Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Koncuk."Zorunlu Eğitim Okul Öncesi ile Birlikte... - Son Dakika
Güncel

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Koncuk."Zorunlu Eğitim Okul Öncesi ile Birlikte...

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Koncuk."Zorunlu Eğitim Okul Öncesi ile Birlikte...

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, 12 yıllık kesintili zorunlu eğitimin 1+5+3+4 olmak üzere 13 yıl olması gerektiğini söyledi.

23.02.2012 11:23

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, 12 yıllık kesintili zorunlu eğitimin 1+5+3+4 olmak üzere 13 yıl olması gerektiğini söyledi.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Koncuk, Türkiye'de 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim yerine 12 yıllık kesintili zorunlu eğitim getiren yasa teklifinin tartışıldığını ve bu teklifi birçok açıdan değerlendirmek gerektiğini ifade ederek, "Zorunlu eğitimin 8 yıldan 12 yıla çıkarılması olumlu bir gelişmedir. Zorunlu eğitim süresinin artırılması, çağ nüfusun tamamının okullu olması ve eğitimini sürdürmesi açısından son derece önemlidir. Ancak zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması yeterli değildir.

Zorunlu eğitim okul öncesi 1+5+3+4 olmak üzere 13 yıl olmalıdır" dedi.

Yasa teklifinde fiziki alt yapının yetersiz olması gerekçesiyle okul öncesinin kapsam dışı bırakılmasının büyük bir hata olduğunu ifade eden Koncuk, "Bilindiği gibi zaten Milli Eğitim Bakanlığı 71 ilde okul öncesini zorunlu hale getirmişti. Bu aşamada bundan geri adım atılması Milli Eğitim Bakanlığı'nın havlu attığı ve AK Parti iktidarının okul öncesi eğitimde başarısızlığını kabullendiği anlamına gelecektir. Okul öncesi eğitimin önemini kavrayamayan, on yıllık iktidarı süresince bu konuda fiziki alt

yapıyı sağlamak için elinden geleni yapmak yerine kolay yolu seçerek okul öncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamından çıkaran zihniyeti kabul etmek mümkün değildir. Okullarda alt yapı yetersizliğinden yakınmak yerine ya da okul öncesinin zorunlu olmasından vazgeçmek yerine çözüm üretmek, gücü ve mali imkanları elinde bulunduran iktidarın asli görevidir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın Strateji Raporu'nda, 2013 yılında okul öncesi eğitimin 81 ilde zorunlu olacağı, hatta yabancı dil eğitiminin okul öncesinden

başlatılacağı ifade edilmektedir. Hal böyleyken bu teklif Milli Eğitim Bakanlığı'na sorulmadan mı hazırlanmıştır? Yoksa bakanlık okul öncesi eğitimin zorunlu olmasından mı vazgeçmiştir? Bu soruların cevabı verilmelidir" dedi.

Koncuk, Avrupa Birliği ülkelerinde okul öncesi eğitim büyük öneme sahip ve zorunlu eğitim yılı ortalaması OECD ülkelerinde 13 iken, Türkiye'de 8 yıl olduğunu kaydederek, "2009 itibariyle Türkiye'de 5-14 yaş arası okullaşma oranı yüzde 91.3'tür. Oysa bu alanda OECD ortalaması yüzde 98.6 düzeyindedir. İlköğretim öncesi okullaşma oranı Fransa, İngiltere, İtalya'da, Belçika'da, İspanya'da, Hollanda'da yüzde 100'dür. Bu rakamlar ışığında okul öncesi eğitimde AB ülkelerinin standardını yakalamak için çaba

göstermesi gerekenlerin, mevcut durumu daha da geriye götürecek uygulamalar içine girmesi son derece sakıncalıdır" ifadelerini kullandı.

Türk Eğitim-Sen olarak zorunlu eğitimin kesintili olmasına karşı olmadıklarını vurgulayan Koncuk, "Ancak bu model 4+4+4 şeklinde değil; 1+5+3+4 şeklinde olmalıdır. Çünkü 4+4+4 şeklindeki model binlerce sınıf öğretmenini norm fazlası durumuna düşürecektir. Sınıf öğretmenleri norm fazlası duruma düşerken, bunun karşılığında binlerce branş öğretmeni ihtiyacı doğacaktır. Resmi rakamlara göre Milli Eğitim Bakanlığı'nın şu anda 126 bin öğretmen açığı vardır. 4+4+4 şeklindeki model öğretmen ihtiyacını daha da

