Erdoğan Ailesinin Kahreden Yoksulluğu

Diyarbakır'ın Hazro ilçesinde yoksulluk ve sefaletten kurtulmak için bundan tam 24 yıl önce büyük hayallerle kent merkezine göç eden Erdoğan ailesinin yaşadığı yoksulluk ve sefalet burada da yakalarını bırakmadı.

Çocuklarıyla birlikte güzel ve mutlu bir hayat sürdürmek umuduyla kent merkezine göç eden baba Hasan Erdoğan, yakınlarından topladığı borç parayla kendisine bir at arabası aldı. Buradan kazandığı parayla bir süre ailesini kimseye muhtaç ettirmeden geçindirdi. Tam kurduğu mutlu hayatın ilk adımlarını atmışken, belediye meclisi tarafından alınan kararla at arabalarının şehir merkezine girişleri yasaklandı. Üstelik bin bir güçlükle aldığı at arabasının borcunu bile kapatamamıştı.

KALBİ SIKIŞTI

Ailesinin ekmek teknesi olan at arabasına el konulması üzerine üst üste iki kez kalp krizi geçiren Hasan Erdoğan'ın acımasız hayata doğru yolculuğu bir kez daha bu kez kent merkezinde başladı. Üstelik doktorlar ağır ve stresli işlerde çalışmamasını önermişti. O, çoluk çocuğunun nafakası için ölümüne de olsa bir iş bulup çalışmak istiyordu. İş için hangi kapıyı çaldıysa eli boş döndü.

Sonrasında yine at arabası alarak köşede bucakta bulduğu yük taşıma işleriyle ailesinin geçimini sağlamaya çalışan Erdoğan, at arabasıyla iş bulamamaktan yakındı. Ramazan ayı içerisinde hayli zorluk çeken aile kendisine el uzatılmasını istiyor. Yalnızca Umut Kapısı Derneği tarafından ayda bir olmak üzere birer kiloluk kuru gıda yardımı dışında yardım edeni bulunmayan Erdoğan ailesi büyük sıkıntı çekiyor.

YOKSULLUK KADERİMİZDİR

Kayapınar İlçesi Huzurevleri Mahallesi Kanalüstü semti 137. sokak numara 12'deki iki gözlü gecekondu evde ikamet eden 18 kişilik nüfusun reisi Hasan Erdoğan, "Hazro'dan yoksulluktan kurtulmak için büyük hayaller kurarak göç ettiğim kentte daha da büyük bir yoksulluğa mahkûm oldum. Şehirdeki yoksulluk tam bir felakettir burada kimse kimsenin halini anlamıyor. Herkes kendi derdine düşüyor. Geri dönmek istesek orada ne yapacağız ki, yoksulluk fakirin kaderidir. Bizde kaderimize razı olacağız" dedi.

YOKSULLUK HASTALIĞI

Eniştesinin vefatı üzerine dul kalan kız kardeşine de baktığını anlatan Erdoğan, "Göç ettiğimiz günden sadece birkaç gün hariç karnımız tok uyuduğumuz günü hatırlamıyorum. Çocuklarım bu yüzden sürekli hastadırlar. Yani anlayacağınız yoksulluk sadece kaderimiz değil aynı zamanda hastalığımız da oldu. İki gözlü gecekondumuzda doğru dürüst bir halımız bile yok kısıtlı olan yatak ve yorganlarımızı zemine seriyoruz. Yaşadığımız gecekondunun pencerelerini bile naylonla kapatmışız. Vakıftan aldığımız kömürde olmazsa idi geçen bu kışın soğuktan donarak ölecektik. Kışı zar zor atlattık şimdi sıra yaz sıcağında. Dertlerin biri gidiyor biri geliyor. Allah yardım etsin" diye konuştu.

FELEK'İN AMELİYAT OLMASI LAZIM

Yaşadığı yoksulluktan dolayı Felek adını verdiği kızının gözlerinde problem bulunduğunu ve bu nedenle ameliyat olması gerektiğini belirten baba Hasan Erdoğan, "Kızım Felek gözlerinden rahatsız, İstanbul'da ameliyat olması lazım hem de kaç yıldan beri ameliyat olması gerekiyor ancak bir türlü yapamadık. Eşim Şeyhan felç geçirdiğinden dolayı yerinden bile kalkamıyor. Tüm yoksulluğa rağmen beş çocuğumu bizim yaşadığımızı yaşamasınlar diye onları bin bir güçlükle okutuyorum" dedi.

İKİ AYAĞINDANDA AMELİYAT OLMASI LAZIM

Sadece kızı Felek değil, evdeki birçok kişinin sağlık sorunları bulunduğunu kaydeden baba Erdoğan, "İki kalp ameliyatının yanında damar tıkanıklığı nedeniyle iki ayağımdan da ameliyat olmam gerekiyor. Yani anlayacağınız elden düştük, şimdide ayaktan düşeceğiz. Ancak ben sorun etmiyorum düşmez kalkmaz bir Allah'tır, insanların başına ne geleceği hiç belli olmaz onu bir Allah bilir. Çok sağlıklıyken bir anda kötürüm, kötürüm iken birden sağlıklı olabiliyorlar. Allah benim çocuklarıma yardım etsin. Kendim için gerçekten bir şey istemiyorum. Çocuklarım benim gibi olmasın yeter" diye konuştu.

YARDIM ELİ BEKLİYORUM

Mağduriyetini dile getiren 18 nüfuslu ailenin reisi Baba Hasan Erdoğan, 2 bin TL su borcunun biriktiğini ancak ödeme durumunun olmadığını belirterek, "Artık kendim için bir şey istemiyorum, kızım ve çocuklarım için yetkililerin ve hayırsever vatandaşların yardımını bekliyorum" şeklinde konuştu.

DEDAŞ, GÖRDÜĞÜ YOKSULLUK KARŞISINDA ELEKTRİK SAATİ BİLE BAĞLAMADI

Evde elektrik saatinin bulunmadığını ve elektriği kaçak kullandığını itiraf eden Baba Erdoğan, "DEDAŞ ekipleri evime saat bağlamak için geldiler. Evimi ve halimizi gördüklerinde neredeyse ağlayacaklardı. Baktılar baktılar ve saat bağlamadan evden ayrıldılar. Bağlasalardı zaten bir iki ay içinde para ödeyemeyeceğim için kesmeleri gerekirdi. Ne diyeyim Allah razı olsun DEDAŞ'tan en azından elektriği bedelsiz alıyorum" diye konuştu.