Mursi Hakkındaki İdam Kararına Tepkiler

İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB), Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi başta olmak üzere, İhvan yöneticilerinin idama mahkum edilmesinin yok hükmünde olduğunu bildirdi.

İDSB Genel Sekreteri Ali Kurt imzasıyla yayımlanan basın açıklamasında, Mısır'da hukukun esaret altına alındığı belirtilerek, "Darbe rejimi kendi meşruiyetini inşa etmek adına her türlü hukuksuzluğa başvuruyor" ifadesi kullanıldı.

Evrensel tüm değerlerin ayaklar altına alındığı bu darbe eylemlerine karşı uluslararası toplumun üç maymunu oynamaya devam ettiği bildirilen açıklamada, " Fransa'da 11 kişi için yürüyen liderler Mısır'daki bu katliama neden sessiz kalıyorlar? Batı medyası ve onun demokrasi müdafisi rejimleri, despot Mısır rejimini kınamak bir yana, darbe yönetimini dolaylı bir dille aklıyor ve meşruiyetini güçlendiriyor" değerlendirmesinde bulunuldu.

Açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

"Bir hukuk mizanseninden öte bir anlam taşımayan bu kararlara Türkiye dışında ne yazık ki başka güçlü itiraz sesi duymuyoruz. İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği, Muhammed Mursi'nin hak davası tarafındadır. İDSB tüm uluslararası temsiliyetiyle birlikte bugün Muhammed Mursi ve arkadaşlarının duruşunun yanındadır. İhvan-ı Müslimin'in başta meşru lideri Muhammed Mursi olmak üzere Hürriyet ve Adalet Partisi Genel Sekreteri Muhammed el-Biltaci ve Rehberlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hayrat Şatır'la beraber 14 İhvan yöneticisinin idama mahkumiyeti bizler için yok hükmündedir."

"Şu unutulmamalıdır ki 'Zulümle abad olanın akıbeti berbat olur.' Bu hikmetli sözün en büyük ispatı Mısır tarihinin bizatihi kendisidir" ifadesine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Hazreti Musa ve Hazreti Yusuf gibi iki büyük peygamberin Hak davası için göğüs gerdikleri, sabır ve sebat üzere mağlup ettikleri zalim diktatörler bugün tarihin çöplüğündedir. İslam dünyasının karşı karşıya kaldığı bu sıkıntılı günleri Müslümanların ittihadı için bir vesile olarak görüyoruz. Alınan bu haksız ve yanlış kararları şiddetle kınıyor, uluslararası toplumun tüm mekanizmalarını bu zulmü durdurmak adına harekete geçmeye davet ediyoruz."