artıracak ve okullar öğretmensiz kalacak, bakanlık öğretmen açığını ücretli öğretmen istihdamına ağırlık vererek gidermeye çalışacaktır. Bu da okullarda eğitim-öğretimin kalitesinin düşmesi, verimin azalması, öğrencilerimizin dünya yarışında çok gerilerde kalmasına neden olacaktır. 4+4+4 şeklinde kademeli bir sistemi getirenler, birinci ve ikinci kademe 4 yılı pedagojik açıdan değerlendirmişler midir? Ülkemizin 5 yıllık ilkokul eğitimi üzerine bunca tecrübesi varken, birinci kademe eğitiminin 1 yıl

azaltılarak 4 yıla düşürülmesi, 2. kademe eğitiminin 3 yıldan 4 yıla çıkarılması izaha muhtaç bir durumdur" dedi.

Kesintili eğitimin öğrencilerin mesleki ve teknik eğitime yönlendirilmesi açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğini ve Türkiye'de mesleki eğitime gereken önemin verilmediğini kaydeden Koncuk, öğrencilerin mesleki anlamda istediği okula gidebilmesinin olumlu bir yaklaşım olduğunu, ancak ilköğretim 4'üncü sınıftan sonra öğrencilerin eğitimlerine açık öğretim yoluyla devam edebilmesine yönelik bir düzenleme yapılmasına kesinlikle karşı olduklarını söyledi. Koncuk, şurları kaydetti:

"Bu düzenleme kız öğrencilerin okula gitmesi önünde büyük bir engel olacaktır. Bilindiği gibi bazı bölgelerde aileler çocuklarını okula göndermemek için elinden geleni yapmaktadır. Çocuklarını okutmak yerine tarlada çalıştırmak ya da evlendirmek onlar için en büyük seçenektir. Bu durumda kız çocuklarının okula gönderilmesi için bugüne kadar yapılan kampanyaların hiçbir anlamı kalmayacaktır. Bu düzenleme hayata geçirildiğinde çocuk gelinlerin sayısı hızla artacak, çocuk işçiliği dolaylı olarak meşru bir

zemine kavuşmuş olacak ve en önemlisi özellikle kız çocukları eve hapsedilecektir. Ayrıca bu düzenleme kız çocuklarını hayattan koparmak anlamına da gelmektedir. Bir yandan kadınların çalışma hayatında yer almasını isterken, diğer yandan böyle bir düzenlemenin yapılması tezat oluşturmaktadır."

Eğitim öğretimi sadece ders kitaplarından ibaret görmenin sağlıklı bir yaklaşım olmadığını ifade eden Koncuk, "Öğrencilerin okul havasını soluması, arkadaşları ile birlikte olması, eğitimini yüz yüze ve öğretmenlerinin gözetiminde sürdürmesi, sosyalleşebileceği bir ortama sahip olması gibi unsurlarla birlikte eğitim öğretimi değerlendirmek gereklidir. Bundan dolayı okulda eğitim şarttır. Zorunlu eğitim çağındaki çocuklarımız için açık öğretim, ancak sağlık durumu müsait olmayan ve çalışmak için başka

bölgelere giden geçici tarım işçisi ailelerin çocukları için uygulanabilir. Bunun dışındaki tüm çağ nüfusunun okula mutlaka gitmesi sağlanmalıdır. Şayet uygulama teklif edildiği şekilde hayata geçirilirse ülkemizde okullaşma oranları yüzde 100'e ulaşamayacağı gibi daha da geriye gidecek ve eğitimsiz bir nesil yetişecektir. Böyle mantık dışı bir uygulamanın hayata geçirilmesi, eğitimin temeline dinamit konulması ile eşdeğerdir. Ayrıca belirtmek isteriz ki, teklifte katsayı eşitleme düzenlemesi ve meslek

liseleriyle düz liseler arasındaki katsayı farkının kaldırılmasını büyük bir memnuniyetle karşılamaktayız. Yıllardır hiçbir bilimsel ve pedagojik yönü olmayan katsayı zulmünün kaldırılması, meslek lisesi öğrencilerimizi rahatlatacak ve onların da üniversiteli olabilmesi için eşit koşullarda yarışmasını sağlayacaktır" dedi. - ANKARA

Kaynak: İHA

Son Dakika Güncel Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Koncuk.'Zorunlu Eğitim Okul Öncesi ile Birlikte... - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement