2 Yaşındaki Iraklı Türkmen Mariya Ankara'da Şifa Arıyor - Son Dakika
Güncel

2 Yaşındaki Iraklı Türkmen Mariya Ankara'da Şifa Arıyor

Irak'ın Kerkük kentine bağlı Tazehurmatu kasabasında terör örgütü DAEŞ'in mart ayında düzenlediği kimyasal saldırının en küçük mağdurlarından iki yaşındaki Mariya Fazıl Türkiye'de şifa arıyor.

19.08.2016 13:48
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

NAZLI YÜZBAŞIOĞLU - Irak'ın Kerkük kentine bağlı Tazehurmatu kasabasında terör örgütü DAEŞ'in mart ayında düzenlediği kimyasal saldırının en küçük mağdurlarından iki yaşındaki Mariya Fazıl Türkiye'de şifa arıyor.

DAEŞ'in 9 Mart'taki saldırısında yaralanan ve 10 Ağustos'ta Polatlı Devlet Hastanesi'ne getirilen Iraklı Türkmenler, kimyasal bombanın atıldığı gün yaşadıkları korkuyu, maruz kaldıkları maddenin bedenlerinde yarattığı tahribatı ve terör örgütünün bölgedeki zulmünü AA muhabirine anlattı.

Saldırının üzerinden beş ay geçmesine rağmen DAEŞ'in attığı bombanın Tazehurmatu'daki sivil halkın sağlığına yıkıcı etkisi hala devam ediyor. Kimyasal bomba atıldığında yaralanan 105 Iraklı Türkmen daha önce iki ayrı grup halinde Türkiye'ye getirilmişti. Aynı saldırıda yaralanan 38 Iraklı Türkmen de 10 Ağustos'ta Ankara'da tedavi altına alındı.

O hastalardan biri, 23 yaşındaki Nurten Celil, DAEŞ'in kimyasal bombasına iki yaşındaki bebeği Maria ile yakalandı. Genç anne, omurilikte ve beyinde fıtıklaşma olarak da bilinen, ileri derecede beyin ve sinir hastalığı olan küçük kızının sağlık durumunun kimyasal gaza maruz kaldıktan sonra daha da kötüleştiğini göz yaşları içinde anlattı.

Saldırı sırasında kızıyla evde olduğunu ve çok korktuğunu söyleyen Celil, kızının durumunu "Bomba attılar Taze'ye (Tazehurmatu), herkes zarar gördü. Bebek zaten hastaydı, daha beter etti onu. Belinde delik vardı doğumdan, sonra başında su oldu. Kerkük'te altı kere ameliyat ettik ama fayda etmedi." diye konuştu.

Bombanın kimyasal gazını soluyan herkesin zarar gördüğünü ifade eden Celil, DAEŞ'in zulmüne "Allah daha beter etsin özlerini. Biz çok zarar gördük" sözleriyle tepki göstererek, göz yaşlarına boğuldu.

Hem doğuştan gelen hastalığı hem de saldırıda soluduğu kimyasal maddenin etkisiyle durumu ağırlaşan saldırının en küçük mağdurlarından Mariya, hastanede gözetim altında tutuluyor. Annesinin tek dileği, küçük kızının iyileşmesi ve diğer çocuklar gibi oyun oynaması.

Bomba kapısının önüne düştü

Saldırıya tanık olanlar arasında yer alan ve kimyasal bomba evinin önüne düşen Semire Reşid de korku içinde ailece Kerkük'e kaçtıklarını anlattı.

Tazehurmatu'ya defalarca bomba atıldığını, 9 Mart'taki saldırıyı da diğerleri gibi sandıklarını ifade eden Reşid, bombanın kimyasal olduğunu canları acımaya başlayınca anladıklarını dile getirdi.

"Korkudan hiç bir yerde duramıyorduk"

Bomba atıldığında evi yıkılan, yaralananlara yardım etmek için dışarı çıktıları sırada kimyasal gazdan etkilendiklerini dile getiren Suham Kasım da gazın etkilerini "Bize de koku sindi. Memleketimizde köyümüzde duramıyorduk. Biz de Kerkük'e kaçıyorduk. Ama korkumuzdan duramıyorduk hiç bir yerde." şeklinde anlattı.

Saldırının, Tazehurmatu'ya on dakikalık mesafede mevzilenen DAEŞ militanları tarafından düzenlendiğini vurgulayan Kasım, saldırıda çok sayıda kişinin yaralandığını, gençlerin şehit olduğunu söyledi.

Maruz kaldıkları kimyasal madde nedeniyle yemeden içmeden kesildiklerini belirten Kasım, Türkiye'ye, Irak Türkmenlerine tedavi olanağı sunduğu için teşekkür etti.

Bir günde 44 bomba

DAEŞ'in mart ayındaki bombardımanları yüzünden evlerinde barınamayacak hale düştüklerini, Tazehurmatu'da çok sayıda şehit verildiğini ifade eden Suham Hüseyin ise kimi zaman kasabalarına bir günde 44 bomba düştüğünü dile getirdi.

"Kimyasal olduğunu sonradan bildik"

Saldırının ardından 16 yaşındaki kızı Mihriban'ın kollarında açılan yaraları tedavi ettirmek için Ankara'ya gelen İhsan Kebaroğlu, Iraklı Türkmenlerin yanında olduğu için Türkiye'ye teşekkür etti.

Yaklaşık 9 bin kişinin kimyasal saldırıdan etkilendiğini kaydeden Kebaroğlu, Irak'ta bu silahın ilk kez Tazehurmatu'da kullanıldığını, ülkesinde bu durumun yetkililerce göz ardı edildiğini söyledi.

Olayın ilk anlarında halkın birbirine yardım etmek için atılan bombanın etrafında toplandığını ifade eden Kebaroğlu, bir süre sonra insanların gözlerinin yaşardığını, derilerinin dökülmeye başladığını, bunun üzerine atılan bombanın kimyasal silah olduğunu anladıklarını belirtti.

"Etkileri daha da uzayabilir"

Polatlı Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Muhittin Alkış, saldırıda kullanılan kimyasal maddenin hardal gazı olduğunu tahmin ettiklerini kaydetti.

Şimdiye kadar yaklaşık 150 hastanın Polatlı Devlet Hastanesi'ne getirildiğini anlatan Alkış, kimyasal ve biyolojik silahların, uzun, orta ve kısa süreli etkilerinin olduğuna işaret ederek, hastaneye mart ve nisan ayında gelen ilk grup Iraklı Türkmende kısa süreli etkilerin görüldüğünü, ağustos ayında gelen grupta yer alanlarda ise uzun dönemli etkilerin gözlendiğini söyledi.

Alkış, kimyasal saldırının etkilerinin, bölge halkı üzerinde sürmeye devam edebileceğine de dikkati çekti.

Terör örgütü DAEŞ, Kerkük'ün Tazehurmatu kasabasına mart ayında bir tür kimyasal madde içeren katyuşa ve havan füzeleriyle saldırı düzenlemişti. Saldırıda 2'si çocuk dört kişi hayatını kaybetmiş, 4 bin sivil yaralanmıştı.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel 2 Yaşındaki Iraklı Türkmen Mariya Ankara'da Şifa Arıyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement