İpek Bilgin ve Şenay Gürler ODTÜ'ye Konuk Oldu - Son Dakika
Güncel

İpek Bilgin ve Şenay Gürler ODTÜ'ye Konuk Oldu

İpek Bilgin ve Şenay Gürler ODTÜ\'ye Konuk Oldu

8. tiyatrODTÜ Şenliği kapsamında ODTÜ KKK öğrencileriyle bir araya gelen İpek Bilgin ve Şenay Gürler, öğrencilerin tiyatroya, sanata ve oyunculuğa dair sorularını yanıtladı.

21.04.2014 14:11

ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu'nun, öğrencilerine yoğun çalışma tempoları içinde nefes aldırmak, onları eğitim aldıkları lisans ve yüksek lisans programları dışında, sanat, spor, mizah gibi alanlarda Türkiye'nin başarılı isimleri ile bir araya getirmek üzere düzenlediği Teneffüs Projesi'ne tiyatro ve TV İpek Bilgin ve Şenay Gürler konuk oldu. 8. tiyatrODTÜ Şenliği kapsamında ODTÜ KKK öğrencileriyle bir araya gelen İpek Bilgin ve Şenay Gürler, öğrencilerin tiyatroya, sanata ve oyunculuğa dair sorularını yanıtladı.

"DEVLET TİYATROSU BİR SANAT KURUMU DEĞİL"

Devlet tiyatrosunun bir sanat kurumu olmadığını belirten İpek Bilgin, devlet tiyatrolarının fonksiyonunu "eğitim" olarak gördüğünü söyledi. Devlet tiyatrolarını sanat kurumu olarak görmemekle birlikte 50 yıllık iş yapma birikimleri nedeniyle var olması gerektiğine de inandığını belirten Bilgin, "Aksi takdirde, Moliere'i, İbsen'i devlet tiyatrosu dışında izleme şansı olamaz. Ama kendini sürekli tekrar eden, Kültür Bakanlığı'na bağlı bir kurumun, sanat kurumu olduğunu söylemek de mümkün değildir" dedi. Bilgin, son üç yıl içinde İstanbul'da kurulan 25 tiyatronun şehre çok hoş bir dinamizm getirdiğini söyledi.

Devlet tiyatrolarının kapatılması değil, orada bazı şeylerin değiştirilmesi, dönüştürülmesi, yeniliklere açık hale getirilmesi gerektiğine inandığını belirten Şenay Gürler, devlet tiyatroları kadrolarında yer alan büyük bir kesimin memur zihniyetinde olduğunu ve hep "aynılık" içinde hareket edildiğini söyledi.

"ŞAİRLİĞİN OKULU NASIL OLAMAZSA OYUNCULUĞUN OKULU DA OLMAZ"

Oyunculukta eğitim şartının aranamayacağını, okulun sadece kişiye yapmak istediği iş için ortam sağladığını belirten tiyatro oyuncusu, oyun yönetmeni ve oyun çalıştırıcısı İpek Bilgin, " Metin Akpınar'a, Levent Kırca'ya sen okul mezunu değilsin demek mümkün mü? Bazı kişilerin kumaşında vardır oyunculuk. Nasıl şairliğin okulu olamazsa, oyunculuğun da okulu olmaz. Okul, kişiye sadece ortam sağlar" dedi.

Oyunculuğun ağır adanmışlık gerektirdiğini, tiyatroculuğun bir heves değil, tutku işi olduğunu belirten İpek Bilgin, bu tutkunun kişinin tüm hayatını yönlendirdiğini, "Önce kariyerimi tamamlayayım, sonra da istediğim şeyi yaparım" gibi bir düşünce yapısına inanmadığını söyledi.

