"Soma'yı Hatırlamak mı Unutmamak mı"… - Son Dakika
Güncel

"Soma'yı Hatırlamak mı Unutmamak mı"…

Boğaziçi Üniversitesi Soma Dayanışması, 24-25 Ekim arasında "Soma: Hakikat, Adalet ve Anma Sempozyumu" düzenliyor.

24.10.2014 15:28

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Boğaziçi Üniversitesi Soma Dayanışması Üyesi Zeynel Gül, Boğaziçi Soma Dayanışması'nın en başından beri bu alandaki her türlü çalışmanın bilgi üretip, adalet, hafıza ve hakikat mücadelesine katkı sunmanın ötesine geçerek, olası seçenekler üzerine kafa yorması gerektiği inancında olduklarını belirtti. Gül, "Üzerinden aylar geçmesine rağmen 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma adeta unutulmak isteniyor. Türkiye iş cinayetlerinde Avrupa'da birinci dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Kayıt dışı iş kazaları ise istatistiklere göre oldukça fazla. Birçok işçi yaşanan iş kazalarında yaralanıyor ve hayatını kaybediyor. Bu kazalardan ötürü hayatı boyunca etkileniyor. Madenlerde işçiler çalışırken yüzde 19 oranında kaza riskine, yüzde 14 oranında kimyasal maddeye maruz kalıyor" şeklinde konuştu.

Soma'da maden işçilerinin değersizleştirildiğini söyleyen Gül, son dönemde inşaat sektöründe artan iş kazalarına dikkat çekerek ''İş cinayetlerini bütün olarak irdelemek gerekiyor. Adalet sadece suçlu olan kişinin yargılanması değildir. Bir adaletsizlik durumunun bir daha gerçekleşmemesi için hayatı örgütlemektir" dedi.

Ekonomik büyüme ve kalkınma aynı anlama gelmiyor

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Fikret Adaman ise yaptığı konuşmada Soma faciası ile bağlantılı olarak Türkiye'de ekonomik büyüme ve kalkınmanın irdelenmesi gerektiğini belirtti. Adaman, "Soma'yı incelerken iki kavramı masanın üzerine koymalıyız: Büyüme ve kalkınma. Türkiye son 12 yılda benzer ülkelerle karşılaştırıldığında rakamlara göre iyi bir büyüme oranı yakaladı. Ama bu noktada kalkınma çok önemli. Acaba kalkınabiliyor muyuz? Büyüdük ama bu büyümeden kimlerin yararlandığını irdelemek gerekiyor. Yapısal dönüşme, gelir dağılımı, yoksulluk, çalışanların yoksulluğu, sosyal harcalar, kamusal sosyal harcamalar, işsizlik, enformalite, çalışma koşulları ve çevresel tahripler aslında bir ülkenin nasıl büyüdüğünü göstermektedir. Büyüme tek başına bizlere bir şey söylemiyor. Büyüme işsizlik sorununu çözmüyor. Türkiye'de yoksulluk oranı yüzde 15-20 civarlarında. Yoksulluk beraberinde düşük eğitimi de beraberinde getiriyor. Bu da bir sarmal olarak devam ediyor" diye konuştu.

Soma bize ekonomik ve sosyal sorunlarımızı gösterdi

Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Ayşe Buğra ise Soma faciasının Türkiye'deki ekonomik ve sosyal sorunların herkes tarafından görünmesini sağladığını söyledi. Buğra, "Soma'yı Soma'nın ötesinde düşünmekte fayda var. Bu felaket Türkiye'nin ekonomik ve sosyal sorunlarını görmemizi sağladı. Soma'nın ötesinde bu memlekette neler oluyor diye bakmakta fayda var. Büyüme sorunları, devlet-özel sektör ilişkilerinin niteliği ve sosyal alanlardaki sorunlar Soma'yı tartışırken büyük önem arz ediyor. Türkiye'de işsizlik sorunu var. Hızlı büyüyen Türkiye, işsizlik sorunuyla baş edemedi. 2013 yılında Avrupa'nın altında bir işsizlik oranı olsa da Uluslararası Çalışma Örgütü ''İnsana yakışır iş'' kavramı üzerinde duruyor. Bu açıdan hazırlanan rapora göre kendi hesabına çalışanlar ve ücretsiz aile işçileri Türkiye'de yüzde 30'ların üzerine çıkıyor. İnsana yakışır iş kavramı çalışma koşulları ve çalışma saatleri ile de ilgili" dedi.

Türkiye'de sendikalaşma konusunda da yetersizlikler olduğuna dikkat çeken Ayşe Buğra, sosyal yardım boyutu ile birlikte ele alındığında Soma'da facia sonrası adeta bir yardım furyası yaşandığını anımsattı. Buğra, ''Türkiye'de yardımseverlik seviyesi çok yüksek. Soma'da facia olur olmaz büyük bir yardım kampanyası başladı. STK'lar Soma'ya yardım akıttı. Böyle olunca da olayı inceleme ve hesap sorma süreçleri kötü etkilenmiş oldu. Çünkü zaten devlet Soma'yı doğal afet olarak görürken halkta da böyle bir bilinç oluştu" şeklinde konuştu.

Boğaziçi Soma Dayanışması ile birlikte dört temel amaç güttüklerini söyleyen Boğaziçi Soma Dayanışması Üyesi Fethiye Erbil ise, "Soma'daki görüşmelerde madencilik sektöründe çalışanların büyük bir kısmının tarım sektöründe çalıştığını öğrendik. 2002'den sonra ise madencilik sektörüne yönlendirildiklerini ilettiler. Madenciler sürekli üretme baskısı altında çalışıyor. Bu da çalışma güvenliğini en alt seviyeye indiriyor. En temel ihtiyaçların giderilmesine bile maden şartları izin vermiyor. Toplu ölümler olmadıkça iş kazaları fazla umursanmıyor" dedi.

Benzer Facialar Yaşanmasın Diye

Boğaziçi Soma Dayanışması'nın düzenlediği ''Soma'yı Hatırlamak: Hakikat, Adalet, Mücadele Sempozyumu'' 25 Ekim'de ''Yeraltında Çalışma Koşulları ve Olayın İncelenmesi'', ''İş Cinayetleri/ ''Kaza''ları ve Hukuki Boyutu'', ''Soma'yla Dayanışma Deneyimleri Atölye Çalışması, ''Soma'da Kadın Olmak'' Forumu, ''Ekonomiyi Emeği ve Sendikayı Yeniden Düşünmek'' başlıkları altında atölye, panel ve forumlarla devam edecek.

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Güncel 'Soma'yı Hatırlamak mı Unutmamak mı'… - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement