H3N2 Virüsünden Korunmanın Altın Kuralları
Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Akgül, "Dengeli ve bilinçli beslenmek virüslere karşı kalkan görevi görüyor." dedi.
Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Akgül, "Dengeli ve bilinçli beslenmek virüslere karşı kalkan görevi görüyor" dedi.
Akgül, son günlerde H3N2'nin genç-yaşlı ayırmadan herkesi etkisi altına alan ve yüksek ateş, eklem ve kas ağrıları, baş ağrısı, kuru öksürük ve halsizlik belirtileri ile kendisini gösteren son günlerin en yaygın hastalığı olduğunu söyledi. Kış aylarının başlamasıyla ortaya çıkan bu virüsten korunmanın en etkili yollarından birinin ise sağlıklı beslenme olduğunu ifade eden Akgül, "H3N2'den korunabilmek için gerekli olan tek şey bağışıklık sistemini güçlendirmek. Bir günde ortalama 5 porsiyon meyve ve sebze tüketmek bağışıklık sistemini güçlendirmede çok etkili. Özellikle A, C ve E grubu vitaminler açısından zengin besinlerin tüketimi kış aylarında çok önemli. C vitamini yönünden zengin olan kivi, portakal, mandalina, greyfurt ve yeşil yapraklı sebzelerin tercih edilmesi, bağışıklık sistemimizi güçlendirmenin yanında grip salgınına yakalanma riskini de azaltıyor" diye konuştu.
Metabolizmanın en iyi dostunun su olduğuna dikkat çeken Akgül şunları kaydetti:
"Gribe karşı metabolizmayı güçlendirmek önemli. Bu noktada metabolizmanın en iyi dostlarından biri olan suyu hayatımızın önemli bir parçası haline getirmemiz gerekiyor. Klasik ama etkili bir öneri; günde 8-10 bardak su için. Suyun yanında ıhlamur, adaçayı, zencefil çayları ve yeşil çay gibi bağışıklık sistemini destekleyen çaylar da tercih edilebilir. Çaya eklenen 1 dilim limon H3N2 virüsünden korunmak için oldukça faydalı."
Meyve suyu yerine meyveleri kabuklarıyla tüketmenin daha sağlıklı olduğunu da belirten Akgül, taze hazırlanmış meyve suyunun tercih edilmesi durumunda sıkıldıktan sonra en fazla yarım saat içinde tüketilmesi gerektiğini, daha uzun süre bekletilince vitamin kayıplarının yaşandığını kaydetti.
ÇİNKO, VİRÜSLERİN ÇOĞALMASINI ÖNLÜYOR
Haftada 2-3 kere tüketilen balığın, içerdiği Omega 3 sayesinde bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğine işaret eden Akgül, "Ceviz, keten tohumu ve yeşil yapraklı sebzeler de Omega 3 yönünden zengin diğer kaynaklardır. Vücuttaki virüslerin çoğalmasını önlemek için çinko alımı son derece önemli. Çinko yönünden zengin diğer besinleri ise yumurta, et, süt ve fındık olarak sayabiliriz" dedi.
Bağışıklık sisteminizi güçlendirirken probiyotiklere yer açılması gerektiğinin altını çizen Akgül şöyle devam etti:
"Yoğurt, ayran, kefir gibi probiyotik içeriği yüksek besinler, bağışıklık sistemini güçlendirmenin yanında antibiyotiklerin yan etkilerini de önlemeye yardımcı oluyorlar. Probiyotik ürünler virüslere karşı mücadelede çok etkili. Bu anlamda gün içinde bu ürünlerin en az 2 öğün tüketilmesi gerekiyor."
Virüse karşı korunmak için hijyene de dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Akgül, "Gün içerisinde açık havada yapılacak 30-40 dakikalık hafif tempolu bir yürüyüş, hem bağışıklık sistemini güçlendiriyor hem de kişinin kendini daha zinde hissetmesini sağlıyor. Bunların yanında hijyen konusunda da dikkati elden bırakmamak gerekiyor. Sebze ve meyveleri iyice yıkamak, elleri temiz tutmak, hasta kişilerden uzak durmak, kalabalık ortamlara mümkün olduğunca girmemek gibi önlemler, sağlıklı beslenmek ile birleştiğinde H3N2'den korunmak mümkün oluyor" şeklinde konuştu. - ADANA