Öğrencilerin yaşamları için gerekli konforu sağlamak üzere bir meslek seçerek, yanı sıra tiyatro yapmak yolundaki düşüncelerine yanıt olarak toplumdaki "başarı" algısına değinen Şenay Gürler, şöyle dedi:

"Toplumdaki başarı algısını sorgulanması, kişinin, başarıdan ne algıladığının tanımını yapması gerekir. Örneğin benim için başarı, bir oyunda daha önce yakalayamadığım bir duyguyu yakalayabilmektir. Toplum tarafından çok tanınmak, başarılı olmak demek değildir. Bir dizide oynayarak çok geniş bir kitle tarafından tanınabilinir. Ama bu tanınma, başarılı olunduğu anlamına gelmez. Para kazanmak, hayatın devamlılığı açısından önemlidir. Ama çoğu zaman insan, gerçekten istediği şeyleri yapabilmek için birçok riski göze alıp, savaşlar vermek zorundadır".

"BABAMIN İSTEDİĞİ EĞİTİMİ ALIRKEN AKIL SAĞLIĞIMI YİTİRİYORDUM"

Oyunculukta başarı için "inat" etmenin gerekliliğine işaret eden Şenay Gürler, kendi hayatından da örnekler verdi: "Çocukluğumdan itibaren oyuncu olmak istedim. Üniversiteye başlayacağım zaman annem ve babam hastalandı ve babam Güzel Sanatlar'da okumama izin vermedi, başka bir şey yapmamı istedi. Bu nedenle 1-2 yıl babamın benden istediği şeyi yaparmış gibi yaptım. Babam ve herkes istiyor diye evlendim. Ve bir baktım ki, akıl sağlığımı yitiriyorum. Sonuçta ikisini de kaybettikten sonra oyunculuk olanağımın hiç olmadığı bir durumda inatla oyuncu olmak için çalıştım. Hala inat ediyorum, sürekli değişmeye, dönüşmeye çalışıyorum. Başka türlü yaşayamazdım".

"OYUNCULUK KOMANDOLUK GİBİ"

Oyunculuğun tıpkı komandoluk gibi her şart altında yapılması gereken bir meslek olduğunu belirten İpek Bilgin, özellikle dizi çekimlerinde çok ağır şartlar altında çalışıldığını, çoğu zaman ışığın oyuncudan daha önemli görüldüğünü, buna rağmen dört dörtlük bir performans sergilemek gerektiğini söyledi.

POPÜLER KÜLTÜRÜ REDDETMEKTEN VAZGEÇTİM

30 yıldır oyunculuk yaptığını, bu dönemin sadece son 10 yılında dizilerde oynadığını belirten İpek Bilgin, kariyerinin ilk yıllarında popüler kültürü reddettiğini belirterek, şunları söyledi:

"Jenerasyon itibari ile popüler kültüre karşıydım. Daha sonra fikrim değişti ve popüler kültürü tamamen reddederek, hayatı tümüyle anlamanın mümkün olmadığını farkına vardım ve inkardan vazgeçtim. Düşünüldüğünün aksine oyunculuk tektir. Sinema oyunculuğu, dizi oyunculuğu gibi bir ayırım yapmak mümkün değildir. Diziler oyunculuk açısından çok önemli ve sıkı bir antrenmandır. Çünkü rolün çok sayıda ve çok çabuk yapılması gerekiyor"

"GÖRÜŞ GÜNÜ KADINLARI'NIN YAYINDAN KALKMASINA ÇOK ÜZÜLDÜM"

Yeterli reyting alamadığı gerekçesiyle yayından kaldırılan Görüş Günü Kadınları dizisi ile duygularını da paylaşan Şenay Gürler, "Bu yılın en farklı projesi olduğunu düşünmüştüm. Adana'da 50-60 derece sıcaklık altında çalıştık. İyi bir iş yaptık. Ancak dizi önce saat 23:00'te yayınlanmaya başlandı, daha sonra yayın saati 23:30'a çekildi ve bu durumda ısrar edildi. Oysa insanlar bu saatlerde ancak daha önceki saatlerde izlemeye başladıkları diziyi izlemeye devam ediyorlar, yeni bir diziye geçiş yapmıyorlar. Dizinin yayından kalkmasına çok üzüldüm" dedi.

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Güncel İpek Bilgin ve Şenay Gürler ODTÜ'ye Konuk Oldu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement