Halkın Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin grup toplantısında konuştu. Yüksekdağ, " Kobani'deki soylu insanlık direnişi Kobani'nin düşmeyeceğini bütün dünyaya ilan etti. Kobani düşmedi, Hükümetin karanlık hesapları düştü. Türkiye itibar kaybetti, gözden düştü" diye konuştu.
Yüksekdağ, "Kobani düştü düşecek denirken, insanlar kardeşlerinin yaşamı için sokağa çıktı. Demokratik bir biçimde başlayan eylemler ve sahiplenme tutumu, kurşunlarla, linç tezgahlarıyla kesilmeye çalışıldı. Bir sıkıyönetim ve darbe uygulaması zemini yaratıldı. Kobani'nin düşürülmesine kilitlenmiş siyaset, AKP'nin başı gibi davranan Cumhurbaşkanı ve onun kışkırtıcı sorumsz tavrı bu noktaya getirdi. Kobani ha düştü, ha düşecekti, 'çifte bayam' olacaktı ama Allah zalime bayramı nasip etmez. Kobani'deki soylu insanlık direnişi Kobani'nin düşmeyeceğini bütün dünyaya ilan etti. Kobani düşmedi, Hükümetin karanlık hesapları düştü. Türkiye itibar kaybetti, gözden düştü" dedi.
"SİZİ BU SİYASETİNİZLE HİÇBİR KALE KORUYAMAZ"
Yüksekdağ, "Hükümet, BM Güvenlik Konseyi geçici üyesi olmak için kapıda bekliyor, ama seçilemiyor. İtibarı yere çakılmıştır. Şam'a gideceklerdi, Suriye politikaları çöktü. Rojava'daki yeni yaşamı yıkıma uğratacaklardı, Kobani'yi düşüreceklerdi, olmadı. Bugün çapsızlıklarının bedelini halklara, partimize ödetmeye çalışıyorlar. Bölgede Türkiye'nin dostu olabilecek tek güç Kürtlerdir, Rojava halklarıdır. İktidar bunlarla dost olma olanağını da yitiriyor. Rojava halklarının dostluğunu geleneksel imhacı devlet politikalarına kurban etmek AKP tarzı oldu. Muhalif kesimleri marjinal ilan etmekte üsterine yok, ama bugün Türkiye Hükümeti dünyanın ve bölgenin marjinali oldu. Türkiye kendi halkına marjinal hale geldi. Bizi siyaset odacıklarında istedikleri gibi yönetebileceklerini sanıyorlar. Sizi bu siyasetinizle hiçbir kale koruyamaz" diye konuştu.
"KOBANİ DİRENİŞİNİN GÜCÜNÜ EN GEÇ FARK EDEN HÜKÜMET OLMUŞTUR"
Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü; "Bugüne kadar bu direnişe gözünü kulağını kapatanlar, sonradan bir kurtarıcı peleriniyle alana dalarız diye düşünenler yanıldı. Kobani tüm dünyada, meşruiyeti daha fazla kabul edilen bir noktaya geldi. Bu, direnişin gücüdür. Bir savaş cehennemine dönüştürülen Ortadoğu'da ancak direnmekten vazgeçmekseniz size dayatılan 'gerçek' yenilir. Rojava gerçeği, Ortadoğu'da yaratılmak istenen karanlığa galip gelmiştir. Bu sadece Rojava'nın da değil tarihin bir kazanımıdır. Rojava'da biz, geleceğimizi kazanıyoruz. Eşit ve özgür bir geleceği. İşte Hükümetin istemediği tam da budur. Kobani direnişinin gücünü en geç fark eden Hükümet olmuştur. Sadece mecbur kaldığında adım atma siyaseti tekerrür etmiştir. Memlekette Kobani düşmesin diye yer yerinden oynadı, Davutoğlu şimdi 'Suruç'la Kobani'yi birbirinden ayırmıyoruz' diyor. Beyefendi yeni fark etmiş. Sayın Davutoğlu, Kobani gerçeğini bir ay önce görseydiniz bu kadar insan yaşamını yitirmeyecekti. Hükümete açıkça 'Dayanışma amaçlı koridoru açın' dedik. Şimdi haklı olarak soruyoruz, 'Bu ölümleri mi beklediniz koridor için?' Kusura bakmayın Davutoğlu, kusura bakmayın Erdoğan, ölümler üzerinen siyaset yapan sizsiniz. Biz ölerek siyaset yapıyoruz, ölerek! Biz bu ölüm siyasetinin nice ateş çemberinden gelip geçtik. Bizi ölüm tehditlerinizle yıldıramazsınız. Kaç araba tehdit gördük. Partimizi hedef tahtasına oturtarak mamur olacağınızı sanmayın. Bu sizi ancak çöküşe götürür. Hükümet partimize karşı yalan ve çarpıtmaya dayalı öyle bir tablo oluşturdu ki, gerçeği açığa çıkartmak için de mücadele ediyoruz. Tek bir kamu görevlisi hakkında tek bir soruşturma bile yokken çoğu partilimiz iki bine yakın kişi, gözaltına alındı. Yeni Türkiyeymiş! Neye dayanarak inanacağız? Sizin yeni Türkiye'niz de, Adana'da bir gazete dağıtımcısı maskeli kişilerce katledildi. Maskeli faşizm hortladı, hükümet bunları bırakmış HDP ile uğraşıyor. 'Kobani ve Rojava kantonlarını savunmayı süreçten ayrı düşünmeyin' dedik, Hükümet 'O ayrı bu ayrı' dedi. Bugün geldiği nokta bu."
