Toplum ve Polis: Türkiye'de Polise Güven Araştırması" Raporu

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) yaptığı "Toplum ve Polis: Türkiye'de Polise Güven Araştırması" raporu açıklandı.

TESEV'in hazırladığı ve Johns Hopkins Üniversitesi'nden Nur Kırmızıdağ tarafından kaleme alınan raporda, Türkiye'de vatandaşların polise ne kadar güvendiğini ve polise güvenin polis ile işbirliği, polise itaat ve polis ihlallerine toleransı nasıl etkilediği yönündeki analizlere yer verildi.

İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Kentel, raporun açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada, 3 bin 500 kişi ile yapılan araştırmanın, Türkiye'yi istatistik olarak, kadın erkek, yaş grupları, etnik ve dinsel özellikler bakımından temsil ettiğini söyledi.

Kentel, çalışmayla ucu açık sorular ve nereye gideceklerini bilmeden bir güven algısı ölçmeye çalıştıklarını ifade ederek, "Çıkan sonuç bana göre, dünyadaki daha otoriter veya totaliter ülkelere göre, örneğin Çin'e kıyasla veya daha demokratik İsviçre, İsveç'e kıyasla ya da polisle halkın sorunları olan Amerika gibi yerlere kıyasla daha ortalarda bir yerde olduğunu gösteriyor" dedi.

"Türkiye, polis bakımından bir cennet değil ama asla bir cehennem de değil" diyen Kentel, toplumun farklı olarak kendi içinde ortaya çıkan bölünmelerin, polis algısını farklılaştırdığını kaydetti.

Kentel, şöyle devam etti:

"Bu toplumda Aleviyseniz veya siyasi olarak devlet tarafından birtakım bölgelerin insanı olarak Kürtseniz, polise karşı olan algınız oldukça olumsuz. Makul vatandaşın inşası içinde baktığınız zaman ise örneğin AK Parti'nin iktidara geldiği zamandan beri devlete yakınlaşan Sünni, muhafazakar kesimden bahsederseniz, bunlar için polisin yaratmış olduğu algı çok daha olumlu. Dolayısıyla bir tarafta çok olumlu, bir tarafta ise çok olumsuz düşünenler var."

TESEV'in yaptığı çalışmaları ilgili kurumlarla paylaştığını aktaran Kentel, araştırmada, kendilerini azınlıkta, baskı altında hisseden insanların "polis teşkilatının kendi polisleri olmadığını düşündükleri" yönünde sonuçları da ortaya koyduğunu bildirdi.

Türkiye'de polis üzerinde geneli yansıtan bir araştırmanın bulunmadığını anlatan Kentel, siyasetteki gerilimin polise karşı olan algıyı doğrudan etkilediğini dile getirdi.

Johns Hopkins Üniversitesi'nden Nur Kırmızıdağ da dünya örneklerinde toplumun kendi polisine ne kadar güvendiğine yönelik karşılaştırma yapabilmek için soruların standart olduğunu söyledi.

Kırmızıdağ, "Türkiye'nin spesifik olaylarına, gündemde olan hiçbir şeye değinmeyen sorulardı. Bu soruların bire bir aynı olması 'Türkiye'de toplumun meşruiyeti bu kadar, Almanya'da bu kadar' diyebilmem için çok önemli bir unsurdu" ifadelerini kullandı.

Rapordan

Çalışmanın ortaya koyduğu sonuçlara göre, toplumun polise dair genel güveni, 5'li ölçek üzerinden 3,89 ile olumlu olarak görülüyor.

Rapora göre, Sünni, Türk, AK Parti ve MHP'li kesimlerde polise duyulan güven yüksekken, Aleviler, Kürtler, BDP/HDP'liler arasında oran düşüyor. Vatandaşların yüzde 39'u çocuğunun polis olmasına sıcak bakarken, yüzde 38'i buna karşı çıkıyor.

Araştırmaya göre, Türkiye'de polise güven ortalaması genel olarak yüksekken (ortalama 3,89), siyasi ve sosyal merkezde yer almayan kesimler arasında bu güven düşüyor. Siyasi aidiyete göre, polis meşruiyeti algısı AK Parti seçmenleri arasında en yüksek, BDP/HDP seçmenleri arasında en düşük olarak ortaya çıkıyor. Dini kimliğe göre polisin en etkin ve başarılı olduğunu düşünenlerin 3,54 ile Sünni kesim olduğu görülüyor. - İstanbul