Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç, Samsun'da

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, "Hiç kimsenin inancımız gereği hayatta tek eğildiğimiz nokta olan secdeye vardığımız yere, ayakkabıyla basma hakkı yoktur. Hele hele postalla girmeye hiç hakkı yoktur" dedi.

Kılıç, partisinin Atatürk İş Merkezi'ndeki Vezirköprü İlçe Başkanlığı 5. Olağan Kongresi'nde, Türkiye'nin köklerinin ve mazisinin çok gerilere gittiğini söyledi.

"Biz medeniyetimizin, inancımızın ve aynı zamanda gelenek ve göreneklerimizin içinden gelen kültürümüzün en üst noktadaki temsilcisiyiz" diyen Kılıç, büyük sorumluluk taşıdıklarını, bunu bilmeyenlerin Türk milletinin tarihini doğru okumadığını söyledi.

"Mescid-i Aksa bizim ilk kıblemiz" ifadesini kullanan Kılıç, şöyle konuştu:

"Mescid-i Aksa bize emanettir, sahibi Rabbimdir ama Müslümanlar, inananlar olarak bize emanettir. Biz karşısındakinin inancına, geleneğine saygı göstermesini emreden inançtan geliyoruz. Bize olan emir açıktır. Beklentimiz sadece şudur. Size gösterdiğimiz saygının aynısını bize gösterin. Ne fazlasını, ne eksiğini. Aynısını sizden bekliyoruz. Ecdadımız, geçmişimiz, atalarımız aynı bölgelerde hükümdarken, hizmetkarken hiç kimse arasında ayrım yapmamıştır. Herkese inancını ve geleneğini, göreneğini yaşaması için garanti vermiştir. Onu korumuştur. Şimdi, şu anda zulüm edenlerin ataları bundan 500 sene önce zulüm gördüklerinde ecdadımız onlara gemi gönderdi çünkü inancımız zulüm edene değil, zulüm altında olana yardım etmektir, kim olursa olsun."

"Hiç kimsenin secdeye vardığımız yere, ayakkabıyla basma hakkı yoktur"

Yunus Emre'nin "Yaradılanı severim yaradandan ötürü" sözünü anımsatan Kılıç, insanların yaratılmışların en şereflisi olduğunu anlattı.

Geçmişin mazlumlarının bugünün zalimleri olduğuna dikati çeken Kılıç, şöyle devam etti:

"Hiç kimsenin inancımız gereği hayatta tek eğildiğimiz nokta olan secdeye vardığımız yere, ayakkabıyla basma hakkı yoktur. Hele hele postalla girmeye hiç hakkı yoktur. Herkes haddini bilecek. Biz bunları yaşarken özeleştirimizi de yapmak durumundayız. Türkiye'nin dışında ses kim çıkarıyor? Cumhurbaşkanı ile Başbakanımızın konuşmalarında dile getirdiği açıklıkla kim bunları dile getiriyor İslam aleminde? Kendimizi de özeleştiri yaparak daha farklı noktalara götürmemiz lazım birlikteliğimizi ve beraberliğimizi. Suriye'de 300 bine yakın insan öldü ama adalet, demokrasi için orada olduklarını söyleyenler, demokrasi uğruna mücadele verdiklerini söyleyenlerin sesleri fazla çıkmadı. Bunları iyi düşünmemiz lazım."

Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:

"Cumhurbaşkanımız 'dünya 5'ten büyüktür' dediği zaman ne demek istediğini anlamak istemedi bazıları. Anlıyorlar ne dediğini de anlamamazlıktan geliyorlar. Dolayısıyla bu konularda sesimizi yükseltmekten hiçbir zaman geri durmayacağız. Zulme boyun eğmeyeceğiz. Zulmü de dillendirmeye devam edeceğiz. Şunu da açık seçik herkesin bilmesi lazım. Kimse bunu sağa, sola çekmesin. Derdimiz, kavgamız, isyanımız devlet açısından doğru yönetim yapmayan şu andaki İsrail hükümetinedir. Yahudi inancına mensup insanlarla ki vatandaşımız olanlar var, İstanbul'da ve Türkiye'nin değişik yerlerinde. Onlar bizim vatandaşlarımızdır. Onlarla beraber yaşıyoruz. Onlar kültürümüzün parçası. Bu topraklardaki medeniyetin içinde yerini almış onlar. Onlarla hiçbir sorunumuz yok ama zulüm edenlerle sorunumuz var."

Kongre, daha sonra basına kapalı devam etti. - Samsun