Tuval olarak kullandığı taşların hikayesini fırçasıyla tamamlıyor (2) - Son Dakika
Güncel

Tuval olarak kullandığı taşların hikayesini fırçasıyla tamamlıyor (2)

Genç yaşta İstanbul'daki kariyerinden vazgeçerek Antalya'nın bir dağ köyüne yerleşen ressam Nur Sağlamer, doğal malzemelerle farklı eserlere imza atıyor.

08.12.2022 11:53  Güncelleme: 12:37

Genç yaşta İstanbul'daki kariyerinden vazgeçerek Antalya'nın bir dağ köyüne yerleşen ressam Nur Sağlamer, doğal malzemelerle farklı eserlere imza atıyor.

İstanbul'da 1990'lı yılların sonuna kadar uluslararası demir çelik ticareti yapan Sağlamer, 1990'da henüz 40 yaşındayken kariyerinden vazgeçerek Adrasan'a yerleşti.

İş hayatı devam ederken fırsat buldukça kara kalem çalışmaları yapan Sağlamer, doğal malzemelerden yararlanarak resim çalışmalarını genişletti.

Hikayesini tamamlamak istediği taşları tuval olarak kullanan Sağlamer, keçe ve ağaç dallarıyla yaptığı eserleriyle birçok sergi açtı.

Ankara'daki sanatseverlerle de buluşmak isteyen Sağlamer, Mustafa Ayaz Vakfı Plastik Sanatlar Müzesi'nde 9. kişisel sergisini açtı.

Sağlamer'in taş, tuval ve keçe kullanarak yaptığı 50 eserin yer aldığı sergi, 11 Aralık'a kadar izlenebilecek.

"Ne ben ne de dünyanın en iyi ressamı taklit edemez"

Ressam Sağlamer, AA muhabirine, 1992'de İstanbul'un yorucu hayatından uzaklaşmaya karar verdiklerini, 4 sene boyunca Çatalca'dan başlayıp ardından bütün Ege sahillerini dolaşarak orman içinde sakin bir yer aradıklarını söyledi.

Adrasan'da bir dağ köyüne evlerini yapmaya karar verdiklerini belirten Sağlamer, 1999'dan beri de yaşamlarını bu köyde sürdürdüklerini dile getirdi.

Resim yapmanın her zaman vazgeçilmezleri arasında yer aldığını ancak iş hayatının ve şehrin yoğunluğundan dolayı buna çok az fırsat bulabildiğini ifade eden Sağlamer, "Şehirden ayrılıp da köye yerleşince şunu fark ettim, insanın algıları açılıyor. Sahada canlı cansız nesneleri izlemeye başladığınızda o kadar çok şey öğreniyorsunuz ki. Doğa hem büyük sanatçı hem büyük öğretmen." dedi.

Sağlamer, çocukların bulutları bir nesneye benzetme oyununu, kendisinin taşlara uyarladığını anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eksikleri görüp de hayalde tamamlamayı ben taşlarda fark ettim. Önce çakıl taşlarıyla başladı bu hikaye, sonra çok küçük geldi çakıl taşları, kayrak taşlarını kullandım. Baktım ki bana bir sürü hikaye anlatıyor, dokusunda o kadar çok şey var ki. Neler, neler yaşamış bu taşlar, dünyanın en eski yarım kalmış hikayeleri vardı üstünde. Fırçayı boyayı elime alıp, küçük dokunuşlarla dokusunu bozmadan onun hikayesiyle benim hikayemi birleştiriyor, yeni bir eser ortaya çıkıyor, dünyanın en eski tablolarına sahip oluyorum. Taşlarla çalışmayı çok seviyorum. Taklit edilemez. Ne ben ne de dünyanın en iyi ressamı taklit edemez. Çünkü doğa bir daha aynı şeyi yapmayacak."

"Keçeye en çok kadını işlemeyi seviyorum"

Sağlamer, doğal malzemeler içinde keçeyi de çok tercih ettiğini dile getirerek, "Keçe, bizim atalarımızın dünyaya hediye ettiği çok önemli bir tekstil ürünü. Sadece çadır, giysi yapmak için değil, bunu sanatsal boyuta taşımak ve daha çok gündemde tutmak için keçe tablolar yapmaya başladım." diye konuştu.

Rölyef tadında 3 boyutlu keçe tablolar yaptığını söyleyen Sağlamer, "Taşlarla çalışırken onun hikayesini tamamlıyorum. Kendi hikayemle birleştiriyorum ama keçe öyle değil sıfırdan istediğimi, hayalimdekini anlatabiliyorum." ifadelerini kullandı.

Sağlamer, Anadolu'nun bir tanrıçalar diyarı olduğunu, bu nedenle keçeye en çok kadını işlemeyi sevdiğini, kadının kendi gücünü fark etmesi için çaba harcadığını söyledi.

"Kadın gücünü fark ederse onu kimse durduramaz." diyen Sağlamer, evde, işte bilimde, sanatta hak ettiklerini alması için resimleriyle kadınlara mesaj göndermeye çalıştığını kaydetti.

Sağlamer, kurumuş köklerin de kullandığı malzemeler arasında yer aldığına işaret ederek, "Kökler bizim için çok önemli. Köklerimizden uzaklaşırsak, üstüne koyacağımız şey çok yavan, sıradan, herhangi bir şey olurdu. Geleneği unutmadan, üstüne ek yaptığımızda o zaman kişilikli oluyoruz, onu vurgulamaya çalıştım. Mitolojiden hikayeleri köklerle birleştirdim. Kökün bizzat kendisini kullandım. Anlattığım köklerinden kopmadan bugünü yaşayalım." dedi.

Mustafa Ayaz'ın hayranlık duyduğu bir ressam olduğunu dile getiren Sağlamer, Mustafa Ayaz Vakfı Plastik Sanatlar Müzesi'nde Ankaralı sanatseverle buluşmaktan duyduğu mutluluğu da sözlerine ekledi.

Tuval olarak kullandığı taşların hikayesini fırçasıyla tamamlıyor (2)
Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Tuval olarak kullandığı taşların hikayesini fırçasıyla tamamlıyor (2) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement