Emekliler Promosyon Hakkını İstiyor - Son Dakika
Güncel

Emekliler Promosyon Hakkını İstiyor

Emekliler Promosyon Hakkını İstiyor

DİSK Emekli-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı Necdet Şansal, emeklilerin promosyon taleplerini yineledi.

05.07.2015 13:54

Kurulacak olan hükümetin emeklilerle ilgili sosyal ve ekonomik düzenlemeler yapmasını talep ettiklerini kaydeden DİSK Emekli-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı Necdet Şansal, daha önceleri emeklilere ödenen banka promosyonlarının yeniden verilmesini arzu ettiklerini söyledi.

Türkiye'de yaklaşık 11 milyon civarında emekli bulunuyor. Emekliler iş başına gelen her hükümete sosyal ve ekonomik haklarının düzenlenmesi için seslerini farklı yollarlarla duyurmaya çalışıyor. Ancak bir türlü görünür kılamıyorlar kendilerini. Ve yine devlete yıllarını vermiş kesimler içerisinde en fazla ezilen onlar olmaya devam ediyor. Emekli örgütleri de bu görünmezlik karşısında mücadelesini her şeye rağmen sürdürüyor. Emeklilerin taleplerini duyurduğu yollardan biri olan Emekliler Haftası'nda Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Emekli-Sen Şanlıurfa Şubesinden bir çağrı daha geldi. Gazete İpekyol olarak hafta dolayısıyla daha iyi bir yaşam kalitesi talep eden emeklilerin yaşadığı sorunları DİSK Emekli-Sen Şanlıurfa Şubesi Başkanı Necdet Şansal ile konuştuk.

28 Haziran-4 Temmuz tarihleri arasında Emekliler Haftası olarak kutlanıyor. Hafta kapsamında emeklilerle ilgili daha çok neler ön plana çıkıyor?

Türkiye'de Atatürk döneminden beri kutlanan bir Emekliler Haftası var. 28 Haziran ile 4 Temmuz arasında kutlanıyor. Bu artık gelenek haline gelmiş. Emekli sendikaları, dernekleri bunu kutluyor. Bu haftayı kutlamadaki amaç emeklilerin maddi ve manevi gelişmesine, kalkınmasına bir katkı sağlama amacı güdüyor. Bundan dolayı bu hafta kutlanıyor.

Araştırmalarda Türkiye'deki emeklilerin mutlu olmadığı ortaya çıkıyor.

Emeklilerin maalesef birçoğu mutlu değil. Türkiye'de emeklilerin mutlu olduğu söylenemez. Mutluluk tabi ki, doğrusunu söylemek gerekirse manevi olduğu kadar mutluluğun maddi temelleri de var. Maddi temelden yoksun bir mutluluk tasavvur edilemez ya da gerçekçi olamaz diye düşünüyorum.

Yani emeklilerin mutlu olamamasının altında maddi sebepler var diyorsunuz?

Mutsuzluğun altında yatan maddi şartlardır diye düşünüyorum. Bu maddi şartlar iyileştirildiği zaman maddi anlamda bir mutluluğun anahtarı oluyor. Tabiri caizse yolu açılıyor demektir.

Türkiye'de yaklaşık ne kadar emekli var?

Türkiye'de yaklaşık 11 milyona yakın emekli var. Tabi bu emekliler SSK'dan, Bağ-Kur'dan, tarımdan emekli olanlar, memur emeklisi yani tüm emekliler Türkiye'de 11 milyon civarında bir emekli var. Bu emeklilerin de araştırmalara göre Türkiye'de 8 milyon emekli açlık sınırının altında yaşıyor. Türkiye'de başbakanlığa bağlı TÜİK kurumunun araştırmalarına göre açlık sınırı bin 400 lira. Demek oluyor ki, bin 400 liranın altında ücret alan insanlar bu ülkede bir nevi aç demek. Aç derken, bunu biraz açmak gerekiyor. Açlık, ekmek bulamama, bazı şeyleri bulamama anlamına gelmiyor. Tabi ki, bu ücretle ekmek de alabiliyor, bulgur da alabiliyor. Ama çağdaş olarak, tam olarak bu ücretin insanca bir yaşam sağlamadığı söyleniyor.

Emekli asgari bir hayat mı sürüyor?

