Bakan Yılmaz Doların Yükselişini Değerlendirdi

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, son dönemde doların yükselişine ilişkin, "Böyle bir ortamda makro ekonomik temeller itibariyle kurdaki artışı doğrusu tam açıklamak mümkün değil. Dolayısıyla burada kısa dönemli spekülatif bir hadise diye bakıyorum ben açıkçası" dedi.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kızılay Metrosu Sergi Alanında Esnaf ve Sanatkarlar Derneği'nin (ESDER) düzenlediği "Kaybolan Meslekler Fotoğraf Sergisi" açılışının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin son dönemdeki faiz tartışmalarını hatırlatarak, doların son iki gündeki yükselişinin yatırımları nasıl etkileyeceğini sorması üzerine Bakan Yılmaz, "Bunun iki boyutu var. Uluslararası boyutunu düşünmek gerekiyor. Dolar-euro paritesi dediğimiz husus söz konusu. Dünyada bu dengeler değişince bize de ister istemez yansıyor. Biz sadece dolardan takip ediyoruz ama aslında TL'nin değerini bir sepet üzerinden diğer paralarında bulunduğu, euronun da bulunduğu bir sepet üzerinden takip etmekte fayda var" diye konuştu.

"KISA DÖNEMLİ SPEKÜLATİF BİR HADİSE DİYE BAKIYORUM BEN AÇIKÇASI"

Dolar kurunun ve diğer birtakım unsurların iki şekilde tezahür ettiğini ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:

"Bir tanesi temeller dediğimiz, makro ekonomik temel göstergeler itibariyle bunların nerede olmasına ilişkin husus. Diğeri de spekülasyon dediğimiz daha kısa dönemli konjonktürel değişimler. Temellerine baktığınız zaman Türk ekonomisinin şuanki genel çerçeveye baktığınız zaman aslında bu kadar yükselmesini haklı gösterecek bir temel ben göremiyorum doğrusu. Cari açık burada çok önemli unsur biliyorsunuz. Cari açık yükselince bunu kurla telafi etme baskısı oluşabilir ama şuanda biz tam aksine eğilim içindeyiz. Petrol fiyatlarının düşmesi, diğer bir takım unsurlarla birlikte cari açığımızın ciddi bir şekilde azalacağı bir yıl yaşayacağız inşallah. Bizim beklentimiz o yönde. Böyle bir ortamda makro ekonomik temeller itibariyle kurdaki artışı doğrusu tam açıklamak mümkün değil. Dolayısıyla burada kısa dönemli spekülatif bir hadise diye bakıyorum ben açıkçası. Overshooting denen bir kavram var. Yani bir yöne doğru gittiği zaman döviz kuru bazen olması gerekenden fazla bir hareketlilik gösterebiliyor ama sonra normal dengelerine tekrar oturuyor. Burada bakılması gereken makro ekonomik temellerdir, temel göstergelerdir. Eninde sonunda piyasa mekanizmaları içinde döviz hak ettiği yere makro ekonomik temellerle daha uyumlu bir seviyeye oturacaktır."

"DOĞU'DA, GÜNEYDOĞU'DA KULLANAMADIĞIMIZ POTANSİYELLERİ HAREKETE GEÇİRMEK BAKIMINDAN ÇÖZÜM SÜRECİ OLMAZSA OLMAZ BİR SÜREÇTİR"

Çözüm süreciyle ilgili bir soruya ise Yılmaz, "Çözüm süreciyle ilgili çok sevindirici gelişmeler oldu. Sadece siyasi açıdan değil, ekonomik açıdan kalkınma perspektifi açısından da çözüm süreci çok önemli. Çözüm süreci aynı zamanda bir refah sürecidir. Kaynaklarımızı çok daha verimli kullanma, Türkiye'nin ekonomisini büyütme ve daha iyi paylaşma sürecidir. Diğer taraftan çözüm süreci en büyük teşviktir. Özellikle Doğu'da, Güneydoğu'da kullanamadığımız potansiyelleri harekete geçirmek bakımından çözüm süreci olmazsa olmaz bir süreçtir. Bu silahların susması, devreden çıkması hem insani anlamda çok çok önemli, hem de ekonomik anlamda kalkınma anlamında önemli. Türkiye inşallah kaynaklarını artık boş yere israf etmeyecek, kaynaklarını diğer ülkelerle kalkınma yarışında üretken alanlarda kullanacak ve geleceğimizi daha iyi inşa edeceğiz" yanıtını verdi.

"GAP BÜYÜK BİR POTANSİYEL, BİZİM İÇİN TÜRKİYE'NİN PROJESİ"

GAP Eylem Planı'nın Pazar günü açıklanacak olmasıyla ilgili soru üzerine ise Bakan Yılmaz, "GAP Eylem Planı, Kalkınma Bakanlığı olarak yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığımız bir eylem planı. Daha önce bir eylem planımız vardı. Şimdi onu yenilemiş olduk. Yeni bir eylem planı oluşturduk. 2018'e kadar sürecek. Bunu da Sayın Başbakanımız 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, aynı zamanda o gün GAP bölgesinde Mardin'de inşallah paylaşacak toplumumuzla. GAP büyük bir potansiyel bizim için. Bir taraftan bölgesel bir proje, bir taraftan da milli bir proje aslında. Türkiye'nin projesi. Çünkü biz şuna inanıyoruz; az gelişmiş dediğimiz bölgelerdeki sorunları çözmezseniz bu sorunlar gelir büyükşehirlerde çok daha katlanarak bizi etkiler. Diğer taraftan GAP gibi bölgelerimizdeki potansiyelin harekete geçmesi ülkemizin gıda güvenliği anlamında, halkımızın daha sağlıklı ve daha ucuza beslenmesi anlamında da çok önemli potansiyeller. Bütün bunlarla ilgili bir taraftan kamu yatırımlarımızın genel koordinasyonu, bir taraftan da kamu desteklerimizin koordinasyonu gerekiyor. İşte bu eylem planında sadece sulamaya yer vermedik biz. Daha bütüncül bir perspektifle alt yapıyı nasıl geliştiririz, daha ileriye nasıl götürürüz, ekonomik hayatı nasıl daha canlandırabiliriz KOBİ'ler başta olmak üzere. Daha iyi bir şehirleşme ortamını, kentleşme ortamını nasıl sağlarız, sosyal kalkınmayı nasıl daha hızlandırırız bütün bu unsurları içeren insan odaklı çok boyutlu entegre bir eylem planını Sayın Başbakanımız ilan edecek" diye konuştu. - ANKARA