2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda... Dem Partili Çiçek: "Kürt Sorunu, Bölgesel Sorun Olarak Ezberlerden Kurtulmayı Bekliyor"
DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, "Dünyada yer yerinden oynarken, bütün devletler ezberlerini bozarken bizler de ezberleri bozmak zorundayız. Kürt sorunu, bir bölgesel sorun olarak, küresel sorun olarak ezberlerden kurtulmayı bekliyor. 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, bu ülkede 100 yıllık ezberlerin bozulmasını gerektiren çağrıdır ve her zamankinden daha fazla barış ve demokratik toplum mücadelesini yürütmek zorundayız" dedi.
(TBMM) - DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, "Dünyada yer yerinden oynarken, bütün devletler ezberlerini bozarken bizler de ezberleri bozmak zorundayız. Kürt sorunu, bir bölgesel sorun olarak, küresel sorun olarak ezberlerden kurtulmayı bekliyor. 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, bu ülkede 100 yıllık ezberlerin bozulmasını gerektiren çağrıdır ve her zamankinden daha fazla barış ve demokratik toplum mücadelesini yürütmek zorundayız" dedi.
TBMM Başkanvekili Pervin Buldan'ın başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurul'nda Milli Savunma Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçeleri görüşülüyor. Bütçeler üzerinde grubu olan siyasi partiler görüş ve önerilerini dile getiriyor.
DEM Parti adına Milli Savunma Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, küresel ekonomik rekabetin halkları mülksüzleştiren ve yerinden eden savaşlara neden olduğuna dikkati çekti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Birleşmiş Milletler zirvesinde gösterdiği haritalara tepki gösteren Çiçek, şunları söyledi:
"ABD-Çin rekabeti, küresel sistem üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Bu hegemonya kavgası, yeni enerji ticareti yollarının aranmasını da zorunlu kılmaktadır. Hindistan, Orta Doğu, Avrupa ekonomik koridoruyla 'Bir Kuşak, Bir Yol Projesi' adı altında koridorlar savaşı gittikçe büyümektedir. Bu savaşlar dünya halklarına mülksüzleşme, yerinden edilme, soykırım faturası olarak yazılmaktadır. Kapitalizmin içine girdiği kriz, tıkandığı yerde nefes almak için bizlere dayattığı savaş da en pahalı çözüm oluyor. Tüm bu nedenlerle mevcut durumu genelgeçer ezberle açıklayamayacağız.
Bu dünya buz gibi sermaye çıkarlarının savaşının dünyası. Şirketler gibi yönetilen devletlerin savaşı. Sadece IMEC'teki ekonomik koridor yoluna baksak bile Filistin soykırımının neden olduğunu açıklayabiliriz. Filistin soykırımı sadece Yahudi kavminin kutsal kitaba bağlılığının gereği, vadedilmiş topraklara sadakat gereği ortaya çıkan bir soykırım değildir. Aynı zamanda buz gibi sermaye çıkarlarının dayattığı soykırımlardır. Bu koridorun güvenlik içerisine alınabilmesi için saha temizliği yapılmaktadır."
"Her zamankinden daha fazla barış ve demokratik toplum mücadelesini yürütmek zorundayız"
"Terörsüz Türkiye" sürecinin de küresel sorunların getirdiği konjonktürle ezberleri bozacak bir süreç olduğunu belirten Çiçek, şöyle konuştu:
"Dünyada yer yerinden oynarken, bütün devletler ezberlerini bozarken bizler de ezberleri bozmak zorundayız. Kürt sorunu, bir bölgesel sorun olarak, küresel sorun olarak ezberlerden kurtulmayı bekliyor. 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, bu ülkede 100 yıllık ezberlerin bozulmasını gerektiren çağrıdır ve her zamankinden daha fazla barış ve demokratik toplum mücadelesini yürütmek zorundayız.
Geçenlerde Suriye Tezkeresi'ni konuştuk. Haftalardır, aylardır '10 Mart mutabakatına uyulsun' deniliyor ama 3 yıllık tezkereyle ortaya çıkan bir gerçek var, 10 Mart mutabakatının temel maddelerinden biri yerinden edilmiş insanların geri dönüşünün sağlanması, Afrin gibi yerlerde. Oradaki askeri varlıkların sürdüğü sürece tezkere üzerinden aslında Türkiye Cumhuriyeti devleti 10 Mart mutabakatının hayata geçirilmesini engellemektedir. Bu geri dönüşlerin sağlanması için sizden beklenen gerçekten yumuşak güç, diplomasiyi yürütmek ve gerçekten orada demokratik entegrasyon bağlamında sorunların çözümüne katkı sunmaktır."