Asgari olarak yaşıyor. Kıt kanaat geçiniyor. Bu da bir nevi aç demek. Mesela uzmanlara göre belli bir vitamini, belli mineralleri, belli proteinleri almadığı zaman o vücudun belli bir bölümü aç kalmış oluyor. Hatta bu insanın yaşam kalitesine olumsuz bir şekilde etki ediyor. Gerekli bir vitamini, proteini düzgün bir şekilde alan bir bireyle almayanın arasında yaşam kalitesi olarak düşünce olarak, yaşam, ömür dediğimiz oranı olarak da birçok fark oluyor. Bilmeyenler tabi 'yahu nasıl aç kalınır, ekmek alıyor, bulgur alıyor, arada sırada tavuk alıyor' diyor. Alıyor ama yeterli olmuyor.

Örneğin Avrupa ülkelerindeki kişiler emekli olduğu zaman dünya turuna çıkıyor. Kendisine zaman ayırıyor. 'Emeklilik keyfi' denilen şeyi sürüyor. Bizim emeklilerin böyle bir şeyi yapma şansı var mı?

Hakikaten insanın bir de o yönü var. Tabi çağın gereksinmesi olarak insanların en azından yılda bir olsa da tatil haklarının olması lazım. Sağlıklı bir yaşamın gereğidir tatil. Ta eski çağlardan beri tatilin önemine vurgu yapmış, düşünürler, bilim adamları. Hatta İslam Peygamberi Hz. Muhammed (SAV) bir hadisinde 'Seyahat ediniz, sıhhat bulunuz' diyor. Bu anlamda da bir teşviki vardır. Bütün verilere rağmen emeklilerin maalesef tatil yapma hakları da bu ülkede ellerinden alınmıştır. Acı olan şey ise bu imkana da sahip değiller ekonomik olarak tabi.

Emekli maaşlarının yetmediği şeklinde zaman zaman gündeme şikayetler geliyor. Maaşı yetmeyen emekliler ne yapıyor, ek iş yapma gibi yollara mı başvuruyor?

Dediğiniz gibi emeklinin maaşı yetmediği zaman, geçimini sağlayamadığı zaman ek işlere yönelmek zorunda kalıyor. Mutlu olamıyor, hayata küsüyor, kendi köşesine çekiliyor. Sosyal etkinliklerden uzak kalıyor. Fiziki ve beyinsel gelişimi maalesef dumura uğruyor. Dolayısıyla ek iş bulanlar şanslı oluyor. Ek iş bulamayanlar da daha kötü durumda kalıyorlar.

Türkiye'de emeklilik sistemi eleştirilen konuların başında geliyor. Emeklilik yaşı yüksek olduğu için sürekli eleştiriliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Örneğin emeklilik yaşı 65…

Çok yanlış bir şey. Geçmişte buna 'mezarda emeklilik' diyorduk. 65 yaşından sonra emeklilik çok yanlış bir şey. Türkiye'de yaşam süreleri o civarlara denk geliyor. Eğer bir insanı o yaşta emekli ederseniz, bu 'mezarda emeklilik' deyimini haklı çıkartır. Bu ülkenin şartlarına göre bırakalım 65 yaşını 60'ı. Doğru olan, demokratik olan 50 yaşında 55 yaşında emekli olunması gerekir. Bunun üstündeki bir rakam doğru olamaz diye düşünüyorum.

'Mezarda emeklilik' dediniz bir de kıyak emeklilik var bu ülkede. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kıyak emeklilik geçmişte uygulanan bir yöntemdi. Şimdi tabi belli ölçülerde yine uygulanıyor. Bu kıyak emeklilikten istifade eden çok az bir kesim var. Elit bir kesim var daha doğrusu. Onun için hani bir laf vardır, 'istisna kaideyi bozmaz' diye ve bu kıyak emeklilik genel emeklilik gerçeğini değiştirmez. Çok az bir nüfus, yani elit kesim bu kıyak emeklilikten yararlanıyor. Bunlar da vekiller gibi, bürokratlar, genel müdürler gibi yüksek maaş alan kesimler. Ama yüzde 1 daha çıkmaz.

7 Haziran seçimleri öncesi siyasi partilerin emeklilere yönelik vaatleri vardı. Emeklilerin maaşlarının düzeltileceği, iki bayramda ikramiye verileceği şeklinde… Ve önümüzdeki dönemde bir koalisyon hükümetinin kurulması gayretleri var. Bütün bunları göz önüne alırsak bu vaatlerin gerçekleşebileceğine inanıyor musunuz?

Uçuk kaçık rakamların dışında bir, iki tabela partisinin bu konuda verdikleri rakamlar gerçekçi değildir. Ama şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilen üç siyasi partinin de verdikleri rakamın, yani CHP'nin, MHP'nin ve HDP'nin emekliler için vermeye çalıştıkları rakamın doğru ve insani gerçekler olduğunu düşünüyorum. CHP'nin her iki dini bayramda birer ikramiye, asgari ücretin bin 500 lira olması gerçekçi ve vicdani bir vaattir. Ve gerçekleşeceğine inanıyorum. Zaten CHP deklare ettiği 14 maddede bir koalisyon olması durumunda kesinlikle bu vaadin takipçisi olacağını kamuoyuna ve muhatap olan partilere bildirdi. Dolayısıyla bu vaadin gerçekleşeceği doğrudur ve buna da inanıyorum.

