Kesk Başkanı Özgen: Ana Dil Evrensel Bir Haktır

Kesk Genel Başkanı Lami Özgen, Diyarbakır'da kapısına mühür vurulanan Kürtçe okulun önünde, "Ana dil dünyanın her yerinde evrensel temel bir haktır. Bu hakkın kamusal alanda demokratik, eşit, özgür, laik ve ana dilde eğitim çerçevesini hayata geçirmek devletlerin ve hükümetlerinin boynun borcudur" dedi.

Diyarbakır'da açıldıktan sonra Valilik talimatıyla 3 kez kapısına mühür vurulan Kürtçe eğitim verilmek istenen 'Ferzad Kemanger Okulu' adı verilen binanın bahçesine gelen KESK Genel Başkanı Lami Özgen, sendika üyeleri DBP İl Başkanı Zübeyde Zümrüt'ün de katıldığı basın açıklaması yaptı. Dün gece okul mührünün sökülmesinin ardından polisin yeniden mühürlemesi sırasında çıkan olaylarda 90 kişinin gözaltına alındığı ve polisten 8 kişinin serbest bırakıldığı belirtildi. KESK Genel Başkanı Lami Özgen, ana dilini kullanmaya yönelik atılan adım ve geliştirilen süreci Kürt halkının talebinin bir parçası olarak nitelendirdi, şöyle dedi:

"Buna karşı devlet ve AKP hükümetinin Amed'te (Diyarbakır), Cizre'de ve Yüksekova'da takındığı; antidemokratik, hukuksuz, faşizan otoriter tutumlardır. O tutumları buradan bir kez daha kınıyor ve protesto ediyoruz. Ana dil dünyanın her yerinde evrensel temel bir haktır. Bu hakkın kamusal alanda demokratik, eşit, özgür, laik ve ana dilde eğitim çerçevesini hayata geçirmek devletlerin ve hükümetlerinin boynun borcudur. Bu ülkede halen ana dil sorunu varsa bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin 90 yıllık yürütmüş olduğu politikalar sonucu dile vurulan kelepçenin Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türkiye haklarının boynundaki pranga olduğunu ifade etmek istiyorum. Ana dile kelepçe vurulamamaz. Bu 21'inci yüzyılda evrensel bir ayıbı da kendi içinde içeriyor. Bu ayıp önce devletin sonra AKP hükümetinin ayıbıdır. Hiç kimse şunu ifade etmesin; 'Bu ülkede diller, asimilasyonun üzerindeki yasağı kaldırdık' demesin. Tam tersine şuanda AKP hükümeti devletin 90 yıllık tekçi otoriter, asimilasyoncu, inkarcı politikasını sürdürüyor."

Özgen, Diyarbakır, Cizre ve Yüksekova'da açılan Kürtçe okullara şiddetle engellemenen bir hukusuzluk olduğunu, anayasa, ne mevcut kanunların ifadesinin bir anlam taşımadığını savunarak şöyle devam etti:

"Evrensel bir hakkın kullanıma yönelik bütün yasal engeller niyete bağlı olmaksızın istendiği zaman demokratik teamül çercevesinde hemen ortadan kaldırılabilir. Bundan dolayı AKP hükümetinin bu niyeti olmadığını biliyoruz. Ama buna rağmen Kürt halkının özgürlük, eşitlik, dil ve kimlik talebi eğitim sürecinde bunu hayata geçirmeye yönelik bir kararlaşmayı içeriyor. Bunu hayata geçirmiş durumdadır. Fiili bir şekilde kanunları beklemeksizin bu mücadele başlatılmıştır. Sürecektir, bedel verilecektir. AKP hükümeti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi kanunlarında, kendi anayasaları da değişiklik yapmak zorunda kalacaktır. Çünkü evrensel hakka ana dile istediği kadar mühürlerle, şiddetle yönelim bulsunlar ana dile kelepçe vurulamaz. Ana dili siz mühürlerle engelleyemezsiniz. Kürt sorunun demokratik barışçıl çözüm sürecinde, müzakereler sürecinde ve diyalog sürecinde öne çıkan en temel ilkelerden olan ana dil eğitim hakkına yönelik tutumları hayata geçirmek için adım atmaya çağırıyoruz." - Diyarbakır