2026 Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda... Chp'li Ocaklı'dan Bakan Göktaş'a "Çocuklarımız İş Cinayetinde Hayatını Kaybediyorken, Siz Ne Yapıyorsunuz"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, “MESEM adı altında, sanayi sitesinde aslında çocukları ruhsatsız binalarda, güvencesiz koşullarda çalıştıran, okulda olması gerekirken patronların ucuz iş gücü olarak gördüğü çocuklarımızı sizlerin iş kazası, bizim iş cinayeti dediğimiz olaylarda hayatını kaybediyorken, Sayın Bakan siz ne yapıyorsunuz? Mesela niçin Milli Eğitim Bakanı'na, mesleki eğitim adı altında çocukların ucuz iş gücü olarak kullanılmasına niye müsaade ediyorsunuz? Nasıl müsaade ediyorsunuz? Aile Bakanlığı olarak bu çocukları kollayalım diye niye itiraz etmiyorsunuz? Demek ki öyle uzaktan söylemekle olmuyor” dedi.
Haber: Zeynep BOZUKLU- Berfin BAYIR
(TBMM) - Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, "MESEM adı altında, sanayi sitesinde aslında çocukları ruhsatsız binalarda, güvencesiz koşullarda çalıştıran, okulda olması gerekirken patronların ucuz iş gücü olarak gördüğü çocuklarımızı sizlerin iş kazası, bizim iş cinayeti dediğimiz olaylarda hayatını kaybediyorken, Sayın Bakan siz ne yapıyorsunuz? Mesela niçin Milli Eğitim Bakanı'na, mesleki eğitim adı altında çocukların ucuz iş gücü olarak kullanılmasına niye müsaade ediyorsunuz? Nasıl müsaade ediyorsunuz? Aile Bakanlığı olarak bu çocukları kollayalım diye niye itiraz etmiyorsunuz? Demek ki öyle uzaktan söylemekle olmuyor" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesi ve kesin hesap görüşmeleri için toplandı. CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, görüşmelerde yaptığı konuşmada, şu ifadelere yer verdi:
"Sayın Bakan, bütçe teklifinde baktığımızda bakanlığın bütçesinin geçen yıla göre yüzde 30,5 civarında arttığını görüyoruz. Yine sosyal yardım ve desteklere ayrılan payların da yüzde 41 oranına arttırıldığını görüyoruz. Yani sosyal yardımlara bütçe içindeki payın artışı biraz daha yükselmiş. Bu aslında dışarıdan bakıldığında güzel gibi görülmesine rağmen birçok arkadaşımın da ifade ettiği gibi yoksullaştığımızın göstergesi olarak anılıyor. Türkiye'de neredeyse 17 milyonun üzerinde insan yoksulluktan dolayı sosyal yardımlarla geçinmek zorunda kalıyor.
"Sizin 'aileyi koruyoruz, destekliyoruz' demenize rağmen aile birliği muhafaza edilemiyor"
Aynı cümleleri geçen yıl da konuştum, bir şey değişmemiş. İktidara geldiğiniz günden bugüne kadar ailenin korunması ve güçlendirilmesi konusunda ciddi ve iddialı sözler ettiniz. Sanki iktidar ailenin korunmasına gerçekten önem veriyor gibi ciddi bir algı oluşturdunuz. Ama doğru mu? Gerçekten nedir? Bir de ona bakmak lazım. Mesela bir boşanma istatistiklerine bakalım. Yani ailenin en çok kolay kollanabileceği alan bir sürdürülebilir olmasıdır. Orada istatistiklere baktığımız zaman, mesela 2001 yılında boşanma oranları binde 1,41 civarındayken, 2014 yılının verilerinde 2,19'a çıktı. Yani boşanma oranları siz geldikten sonra iki katına yakın arttı. Yani sizin 'aileyi koruyoruz, destekliyoruz' demenize rağmen aile birliği muhafaza edilemiyor. Tabii boşanmanın temelinde hangi sosyoekonomik faktörlerin olduğunu da çözümleyememiş olduğunuz ve buna karşılık önlem alamadığınız da ortada. Uyguladığınız yanlış ekonomik politikaların yoksullaştırdığı, sefalete sürüklediği aileler de aslında söylediğiniz gibi değil, temelinden sarsıldığı boşanmalar arttığı gibi evlenmek, yeni yuva kurmak gençler için adeta bir hayal oldu. Niye böyle oldu? Çünkü açlık sınırının 30 bin liraya dayandığı bir yerdeyiz. Çünkü asgari ücret 22 bin lira olarak belirleyip, emeklileri 16 bin lirayla yaşamak zorunda bıraktınız. ve bu durumda aile kurumunun varlığını sürdürebilmesini imkansız hale getirdiniz.
