Başbakan Erdoğan, Viyana'da
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat sürecine ilişkin, "16 yıl önce, onun da öncesinde bu millete yaşatılanların tekrar yaşanmaması için çok hassasız."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat sürecine ilişkin, "16 yıl önce, onun da öncesinde bu millete yaşatılanların tekrar yaşanmaması için çok hassasız. Hiç kimsenin vatan hasreti içinde gözlerini kapatmasını istemiyoruz. Hiç kimsenin kendi vatanında yaşam imkanı bulamayıp gurbete gitmesini istemiyoruz. Hiç kimsenin devlet karşısında kendisini, horlanmış, aşağılanmış, dışlanmış hissetmesini asla ve asla istemiyoruz" dedi.
Erdoğan, MÜSİAD Avusturya ve Viyana Uluslararası Öğrenci Aktivitelerini Destekleme Derneği WONDER tarafından onuruna verilen öğle yemeğinde, Türk vatandaşlarına hitap etti.
Türkiye'nin son 10 yılda geldiği noktanın önceki dönemle karşılaştırılması durumunda, hiçbir dönemle mukayese edilemeyecek bir başarının görüldüğünü, başarıları katlayarak yürüdüklerini söyledi. Erdoğan, her yerde Batı'nın 'bunu nasıl başardınız' sorusuyla karşı karşıya kaldıklarını belirtti.
Başbakan Erdoğan, 28 Şubat sürecini değerlendirirken şunları kaydetti:
"16 yıl önce kendilerine öz yurtlarında garip, öz vatanlarında parya muamelesi yapılan o çocuklar, o gençler şu anda Türkiye'de kardeşliği büyütmenin, kardeşliği yüceltmenin mücadelesini veriyorlar. Eğer sabrederseniz, eğer kalbinizi temiz, ruhunuzu diri tutarsanız, eğer başınıza gelenler karşısında metanetinizi, imanınızı, inancını korursanız, şer bildikleriniz hayır olur. Biz o günlerde o baskının, o zulmün en şedit olduğu günlerde tekrar tekrar kendimize bir şey söyledik. Ne dedik biliyor musunuz- Hak şerleri hayreyler, zannetme ki gayreyler, arif anı seyreyler, Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler. İşte biz direnerek, sabrederek, dua ederek ama en çok da çalışarak, mücadele ederek şerlerin hayra dönüşmesine vesile olduk."
-"Yaşadıklarımızı başkalarına yaşatmamak konusunda çok ama çok hassasız"-
Kendilerinin 16 yıl önce yaşadıklarını başkalarına yaşatmamak konusunda çok hassas olduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Sadece bu kadar değil, 16 yıl önce onun da öncesinde bu millete yaşatılanların tekrar yaşanmaması için çok hassasız. Hiç kimsenin vatan hasreti içinde gözlerini kapatmasını istemiyoruz. Hiç kimsenin kendi vatanında yaşam imkanı bulamayıp gurbete gitmesini istemiyoruz. Hiç kimsenin devlet karşısında kendisini, horlanmış, aşağılanmış, dışlanmış hissetmesini asla ve asla istemiyoruz. 10 yıldır çok net bir şekilde şunu söylüyoruz, Türkiye Cumhuriyeti içinde 76 milyonun tamamı birdir, beraberdir, kardeştir. 76 milyonun her bir ferdi, devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır. Önce devlet değil, önce insan. Bunu tesis etmek için de çok yoğun bir mücadele içindeyiz. Yaptığımız reformlarla attığımız adımlarla Türkiye'nin çehresini, Türkiye'nin demokrasisini köklü şekilde değiştirdik.
Benim için Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı, Boşnak'ı, Roman'ı böyle bir şey yok. Ben hepsini seviyorum. Hepsine eşit mesafedeyim ve benim çalışma arkadaşlarımın hepsi de eşit mesafede. Niye- Çünkü biz yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Bir ayrım söz konusu olamaz.
