Kayınpederine Karaciğerinden Verdi
Organ Bağışını 'Günah', Organını Verenleri 'Eksik İnsan' Sayanlara Örnek Olsun Diye Kayınpederine Karaciğerinden Parça Verdi
Diyarbakırlı öğretmen gelin Nilüfer Ayçiçek (31) gönüllü oldu, siroz olan kayınpederi İhsan Ayçiçek'e (57) karaciğerinden parça vererek hayata döndürdü. Kayınpeder Ayçiçek, gelinine cesaretinden dolayı ''O artık benim ikinci oğlum' diye sarılırken, gelin Ayçiçek, ''Kayınpederimi seviyorum. Ama asıl neden Güneydoğu'da organ bağışını 'günah', organını verenleri 'eksik insan' sayanlara örnek olmaktı. Zaten organlarımın bağışlanması vasiyetimdi. Yaşarken bunu gerçekleştirdim. İnşallah örnek alınır' dedi.
Eşi, çocukları ve torunlarıyla Diyarbakır'da yaşayan, mefruşatçılık yapan İhsan Ayçiçek, 8 yıl önce babasını kaybetti. Yaşadığı üzüntünün ardından sağlık sorunları ortaya çıkan Ayçiçek, Dicle Üniversitesi Hastanesi'ne başvurdu. Hepatit C'ye bağlı siroz tanısı konulan Ayçiçek, morallerinin bozulmaması için hastalığını eşi ve hayatta olan iki kızı ile oğlundan gizledi. Yıllar aleyhine işleyen İhsan Ayçiçek sağlığının kötülemesi üzerine gizlediği hastalığını açıklamak zorunda kaldı. Yıllarca ilaçlarla idare eden Ayçiçek için ''karaciğer nakli' kararı alındı. 1996'da 50 gün arayla büyük kızı Gönül'ü bağırsak kanserinden, Mersin Üniversitesi öğrencisi oğlu Muhsin'i sirozdan kaybettiğini, ağabeyi Nurettin Ayçiçek ile yeğeni Gönül Ayçiçek'in de ölümlerinin sirozdan olduğunu belirten Ayçiçek, ''Siroz sanki ailemizin kara kaderi. Çok ölüm yaşadık. Bana teşhis konulduğunda çocuklarım üniversite öğrencisiydi, kötü etkilenmemeleri için hastalığımı söylemedim. Ama iş nakle gelince, saklayacak durumum kalmadı. Bir arkadaşım İzmir'de Özel Kent Hastanesi'nde nakil olmuştu, biz de buraya geldik. Durumum acildi, kadavradan bağış bekleyecek zaman yoktu. Ancak eşim de çocuklarım da çeşitli nedenlerle verici olamadı. Ama gelinim Nilüfer, hiç tereddüt etmeden, iki çocuğu olmasına karşın büyük bir cesaretle bana donör olacağını söyledi. Uygun çıkınca da ondan alınan karaciğer parçası bana nakledildi. Nakli gerçekleştiren Doç. Dr. Murat Kılıç ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Gelinime söylenecek söz yok. Bu konuda çok bilinçli olduğu gibi oldukça da cesur. Ona cesaretinden dolayı oğlum diye sarılıyorum, iki kızım bir oğlum vardı, şimdi iki kız iki oğlum var. Oğlum eşiyle, torunlarım da anneleriyle gurur duyacaklar. Artık birbirimize cigerim diğeceğiz' diye konuştu.
Öte yandan Diyarbakır'da Merkez Hattat Hamit Aytaç İlköğretim Okulu'nda sınıf öğretmenliği yapan Nilüfer Ayçiçek, kayınvalidesi, eşi ve görümcelerinin verici olamayacaklarının ortaya çıkmasının ardından, kan grubu genel verici olan O RH pozitif olduğu için hemen okulundan izin alıp İzmir'e geldiğini anlattı. Nilüfer Ayçiçek, şunları söyledi:
''Eşim kilolu ve karaciğeri yağlı, kayınvalidem yaşlı, görümcelerimin ise kan grubu uyuşmadığı için kayınpederime verici olamadılar. İzmir'e inanarak geldim. Sonuçta da uygun bulundum. Öldüğümde organlarımın bağışlanması vasiyetimdi. Maalesef Güneydoğu'da insanlar organ bağışına 'günah' diyor. Canlıdan verici olanları 'eksik insan' sayıyor. bu konuda bilgisizlik var. Hastanelerimizde her türlü cihaz var ama baştan savmacılık, kolay kazanç anlayışı var, insana değer yok. Ben babamı, kayınpederimin yatmak istediği hastanede 4 yıl önce enfeksiyondan kaybettim. O nedenle de İzmir'e geldik. Ben kayınpederime olan sevgimin, saygımın yanısıra organ bağışı konusunda yanlış düşünceleri yıkmak, örnek olmak için ciğerimden parça verdim. Kayınpederimin de sağlığına kavuşmuş olması beni çok mutlu etti. Hepimizin mutluluğu arttı.'
- KUTU -
HASTALAR ÇOK İYİ
Doç. Dr. Murat Kılıç başkanlığındaki ekiple nakli gerçekleştiren, İhsan Ayçiçek'te Hepatit C'ye bağlı tümör de geliştiğini belirterek şöyle konuştu:
''Hastamız son dönem karaciğer yetmezliği dediğimiz tablodaydı. Bu şartlarda üç ay içinde nakil olmazsa yüzde 75 gibi ölüm sözkonusu olabilirdi. Çok hızlı nakil kararı verdik. Gelin uygun vericiydi, nakli gerçekleştirdik. Bugüne kadar gelinden kayınpedere, damattan kayınvalideye, anneden çocuğa, dededen toruna parça karaciğer gerçekleştirdik. Bu da örnek bir vaka. Aile bağlarımızın kuvvetli olmasından kaynaklanıyor. Ancak bizde canlı vericiler ön planda. Nakillerin yüzde 80-90'ı canlı vericili. Organ başığı az, hastalar zor durumda. Bu durumda aileler önplana çıkıyor. Organ bağışlama eğitim düzeyiyle ilişkili. Organ bağışı batıda yüksek, Aantalya, İzmir, İstanbul başı çekiyor. Buralarda kadavra bağışlar yüksek oranda. Doğu illerinde maalesef az. Ancak şöyle bir tezat var; hastaların da çoğu Doğu illerinden. Hepatit B özellikle doğuda çok yaygın. Nakil bekleyen hastalar çoğu doğu kökenli aileler. Orada bağışlar çok olsa yine o hastalar yararlanacak ancak maalesef az. Bu sefer canlı vericiler araya giriyor. Bu verici de eğitimci olduğu için bilinçli. Organ bağışı bilincinin gelişmesi için bundan sonra da çabalayacağını söyledi. Oysa bütün Doğu'da bunları yapmak lazım. Hasta çok, kadavra verici az. Bu da oradaki hastaların aleyhine. Aileler canlı verici oluyorlar ama kadavra organ bölgesel takılıyor. Oradan çıkan organ oranın hastasına takılacak. Aksine burada tersine bir göç var, doğudan batıya hastalar nakil olmak için bize ya da diğer merkezlere geliyorlar. Burada mecburen canlı vericileri kullanmak zorunda kalıyoruz. Bağışlar çok olsa canlı verici mümkün olduğunca az, en zor durumda kullansak daha iyi olur.'