Nüfus artış hızı 1,7 düşmüş ve bu çok tehlikeliymiş. Tamam da bunun sorumlusu hayatını cehenneme çevirdiğiniz halkta aramayacaksınız. Bunun sorumlusu sizlersiniz. 2025 yılı aile yılı ilan ettik demekle aile korunmuyor. Ailelere insanca yaşam olanakları sunabilecek düzenlemeler gerekiyor. Dolayısıyla bunları yapmadığınız için ne yazık ki sorumluluk sizde.
"Silahlanma oranı Türkiye'de arttı, onun önüne geçemediniz"
Sokaklardaki çocuk çetelerine bakıyoruz. Aileleri koruyamadığınız gibi çocukları da çete düzeninden güvensiz hale getirilen sokaklardan, herkesin elinde oyuncağa dönüşen silahlardan koruyamadınız. Silahlanma oranı Türkiye'de arttı, onun önüne geçemediniz. Mafyanın cezalandırma videolarını izleyen çocuklar, hele ki o mafya üyelerinin de devlet büyüklerinden itibar görmeye başladığını gördükten sonra onlar da sokakta racon kesen tetikçi adaylara dönmeye başladı. Yine meslek eğitimi, MESEM adı altında, sanayi sitesinde aslında çocukları ruhsatsız binalarda, güvencesiz koşullarda çalıştıran, okulda olması gerekirken patronların ucuz iş gücü olarak gördüğü çocuklarımızı sizlerin iş kazası, bizim iş cinayeti dediğimiz olaylarda hayatını kaybediyorken, Sayın Bakan siz ne yapıyorsunuz? Mesela niçin Milli Eğitim Bakanı'na, mesleki eğitim adı altında çocukların ucuz iş gücü olarak kullanılmasına niye müsaade ediyorsunuz? Nasıl müsaade ediyorsunuz? Aile Bakanlığı olarak bu çocukları kollayalım diye niye itiraz etmiyorsunuz? Demek ki öyle uzaktan söylemekle olmuyor.
"Sizin yüzünüzden insanlar iş sağlığını, işini, hayatını, inancını, yaşama sevincini kaybediyor"
Sosyal yardımlara bakalım. 2012 yılında 2 milyon 171 bin 614 hane düzenli sosyal yardım alırken bu sayı 2024'te 3 milyon 537 bin 185'e çıktı. Yani yani 50'ye yakın artış. Bakanlığınızın verilerine göre, Türkiye'de her 7 haneden biri sosyal yardım alıyor. Sizin verileriniz bunlar. 2012'den 2024'de ülke nüfusu yüzde 13 artarken sosyal yardım alanlar hanelerin yüzde 63 oranında arttığını görüyoruz. Yani yoksullaşmanın verileri burada da var. AKP 2002 yılında Türkiye'de yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele etme sözü verip iktidarı aslında böyle almıştı. Ama 22 yıldır bu verilen 3 sözle ilgili ne yazık ki başarılı olamadınız. Bunların tam tersine hepsi iktidarınız döneminizde büyüdü. Sizin yüzünüzden insanlar iş sağlığını, işini, hayatını, inancını, yaşama sevincini kaybediyor. Sebepsiz yere zenginleşenler, mal, mülk, para biriktirenler yüzünden bütün bir halk yoksulluk çekiyor. Çocukların artık ihtiyacı olan proteine ulaşması zorlaşmış durumda.
"Milli Eğitim Bakanlığı öyle yoksul ki çocuklara bir öğün yemek de veremiyor"
Siz sadece insanları değil, kendi kurumlarınızı, bakanlıklarınızı da yoksulluğa sürüklediniz, sosyal yardıma muhtaç ettiniz. Milli Eğitim Bakanlığı bunun en bariz örneğidir. AKP Milli Eğitim Bakanlığı'nı yoksullaştırdığı için geçen yıl olduğu gibi bu yıl da okulların büyük bölümünde güvenlik ve temizlik görevlisi yok. Kayıt döneminde velilerden temizlik malzemesi getirmesi istemiyor. Okullar, tuvaletler pislik içinde, ya veliler gelsin temizlesin yahut da para toplayıp temizlik görevlisi bulunsun denilebiliyor. Ama buna karşılık bizim belediyelerimizin' okulların temizliğini yapalım' demesine de izin vermedi sizin iktidarınız. Milli Eğitim Bakanlığı öyle yoksul ki çocuklara bir öğün yemek de veremiyor."
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakıroğlu ise şöyle konuştu:
"İzmir'de yaşları 1 ile 5 arasında değişen 5 çocuğumuz, bebeğimiz bir barakanın içerisinde yanarak kül olmuştu. Bu senede gene acı bir tesadüf mü diyelim, 6 tane kadın -ki bunların 3 tanesi çocuk- bu sefer Dilovası'nnda kaçak bir merdiven altında kaçak şekilde çalışırken yanarak katledildiler. Esasında bu bir tesadüf değil. Artık ne yazık ki bu olaylar Türkiye'nin normali haline geldi. Geçen sene geldiğinizde hatırlıyorsanız biz sizi istifaya davet etmiştik. Siz de bize demiştiniz ki 'kim istifa etti ki ben istifa edeyim'. Haklıymışsınız, gerçekten haklıymışsınız. Mesela Kartalkaya'da 78 tane ki yarısından çoğu çocuk 78 tane insan katledildi. Ne Turizm Bakanı istifa etti, ne Çalışma Bakanı istifa etti, haklıymışsınız.
