Burdur Agd'den Doğu Türkistan Protestosu

Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Burdur Şubesi tarafından Doğu Türkistan'da yaşananları protesto etmek amacıyla basın açıklaması yapıldı.AGD Burdur Şubesi üyeleri Doğu Türkistan'da yaşananları protesto etmek için Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya geldi. Saadet Partisi ve Memur-Sen'in de destek verdiği grup 'Zulme karşı hayır' pankartı açtı, 'Kahrolsun Çin, yaşasın Doğu Türkistan' yazılı dövizler taşıdı. Grup adına basın açıklama yapan AGD Şube Başkanı Musa Sayar, Çin'in işgali altındaki Doğu Türkistan'da Müslümanlara yönelik baskı ve zulümlerin devam ettiğini söyledi. Müslüman halkı provoke edip, uluslararası kamuoyunda haksız gösterme çabasıyla baskı ve zulümlerin Ramazan ayında artırıldığını aktaran Musa Sayar, "Oysa gerçekte olan, işgalci Çin polisinin 'dur' ihtarı bile vermeden Müslümanları vurup, öldürmesidir. Geçen hafta sadece oruç tuttukları için 100'e yakın kardeşimiz şehit edilmiştir. Yaşanan arbedelerde tartaklanan ve yaralanan kardeşlerimizin sayısı belli değildir" dedi.

Çin yönetiminin Müslüman devlet memurları, öğretmenler, öğrenciler ve işçilerin oruç tutması ve namaz kılmasına müsaade etmediğini vurgulayan Musa Sayar, Müslümanların evlerinde bulunduracağı Kuran ve seccade sayısına kadar müdahale edildiğini anlattı. Bu zihniyetin insan hak ve özgürlüklerinden uzak olduğunu kaydeden Musa Sayar, "Oruç tutmayı, namaz kılmayı yasaklamak bizim anlayışımıza göre firavunlaşmaktır. Çin yönetimi aynı zamanda Müslümanların etnik kimliğine yönelik asimilasyon politikaları yürütmektedir. Bunun adı faşizanlıktır. Müslümanlara ait lokanta ve benzeri yerlerin Ramazan'da gün boyunca açık olmasını ve her birinde alkol satışı yapılmasını istemek de yine inanç hürriyetine aykırı uygulamadır. Müslümanlara zorla alkol içirmenin zorbalıktan başka bir izahı yoktur" diye konuştu. Doğu Türkistan'da olup bitenlerin dünya kamuoyuyla paylaşılmasına imkan verecek tarafsız gazeteciler ve gözlemcilerin bölgeye gitmesi gerektiğine dikkati çeken Musa Sayar, Çin yönetiminin uygulamalarına karşı İslam ülkeleri, uluslararası insan hakları platformları ve Türkiye'nin teyakkuz halinde olması gerektiğini söyledi. Basın açıklamasının ardından grup dağıldı.