AKİL İNSANLAR
"Biz artık sözleri ve bu sözlerle oyalamayı değil, gerçeği ve somut politikanın ta kendisini istiyoruz" diyen Yüksekdağ, şunları söyledi; "Akil İnsanlar toplantısı yapıldı. Peki Akil İnsanların ilk çalışmasında hazırlanan raporlar ne oldu? Akil İnsanlar size yol haritasının somut noktaları olacak tasarılar sundu. Sayın Öcalan yol haritası sundu. Hiçbirşey yapmadınız. Hükümet sürecin deyim yerindeyse ekmeğini yemeye devam ediyor, ama somut adım atmıyor. Taslak da taslak. Gerilim, çatışma, savaş dili ve siyaseti. Baskı politikalarının perçinlenmesi: Yol temizliğinden bunu mu anlıyorsunuz? Yol temizliği tastamam da demokratikleşmedir. Barış bir temenni değildir, bir çatışmasızlık değildir, toplumsal bir olgudur, toplumla demokrasi temelinde bir araya gelmektir. Demokrasi yoksa barış da yoktur, barış yoksa da çözüm. Demokrasi de güvenlik paketleriyle sağlanamaz. Önce demokrasiyi getireceksiniz. Gerçekten derdiniz sınır güvenliğiyse Rojava kantonlarını tanıyın. Güvendeki bir Rojava'dan daha güvenli bir bölge olamaz. Sınır içindeki güvenlik de demokrasiyle sağlanır. Demokrasiyi sağlamazsanız hiçbir yer güvenli değildir. Bize de değildir, size de değildir. Cumhurbaşkanı bir dil koşuyor, Başbakan ve bakanlar ayrı bir dilden. Bakanlar bir şey söylüyor, Cumhurbaşkanı çıkıp bakanlara yanıt veriyor. Böyle bir lakayıtlık olabilir mi? Süreçte muhattap kim? Davutoğlu mu yoksa kendisini her şeyin tek lideri gören Erdoğan mı? Önce bi bunu görelim. İmralı'daki odayla, masayla, televizyonla uğraşmayın, sizin çok daha önemli işleriniz var. Gerçek sorunlarla ilgilenin" diye konuştu.
"ÖCALAN'IN VİLLA İSTEDİĞİ YOK"
Yüksekdağ, "Sayın Öcalan'ın villa istediği yok. Bizim gibiler villa istemez, villalar Hükümetin siyasetçilerine yakışır. Halkların Demokratik Partisi olarak tüm linç girişimlerine rağmen barış, çözüm ve özgürlük yolculuğundaki yerimizi koruyacağız. Gezi'de sokağa çıkanlarla Kobani için sokağa çıkanlar her gün çok daha güçlü bir araya geliyor. Hükümet saldırırken Doğu ile Batıyı ayırmıyor" dedi.
Son Dakika › Güncel › Figen Yüksekdağ : Kobani Düşmedi, Hükümetin Karanlık Hesapları Düştü - Son Dakika
Dünyaca ünlü sokak sanatçısı Banksy'nin Londra'nın Finsbury Park bölgesinde yaptığı son eser, yeşil badana gibi görünüyor. Eserin Banksy'ye ait olup olmadığı tartışmaları başladı. Eserin fotoğrafları sosyal medyada paylaşıldı. İngiltere İşçi Partisi'nin eski lideri Jeremy Corbyn de eseri ziyaret etti. Eserin nasıl korunacağı henüz bilinmiyor.
Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları, Batı Şeria'daki şiddet yanlısı İsrailli yerleşimcilere karşı yaptırım uygulanması konusunda anlaşmaya vardı. Yaptırımlar çerçevesinde şiddet yanlısı yerleşimcilerin AB ülkelerine girişi yasaklanacak ve mal varlıkları dondurulacak. Ayrıca Hamas için de ek yaptırım kararı alındı.
Milli Yol Partisi, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla bir açıklama yayınladı. Parti Sözcüsü Yunus Ekşi, zaferin milletimizin bağımsızlık direnişinin en önemli göstergelerinden biri olduğunu belirtti. Açıklamada, Çanakkale Zaferi'nde şehit düşenlerin anıldığı ve ekonomik bağımsızlığın korunması için dışa bağımlı ekonomi modelinin değiştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Düzce'de polis ekipleri Ramazan ayında da kural tanımayan sürücülere yönelik denetimlerini sürdürürken, denetlenen 8 bin 96 araçtan bin 417'sine cezai işlem uygulandı. Yapılan kontrollerde toplamda 671 bin 159 lira cezai işlem uygulanırken, 16 bin 587 kişi sorgulandı ve 30 aranan şahıs gözaltına alındı. Ayrıca 110 araç trafikten men edildi.
Düzce'de polis ekipleri Ramazan ayında da kural tanımayan sürücülere yönelik denetimlerini sürdürürken, denetlenen 8 bin 96 araçtan bin 417'sine cezai işlem uygulandı. Trafik denetimlerinde 94 okul servisi, 281 motosiklet ve 7 bin 721 araç kontrol edildi. Toplamda 671 bin 159 lira cezai işlem uygulandı ve 30 aranan şahıs gözaltına alındı.
New York'ta, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yıl dönümü dolayısıyla tören düzenlendi. Türkiye'nin BM Nezdindeki Daimi Temsilcisi Sedat Önal, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) New York Temsilcisi Mehmet Dana, New York Başkonsolosu Reyhan Özgür ve Türk Amerikan sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Tören, saygı duruşu, İstiklal Marşı, Kuran-ı Kerim okunması ve konuşmalarla gerçekleşti.
Yorumlar (20)