"Eğitime devam etmesi şartıyla kız çocuklarına yardım veriyorsunuz, ayda 100 lira"
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada gördüğüm bir anekdot hakikaten de kanımı dondurdu. Hayırseverler bir kız çocuğuna kışın kullanması için bot ve kışlık giyecek getirmişler. Kız çocuğu teşekkür etti ve ardından; 'Kahvaltılık yok muydu abla' dedi. Yani ihtiyaçlar piramidinin en alt basamağından, açlıktan bahsediyoruz. Gerçekten de bu ülkenin çocukları aç. Yani o bot, o mont onun ihtiyaçları içerisinde daha sonraki sırada. İlk ihtiyacı gıdaya ulaşmak. Bu tabii rakamlara da yansıyor. TÜİK'in rakamlarına göre, 7 milyon çocuk yoksul. ve bu çocukların yardıma ihtiyacı var. Peki kaç çocuğumuza yardım ulaştırabiliyoruz? 7 çocuktan bir tanesine bakanlığınız tarafından sosyal yardım veriliyor. Ancak rakamlar yetersiz. Mesela eğitime devam etmesi şartıyla kız çocuklarına yardım veriyorsunuz. Ayda 100 lira. Geçen sene de bu rakam 100 liraydı yanlış hatırlamıyorsam. Bugün bir kantinde bir tost, bir ayran 110 lira. Yani aylık olarak verilmiş olan rakam, o çocuğun kantinden bir öğün gıda harcaması yapmasına imkan vermiyor.
Buradaki arkadaşlarımız kadın cinayetlerinden bahsettiler ve bir meclis çalışanımız Saliha'nın hikayesinden bahsettiler. 'Sahip çıkamadık' dediler. Haklılardı. ve siz de 'ailesine sahip çıktık' dediniz. Burada esas olan Saliha'nın hayatta kalması değil miydi? Şimdi annesizliği biliyor musunuz, bilmiyorum. Bizim ülkemizde annesizlere öksüz deniliyor. Annesizlik hakikaten zordur. Peki öksüz ve yetimlere ne kadar aylık veriliyor? Ayda 600 lira. Onu da bildiğim kadarıyla 2 ayda bir veriyor. Cumhurbaşkanlığı kanun teklifinin gerekçesinde yazan rakamlardan bahsediyorum. Bu rakamlar gerçekten de az rakamlar.
"Madde bağımlılığına bu çocuklar teşvik ediliyor"
Geçtiğimiz günlerde bir çocuğumuz kurban gitti. Cinayet işleyenler de çocuktu. ve kamuoyu uzun bir süre boyunca bu suça sürüklenen çocuklardan bahsetmeye başladı. Şimdi dünya şu anda yeni nesil teknolojilerden bahsederken, onları tartışırken bizim ülkemizde tartışma konusu ne? Yeni nesil çeteler. Bu çeteler isimlerine bakın. Casper'lar, Dalton'lar, Red Kitler, çizgi film isimleri ve çocukları kullanıyorlar. ve ne yazık günümüzdeki tek değer artık para haline gelmiş durumda. Mafya eskiden yanlış bulunurdu. Kötü örnekti bu örgütler. Şimdi gençler, çocuklar bunu bir kurtuluş olarak görüyorlar. Madde bağımlılığına bu çocuklar teşvik ediliyor. Daha sonra da suça itiliyor."
"Ne ilan ederseniz edin o ilan ettiğiniz yıl o kesim ayrıca perişan oluyor"
CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, "Geçen sene emekli yılıydı. Bu sene de aile yılı. İnanın artık korkuyoruz. Seneye gerçek gençlik yılı mı olacak, esnaf yılı mı olacak diye düşünüyoruz. Ne ilan ederseniz edin o ilan ettiğiniz yıl o kesim ayrıca perişan oluyor. Bakın, bakanlığın ailenin korunması ve güçlendirilmesi programında 2024'te 1 milyon 469 bin haneye ulaşılırken, 2026'da hedefi 900 bin haneye düşürdünüz. Yani yaklaşık yarım milyon ailenin sosyal destek kapsamı dışına çıkarılmasını öngörmektesiniz. Bu rakam tasarruf adı altında yüz binlerce yoksul haneye sırtını dönmek anlamına geliyor. Bugün Türkiye'de yoksulluk bir istatistik değil, milyonların yaşam gerçeğidir. Ancak Aile Bakanlığı bu gerçeği görünmez kılmayı tercih ediyor" diye konuştu.