Bozdağ: "Biat ve sadakatın adı liyakat olmuş, nitelik aranmaz olmuş"
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesine ilişkin söz alan DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ da iktidar tarafından ayrıştırılan toplumun ekonomik sorunlar, eşitsizlikler ve demokratik sorunlar konusunda ortaklaştığını belirterek, şunları söyledi:
"Türkiye'de iktidar ne kadar ayrıştıran bir dil kullandıysa da halkı birleştirmeyi başardı. Belli konularda hemfikiriz. Halka 'Ülkenin en önemli meselesi nedir' diye sorulduğunda neredeyse her kesimin hemfikir olduğu şeylerden biri geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı, yoksulluk; bir diğeri eşitsizlikler, demokrasinin olmaması. Hemen hemen herkesin hemfikir olduğu bir konu daha, bu ülkede adalet yok. Yine hemfikir olan bir konu liyakatsızlık. Daha ortaöğrenim sıralarında gençler, eğitimde fırsat eşitsizliği ve birçok olanaksızlığın yanında bir de bu durumun farkındalar. Onlar açısından bu ciddi bir motivasyon kaybı. Emeğin, çalışmanın karşılığının olmadığı duygusu, 'Okusak bile ya mülakatta eleneceğiz ya da hak ettiğimiz mevkilerde olamayacağız' düşüncesi gençlerin büyük çoğunluğunda var. Nepotizm, ahbap-çavuş kayırmacılığı, haksızlıklar gençlerin hepten umutlarını yitirmesine neden olmuş. Bugün liyakat artık bir kriter olmaktan çıkmış. Daha doğrusu biat ve sadakatın adı liyakat olmuş, nitelik aranmaz olmuş."
Gergerlioğlu: "Bilirkişi raporunun üzerinde siyasi baskı var"
DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Dilovası'nda 7 işçinin hayatını kaybettiği yangından önce yurttaşların imalathane hakkında yaptığı şikayetleri hatırlatarak şunları söyledi:
"Gebze'de sanayi insanları mahvetmiş, sanayi ve evler iç içe geçmiş, ki evler çöküyor, dört vatandaşımız ölüyor, haberiniz yok. 44 gün olmuş, rapor yok rapor. Gebze'de binaların altında kalmak, Dilovası'nda yanmak istemiyoruz Sayın Bakan. Artık yeter diyoruz. Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir, eski Kocaeli vekiliniz İlyas Şeker Dilovası'ndaki parfüm deposuna gitmişler, yıl 2023. 2021'de oranın yıkım kararı var, yıkmıyorlar. Halk diyor ki, 'Burayı yıkın.' Mimar Sinan Mahallesi muhtarımız kaymakamlığa dilekçe veriyor. 'Burası büyük tehlike saçıyor. Lütfen yıkın burayı, ruhsatı iptal edin' diyor. Kaymakam Valiliğe yazıyor, Valilik cevabi yazısında diyor ki, 'Biz öyle bir iş yeri bulamadık.' Kasım 2024'te bu iş yeri ruhsat alıyor ya, utanmadan yüzleri kızarmadan. O Kocaeli Valisi nerede? O Dilovası Kaymakamı nerede? İstifa etmeleri gerekiyor, yargılanmaları gerekiyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tahir Büyükakın, neredesin? Yangın raporu vermeden burası ruhsat almış.
2 Aralık'ta vatandaş yine Çalışma Bakanlığı'na başvuruyor. Bakanlık vatandaşa diyor ki, 'Daha ayrıntılı inceleme yapın.' Ya, sen ne iş yapıyorsun? Bakanlıkların hali böyle. Sonuç, korkunç bir yangın. Bilirkişi raporunun üzerinde siyasi baskı var. Bu ruhsatı veren Dilovası Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu neredesin? Niye utanmıyorsun, sıkılmıyorsun, istifa etmiyorsun? Çalışma Bakanı, niye istifa etmiyorsun? Sizin istifa etmeniz için illa affedilmeniz mi gerekiyor?"