Baştan beri bir şey söylüyoruz, biz etnik milliyetçiliği ayağımızın altına aldık. Biz, bölgesel milliyetçiliği de ayağımızın altına aldık. Biz, dinsel milliyetçiliği de ayağımızın altına aldık. Bizim anlayışımızda bu tür milliyetçilikler yok. Biz millet kavramına ciddi manada sahip çıktık, milliyet kavramına ciddi manada sahip çıktık. Bu istikamette de yolumuza devam ediyoruz.
'O kafatasçılığı, ırkçılık, kavmiyetçilik anlayışındaki milliyetçilik şeytanidir, şeytandandır' dedik. Bunu da çok açık, net ortaya koyduk. Bu konuda inşallah İbn-i Haldun'un Mukaddime'sini şöyle bir açıp okuma fırsatı bulanlar olursa o da zaten orada gayet güzel bir şekilde bunu açıyor, ortaya koyuyor. Ama bazıları da bu arada İbn-i Haldun'u da tanımış oldular, Mukaddime'yi de tanımış oldular. Belki onlar da onu okuma fırsatını bulurlar."
-"Milletin mayasında böyle bir talep var"-
Eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, konuttan ulaştırmaya, enerjiden ticarete, spordan sanata her alanda Türkiye'yi büyüttüklerini ve büyütmeye devam ettiklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bakınız şu anda eğitim alanında 4+4+4, kod numarası 444. 444'le Türkiye'de bir değişim dönüşüm başladı. Düşünebiliyor musunuz, serbestsiniz. Düz liselerde ne kadar Kuran-ı Kerim dersine girmek isteyen var- Bir anda baktık ki 500 bine yakın, 467 bin sadece oralarda müracaat oldu. Siyer-i Nebi dersine girmek isteyen ne kadar var- Baktık ki 250 bini aşkın orada da müracaat var.
Demek ki bu milletin mayasında böyle bir talep var. Bu talebe niye hayır diyorsun- Ekonomide 'arz talep dengesi' diyorsun da bilimde niye 'arz talep dengesi' demiyorsun- Burada da var. Aynı şekilde biz rekabeti buraya da getirdik. Meslek liselerinin önünü açtık ve meslek liselerinde de hamd olsun ilk yıl imam hatiplerde biliyorsunuz ciddi patlama var. Şu anda yetiştiremiyoruz. Hem fiziki mekanlarda hem öğretmenler noktasında sıkıntı çekiyoruz. Onun için bir an önce dönmeniz lazım. Bu açığı kapamamız lazım. Açığı kapayacağız. Bir taraftan yetiştireceğiz, bir taraftan da yola evelallah devam edeceğiz."
Sağlık alanında, Türkiye'nin dört bir yanındaki hastanelerle çok büyük imkanların yakalandığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi yeni bir adım, burada da doktor noktasında sıkıntımız var. Buradan doktorlar da geri dönsün. Burada durmanıza gerek yok. Geleceksiniz tabii. Yeni bir adım daha inşallah atacağız. O da şu, devlet hastanelerindeki uzman doktorlarla ilgili olarak onların da devlet hastanelerinin üniversitelerle müşterek yapacağı çalışmalarla kariyer yapma yolunu açacağız.
Bu zaten uzman doktor değil mi- Hemen ver ona yardımcı doçentliği ondan sonra olsun doçent, aynen zaten pratiğin içinde. Ondan sonra doçentliğini alsın belli bir süre sonra profesörlüğünü de alsın böylece bu sıkıntıyı aşmış olalım.
Afiliye çalışmalarını yapıyoruz. Bunlar da oluyor, olmaz diye bir şey yok ama sizin niyetiniz bozuksa olmaz. Ama niyetiniz bozuk değil hayırsa olur. Bunun önü açılır. Bunu, rektörlerimizle istişarelerimizi yaptık inşallah bunun önünü de açacağız. Ona göre de gerekli yasal düzenlemeleri yapacağız."
(Sürecek)
Muhabir: Kadir Karakuş - Ferdi Türkten
Yayıncı: Tolga Özgenç - VİYANA