laikliğin tasfiye edilmesidir Türkiye'de. Dolayısıyla İlerici Kadınlar Derneği olarak biz hem Millet İttifakı'nın içindeki unsurların hem de Cumhur İttifakı içindeki unsurların, Cumhuriyet'in değerlerinin ve esas olarak laikliğin tasfiyesinde çok büyük farklılıklar barındırmadığını biliyoruz ve bunu söylüyoruz. İstanbul Sözleşmesi'nden imzanın çekilmesine karşı açtığımız davada beyanımız, 'Bunu onaylarsanız Türkiye'nin artık laiklikle ipleri kopardığını teyit etmiş olacaksınız. Aslında kendi varlığınızı da inkar etmiş olacaksınız' dedik. Ama ne yazık ki sonuç, siyasi iktidarın kararı doğrultusunda, onu onaylayan bir karar olarak çıktı. Neden kadınlar üzerinden siyaset yapıyorlar? Çünkü şunu biliyoruz tarihten; hiçbir rejim, hiçbir gerici iktidar, hiçbir sermaye iktidarı, kadınları teslim almadan toplumu teslim alamayacağını bilir. Teslim alamadıklarında da şiddetle, cinayetlerle bir şekilde göz korkutarak, terörize ederek ikna etmeye çalışır. Kadınlar üzerinden siyaset yürütülmesinin en büyük nedeni burada yatıyor.

"LAİKLİĞİN TASFİYESİNE ORTAK OLMUŞ OLAN İNSANLARIN BUGÜN 6284'E SAHİP ÇIKMALARI, KENDİLERİ İLE ÇELİŞMELERİDİR"

AKP'li kadınların 6284'e sahip çıkmaları için biz onlara şöyle bir çağrı yapalım; laikliğe sahip çıkın. Laikliğin zedelenmesine, laikliğin tasfiyesine ortak olmuş olan insanların bugün 6284'e sahip çıkmaları, kendileri ile çelişmeleridir. Bu bir çelişkidir. İstanbul Sözleşmesi'nden imza çekilirken bu imzayı çekilmesine destek verenlerin bugün 6284'e 'Kırmızı çizgimizdir' demesi, laikliği ceberut Kemalist devletin halkın değerlerine dönük saldırısı olarak görenlerin bugün 6284'e 'Kırmızı çizgi' denmesi kendi çelişkileridir. Laiklik tasfiye edildiği için bugün 6284'e saldırabiliyorlar. Laiklik tasfiye edildiği için bugün Medeni Kanun'a saldırabiliyorlar. Laiklik tasfiye edildiği için bugün çocuklarımız, gençlerimiz, tarikat yurtlarında istismara uğruyor. Dolayısıyla laikliğin yeniden tesis edilmesi lazım."

"KADIN HAKLARINA YÖNELİK SALDIRILARDA KENDİSİ İLE BİR ARAYA GELEBİLECEK ODAKLARLA İŞ BİRLİĞİ YAPMAYI SEÇİYOR"

EŞİK'ten Gökçeçiçek Ayata ise söz konusu siyasi partilerin geleceği kadınlar olmadan yazma çabasında olduklarını belirterek şöyle konuştu:

"Seçimler yaklaşırken birtakım birlikte hareket etme halleri ile karşı karşıyayız. AKP iktidarı da son 20 yılda kadın haklarına yönelik gaspları, haklarına yönelik saldırılarda kendisi ile bir araya gelebilecek odaklarla iş birliği yapmayı seçiyor. O yüzden Yeniden Refah Partisi ile bir araya gelmesi ve ittifakta kalmak için bu tarz çaba içerisinde olması şaşırtıcı değil. Tabii geçmişi ile, bağlantıları ile düşünüldüğünde HÜDAPAR'ın böyle bir ittifak içerisinde yer alması, bütün kadınlar açısından çok tedirgin edici. Konca Kuriş'in neler yaşadığını unutmuyoruz. 6284 üzerinden, süresiz nafaka üzerinden konuşuluyor bugün ama konu sadece 6284 değil. İstanbul Sözleşmesi ile ilgili saldırılar başladığında, 6284'e saldırılar bir arada devam ediyordu. 6284, kadına karşı şiddetle ilgili ilk yasa değil Türkiye'de. Öncül bir yasası var, 4320 gibi bir yasası vardı. Yıllardır yürürlükte olan, kadınları şiddetten, şiddet tehdidinden korumayı amaçlayan tedbirleri içeren bir yasadan bahsediyoruz.

"GELECEĞİ KADINLAR OLMAKSIZIN YAZMAYA ÇALIŞMA İÇERİSİNDELER AMA KADINLARI ÇOK HAFİFE ALIYORLAR"

Burada öyle bir ittifak var ki kadınlara karşı şiddetle mücadele edecek bütün hukuki mekanizmalara, mevzuata, onların kurduğu yapılara karşı, yani kadınlara karşı şiddeti ortadan kaldıracak hiçbir şey istemiyorlar. Kadınlara karşı rahatça şiddet uygulayabilmek istiyorlar. Bu ülkede hiçbir kadın, 6284'e karşı duracak bir iktidarın, bir partinin yanında olmayacaktır. Çünkü şiddeti uygulayanın, failin erkek olduğu ortada. Şiddete maruz kalan, şiddete uğrayanın kadın olduğu ortada. Elbette ki kadınlar, şiddetsiz bir hayat istiyorlar, şiddetsiz ilişkiler istiyorlar. Kendilerini eşit konumlandırdıkları, eşit oldukları bir hayat, bir gelecek istiyorlar. Oysaki bu ittifaklar, bize tam tersini sunmaya çalışıyor. Geleceği kadınlar olmaksızın yazmaya çalışma içerisindeler ama kadınları çok hafife alıyorlar. Kadınların mücadelesini, öfkesini, isyanını hafife alıyorlar. Kadınlar olmadan artık yasa da yazamazlar, seçimde kazanamazlar. Üstelik şu an görüşülen ittifak pazarlıklarında partiler, kadınların tüm sözlerini kısıtlamak ve kontrol altına almak istiyorlar. 6284'ü uygulamaktan vazgeçemezler, etkin uygulanması için yıllarca mücadele ediliyor. Bu mücadeleye devam edeceğiz, kadınlar olmaksızın gelecek yazmaya çalışanlara da kadınlar oy vermeyecek."

Kadın Örgütlerinden Cumhur İttifakı\'nın \'6284 Sayılı Kanun Pazarlığı\'na Tepki: "Bu Ülkede Hiçbir Kadın, 6284\'e Karşı Duracak Bir İktidarın, Bir...
Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Kadın Örgütlerinden Cumhur İttifakı'nın '6284 Sayılı Kanun Pazarlığı'na Tepki: 'Bu Ülkede Hiçbir Kadın, 6284'e Karşı Duracak Bir İktidarın, Bir... - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement