Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel'in Basın Toplantısı

İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı demokratikleşme paketine ilişkin, "Ülkenin demokratikleşmesi bakımından beklentilere yanıt vermediği ortada" dedi.

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde üretimini durduran Feniş Alüminyum fabrikasında çalışan işçilerin sorunlarını dile getiren İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, Çelik-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı Şerafettin Koç ve işçilerle birlikte TBMM'de basın toplantısı düzenledi.

İşçilerin alacaklarını alamadıklarını söyleyen ve işsiz kaldıklarını belirten Levent Tüzel, "55 gündür ceplerine para girmemiş durumda. 6 Eylül'den bu yana seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bugün Meclis Başkanı ile görüştük, kıdem alacaklarının tazmini konusunda bir çaba içindeler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'na bu konudan haberdar. Bugün ülkeyi yöneten egemen siyasi iradenin 'işçinin hakkı alın teri kurumadan verilmelidir' sözü bu havada kalıyor. İşçi alacaklarına bir devlet güvencesi sağlanması gerekli. İşverenden, patrondan işçiye karşı borçlu duruma düşmüş kişiden devlet bunu tahsil edebilir. Bir yasa değişikliği olarak bunun hızla ele alınması gerekli " dedi.

Fabrikada yaşadıkları sorunları anlatan Çelik-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı Şerafettin Koç, "Bu şirkette 1 yıl ile 26 yıl arasında çalışan arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımızın işten çıkartıldığı andan itibaren yasal olarak verilmesi gereken ücret alacakları ve kıdem tazminatları kendilerine ödenmedi, ödemeyeceği söylendi. İş yerinde 638 arkadaşımızın alacakları mevcut. 19 milyon liralık bir alacağımız söz konusu. İşverenden ve sistemden kaynaklanan hiçbir güvencemiz yok. Fabrikayı 55 gündür terk etmiyoruz. Bu sistem bizi açlıkla terbiye etmeye çalışıyor" diye konuştu.

Basın toplantısında sıkıntılarını dile getiren işçiler, haklarının gasp edildiğini söyleyerek kendilerine sahip çıkılmasını istediler.

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ

Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı demokratikleşme paketi ile ilgili sorulara cevap veren Levent Tüzel, "Fazlasıyla sert bir eleştiriyi hakkediyor. 'Abartılı beklentiler', 'dağ fare doğurdu denmesin' diyerek bunun önünü kesmek durumunda. Ülkenin demokratikleşmesi bakımından beklentilere yanıt vermediği ortada. Siyasi hatlarda genişletme deniliyor, 'biz de yüzde 10 barajı aşarak seçildik' demek doğru değil. Sıfır barajın olduğu, hiçbir oyun ziyan olmadığı bir sistem istiyoruz, bu uygulanmalı. Bir paketle bu işleri götürüyor olmak ucube olan yön. Ana dilde eğitim bu kadar toplumda bu konuşuluyorken hala Kürt sorununda işi özel okula havale etmek, bu dillerin buralarda yeşerebileceğini savunmak, öbür taraftan nefret suçlarını varın artırın neye yarar. Bunu bir reform olarak sunmak kabul edilebilir değil. Hazine yardımı meselesi de öyle. Ben hazine yardımının tamamen kaldırılmasından yana bir milletvekiliyim. Bu ülke layık bir ülke olacaksa devlet adına görev ifa eden hiçbir kimsenin dini simge ve semboller ile hareket etmemesi gerekir. Bu ülkeyi yönetenler laiklik yönünde özürlü oldukları için olumlu bir adım beklemek mümkün değil. Özgürlükler sadece Kürtler içen Aleviler için değil, kadınlar için, öğrenciler için, işçilerimiz için gerekli. Meseleyi sadece bir oy ve sandık denklemine sıkıştırmak, demokrasinin buralardan çıkacağını söylemek başka bir yönden saptırmadır." - ANKARA