Polislerin "Resmi Belgede Sahtecilik" Davası - Son Dakika
Güncel

Polislerin "Resmi Belgede Sahtecilik" Davası

Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan bir süre sonra intihar eden Onur Yaser Can'ın gözaltı evrakında "sahtecilik" yaptıkları gerekçesiyle haklarında verilen ceza Yargıtay'ca bozulan 2 polis memurunun yargılanmasına devam edildi.

14.10.2015 17:51
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan bir süre sonra intihar eden Onur Yaser Can'ın gözaltı evrakında "sahtecilik" yaptıkları gerekçesiyle haklarında verilen ceza Yargıtay'ca bozulan 2 polis memurunun yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklar katılmadı. Onur Yaser Can'ın babası Mevlüt Can ile kızkardeşi Ezgi Sevgi Can ise duruşmada "müşteki" olarak hazır bulundu.

Görüntü ve ses kaydı alınarak yapılan duruşmada, müştekilerce üye hakimin reddi yönünde yapılan talebin celse arasında reddedildiği tutanağa geçirildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce 6 Ekim 2010'da mahkemeye cevap yazısı gönderildiği belirtilen duruşmada, yazı ve eklerinde, "emniyetteki kamera kayıtlarının olduğu harddisk imajının yer aldığı CD, flash bellek veya benzerlerine rastlanılmadığı" hususunun kaydedildiği aktarıldı.

Esasa ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı İbrahim Kayapınar, adli emanete alınan harddiskler, sunucu, kamera görüntülerini içeren CD'ler ve DVD'ler üzerinde Yargıtay'ın bozma ilamında belirtildiği şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesini talep etti.

Mahkeme heyetine, oğlunun bagetlerini gösterdi

Söz alan müştekilerin avukatı Ömer Kavili, bilirkişi Zafer Kökdemir'in incelediği imaj CD'sini kırdığına dair beyanının dosyada bulunduğunu belirterek, bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Düzgün ve etkili bir soruşturma yapılmadığını öne süren Kavili, "Anne bu acıyı dava fazla taşıyamamış ve intihar etmiştir. Mahkemenin verdiği yüzeysel karar da Yargıtay'dan dönmüştür. Olay vahim ve insanlık suçudur" dedi.

Beyanı sorulan müşteki Mevlüt Can da dava dosyasına hiç kimsenin kendisi kadar hakim olmadığını savunarak, şunları söyledi:

"Diken benim tırnağımın altına battı ve hala da batıyor. Zamanın savcısı, imaj kaydını istedi. Sonra soruşturma savcısının tayini çıktı. Ardından görevlendirilen savcı, cemaatçi olduğu için yurt dışına kaçan savcıya dosya verildi. Toplamda 3 savcı değişti. Hepsi işkencenin ortaya çıkmaması için ellerinden geleni yaptılar. Siz not bırakıyorsunuz, 'imaj kayıtlarında başkalarına ait kayıtlar olabilir, kimseye verilmesin' diye. Bilirkişinin verdiği raporda, o imajda sadece Onur'a ait bilgiler olduğu belirtiliyor. Benim canım acıyor, oğlumu ve annesini kaybettim. Bu devlete olan borcumu, vergisini veren bir vatandaş olarak ödedim. Eşim de öyle. Eşim vefat edene kadar kadın haklarını savundu. Çocuğumuzu mert, yalan söylemeyen temiz biri olarak yetiştirdim. Bakın bugün size Onur'un en son bateri çalarken yıprattığı bagetleri getirdim. Bateri, gitar ve saz çalan, 3 dil bilen bir çocuk intihar eder mi? İlk kez polis yüzü görmüştü."

İmaj CD'sinin imha edilmesine suç duyurusu

Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, adli emanette bulunan bilgisayar, CD'ler ve imaj kaydına ilişkin yazılı doküman ve iddianamenin, Yargıtay bozma ilamı da eklenecek şekilde Ulusal Kriminal Büro'ya gönderilmesine, Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde iddianameye konu değişiklik yapılan belge içeriklerinin tespit edilmesi, tespitin mümkün olması halinde ilgili belgelerin imaj kayıtlarının da alınmasının istenmesine hükmetti.

Heyet, bilirkişi Zafer Kökdemir'in dava dosyasındaki beyanına göre, delil vasfında olan imaj kayıtlarının bulunduğu CD'nin yok edilmesi/ kaybedilmesi eylemleriyle ilgili suç delillerinin karartılması yönünden ilgililer hakkında gereğinin yapılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına da karar vererek duruşmayı erteledi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan bir süre sonra intihar eden Onur Yaser Can'ın gözaltı evrakında "sahtecilik" yaptıkları öne sürülen 2 polis memuru hakkında, 8 yıla kadar hapis cezası istenmişti. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 polis memurunun 2 yıl altışar ay hapisle cezalandırılmalarına karar vermiş, Yargıtay 11. Ceza Dairesi de yerel mahkemenin kararını usulden bozarak, dosyayı mahkemeye göndermişti.

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement