Kopenhag'da Öldürülen Türk Genci Cem, Gözyaşları ile Anıldı

Kopenhag'ın Frederiksberg semtinde oturdukları apartmanların önünde 8-10 kişilik bir grubun saldırısına uğradıktan sonra kaldırıldığı Kopenhag üniversitesi Hastanesi'nde yaşamını yitiren 21 yaşındaki Cem Aydın, saldırıya uğradığı yerde yüzlerce kişinin katıldığı törenle anıldı. Tam bir sessizliğin hakim olduğu tören alanı, büyük oğlu Doğu'nun kolunda alana gelen anne Ziynet ve kızının hıçkırıkları ile sessizliğini bozdu. Acılı aileyi o vaziyette gören onlarca kişi gözyaşlarına hakim olamadı.

Cem'in annesi ve kızkardeşi resminin bulunduğu çiçeklerin üzerine yığılarak hıçkırıklara boğuldu. Anne Ziynet oğlunun resmini çiçeklerin arasından alıp bağrına basarken "Neden?" diye sordu. Bir köşede de baba Haşim Doğan, Türkiye'den gelen Cem'in halası ve eniştesi ile sessiz sessiz gözyaşları döktü. Frederiksberg semtinin göçmen asıllı belediye meclisi üyesi Ali Maktabi tarafından düzenlenen törene yüzlerce Türk, göçmen ve Danimarkalı katıldı. Danimarkalılar, baba Haşim Aydın'a sarılarak gözyaşları dökerken, doktor olan ağabey Doğu'nun, aileyi dim dik ayakta tutmakta zorluk çektiği görüldü. Ali Maktabi, benzeri törenlerde normal olarak bir dakikalık saygı duruşu yapıldığını Cem için 10 dakikalık saygı duruşuna davet ettiğini belirterek, "Saldırıyı politik bir saldırı olarak yorumlamamak gerekiyor ancak artan şiddet olayları bizleri çok endişelendiriyor. Umarım polis suçluları en kısa zamanda adalet önüne çıkarır" dedi. 10 dakikalık saygı duruşunun ardından Cem'in saldırıya uğradığı yere çiçekler bırakıldı, mumlar yakıldı törene katılanlar saatlerce oradan ayrılmadılar.

SABRIMIZ ZORLANIYOR

Törenden sonra bayanlar Anne Ziynet Aydın'ın evine çıkarken, erkekler de bina kompleksinin toplantı salonunda bir araya geldiler. Baba Haşim Aydın "Suçluların halen daha bulunamamış olması sabrımızı zorluyor. Polisi suçlamak istemiyorum ama Frederiksberg semti gibi işlek bir yerde, 8-10 kişi, üstelik bazıları maskeli yarım saatten fazla, pusu kuruyor, oğlumu kovalıyor, yakalıyor ve öldüresiye dövüyorlar ama kimse görmüyor. Bu mümkün değil. İnsanların, insanlık adına polise başvurup gördüklerini, bildiklerini anlatmalarını bekliyoruz. Korkmaları için neden yok çünkü polis kimliklerini gizli tutacak. Oğlumun cenazesini de henüz teslim etmediler. Türkiye'den Avusturya'dan, Almanya'dan cenaze içen gelen yakınlarımız var. Cenazeyi defnetmemizi bekliyorlar. Beklemek ölümden beter. Türk makamları da polise biraz baskı yaparsa seviniriz" dedi. Öte yandan çok sayıda cinayet masası polisinin günde 18 saat mesai yaparak olayı aydınlatmaya çalıştıkları polis için en önemli zamanın cinayetten sonraki ilk bir kaç hafta olduğu bildirildi. Polisin elinde bazı ipuçları bulunduğu ancak suçluları yakalamak için yeterli olmadığı belirtildi.