Ama iktidar partisinin bu yönde bir çekincesi var. Bu vaatler gerçekleşirse Türkiye'de ekonomik kriz olur şeklinde. Buna ne diyorsunuz?

İyi ki bu soruyu sordunuz? Dünyanın en büyük 17. ekonomisi denilen bir ülke ve kişi başı milli gelirin 10 bin 600 lira olduğu bir ülkede emeklilere verilen bu vaatlerin gerçekleşmeyeceğini kabul etmek, itiraz etmek kendi kendisiyle çelişmek demektir. Lüks tüketim ve israf bu ülkede azalırsa kaynak bu ülkede çok. Ve bunlar da gerçekleşir. Ama beyefendiler kendi lükslerinden ve israflarından vazgeçmiyorlar. Mesele burada. Lüks tüketim, israf önlenirse bunlar gerçekleşir diye düşünüyorum.

Kurulması olası bir koalisyon hükümetinden emekliler sendikasının temsilcisi olarak neler bekliyorsunuz?

Şu andaki iktidar partisiyle diğer üç partiden birisiyle koalisyon yapılırsa, doğrusunu söylemek gerekirse üç partiden hangisi olursa olsun bu seçimlerde vatandaşa verdiği vaatlerin takipçisi olacağına ben inanıyorum şahsen. Ve bunu da iktidar partisine kabul ettirecekler.

Somut olarak talebiniz ne?

Emekli olarak beklentimiz, iktidarın emeklilere insanca yaklaşmalarıdır. Uzun yıllar bu ülkenin ekonomisine hizmet eden insanlara bir saygılarının, sevgilerinin olması gerekir. Siyasi iktidarın emeklilerin insanca yaşama şartlarını oluşturmaları gerekir. Ekonomik ve sosyal olarak emeklilerin gelişmelerini sağlayacak bir model oluşturmaları lazım. Maalesef bu iktidarın şimdiye kadarki uygulamalarına göre emeklilere verecekleri çok şeyin olacağına da ben inanmıyorum. Neden diyeceksiniz? Emeklilere bakış açıları olumsuz. Daha evvel bir promosyon olayı vardı. Promosyon çalışan işçilere, memurlara veriliyor. Nedir bu promosyon diye sorulduğu zaman işçilere, memurlara, çalışanlara, emeklilere maaşlarından evvel bankaya yatırılan paranın bir getirisidir. Bin lira ve bin 500 lira arasında değişir. Çalışanlara bu para, bu promosyon veriliyor. Senede bir alıyorlar veyahut maaşlarına ekleniyor. Burada büyük bir haksızlık var. 11 milyon emekli var. Bu emeklilerin maaşları da aynen çalışanlar gibi bankaya yatırılıyor. Şimdi hakkın ve hukukun gereği olarak çalışanlara bu promosyon ücreti verilirken neden emeklilere verilmiyor. Burada büyük bir haksızlık var. Daha evvel veriliyordu. Şu anda verilmiyor. Niye verilmiyor? Burada çifte standart var. Burada bir insan hakları ihlali var. Aynı maaş bankaya yatıyor. Ona veriyorsun, buna vermiyorsun. Bir de işin en ilginç tarafı daha evvel dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan 'promosyon emeklilerin hakkıdır' iki, üç defa televizyon konuşmalarında 'biz emeklilere promosyon hakkını verdireceğiz, bankalar verecekler' diye söylemesine rağmen bu uygulanmadı. Çok acı bir durumdur. Düşünün bir ülkenin başbakanı çıkıp milyonların karşısında 'promosyon verilecek' diyor, ondan sonra verilmiyor. Burada emekliler sendikasının başkanı olarak veyahut bir üyesi olarak nasıl bu ülkenin başbakanın sözüne güvenebiliriz? Aynı şekilde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de iki, üç defa televizyona çıkıp tıpkı başbakanı takip eder şekilde 'emeklilere biz promosyon hakkını vereceğiz, haklarıdır' diyor, ondan sonra da verdirmiyor. Bunun adına en hafif deyimle çifte standart denilir. Verdiği sözü tutmamak demektir.

Kaynak: Temsilci

Son Dakika Güncel Emekliler Promosyon Hakkını İstiyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement