Bakan Şimşek: Hanehalkının Borcu Nispeten Düşük Seviyede, Faiz Riski Sınırlı - Son Dakika
Ekonomi

Bakan Şimşek: Hanehalkının Borcu Nispeten Düşük Seviyede, Faiz Riski Sınırlı

Bakan Şimşek: Hanehalkının Borcu Nispeten Düşük Seviyede, Faiz Riski Sınırlı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, son yıllarda düşük faiz ve krediye erişimin kolaylaşması ile birlikte hanehalkı borçluluk oranlarında hızlı bir artış yaşandığını belirterek, Türkiye'de hanehalkı borcunun GSYH'ye oranının yüzde 23 ile Euro Bölgesi...

10.12.2013 17:04

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, son yıllarda düşük faiz ve krediye erişimin kolaylaşması ile birlikte hanehalkı borçluluk oranlarında hızlı bir artış yaşandığını belirterek, Türkiye'de hanehalkı borcunun GSYH'ye oranının yüzde 23 ile Euro Bölgesi ortalaması olan yüzde 65'inin yaklaşık üçte biri düzeyinde olduğunu vurguladı. Hanehalkının faiz riskinin sınırlı olduğunu vurgulayan Şimşek, kur riskinin ise bulunmadığını ifade etti. Bakan Şimşek, son düzenlemelerle de kredi kartı kullanımı ve aşırı tüketime yönelik sınırlamalar getirdiklerini dile getirdi.

Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 2012 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı görüşmeleri başladı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Genel Kurulu'nda 2014 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'ne yönelik konuşma yaptı. Önümüzdeki dönemde küresel ekonomik görünümü olumsuz etkileyebilecek dört temel risk bulunduğunu dile getiren Bakan Şimşek, bunları genişletici para politikalarından çıkışın iyi yönetilememesi, gelişmiş ülkelerde mali sorunlar ve zayıf iç talebin büyümeyi sınırlaması, gelişmekte olan ülkelerde büyümenin daha da zayıflaması, jeopolitik gerginliklerin tırmanması olarak sıraladı. Bu risklerden en önemlisinin genişletici para politikalarından çıkış kaynaklı olduğunu dile getiren Şimşek, bu sürecin doğuracağı olumsuz etkilerin ise muhtemelen en çok gelişmekte olan ekonomilerde hissedileceğini dile getirdi.

-"TÜRKİYE EKONOMİSİ 2013 YILINDA DENGELİ VE ILIMLI BÜYÜMESİNİ SÜRDÜRDÜ"-

Türkiye ekonomisi 2013 yılında dengeli ve ılımlı büyümesini sürdürdüğünü vurgulayan Bakan Şimşek, ekonominin yılın ilk yarısında iç talebin katkısıyla yüzde 3.7 gibi azımsanamayacak bir oranda büyüdüğünü ifade etti. Böylece küresel kriz öncesi seviyeye göre reel anlamda yüzde 18.4'lük bir büyüme kaydedildiğini belirten Şimşek, aynı dönemde gelişmekte olan Avrupa ülkelerinde büyümenin yüzde 6.9 ile sınırlı kaldığını, Euro Bölgesi'nin ise yüzde 2.4 daraldığını kaydetti.

-"2013 YILINDA YÜZDE 3.6 BÜYÜME TAHMİN EDİYORUZ"-

Bakan Şimşek, Türkiye ekonomisinin 2013 yılında yüzde 3.6 civarında büyüyeceğini tahmin ettiklerini söyledi. Bu oranın 2013-15 OVP'sinde öngördükleri yüzde 4'ün bir miktar altında; ancak Çin hariç gelişmekte olan ülkeler için öngörülen yüzde 3.2'nin üzerinde olduğunu bildirdi. Şimşek, olumsuz dış konjonktür ve sıkılaşan finansal koşullar göz önünde bulundurulduğunda bunun iyi bir performans olduğunu kaydetti.

Orta vadede cari açığı kontrol altında tutarak sürdürülebilir ve sağlıklı bir büyüme politikası izleyeceklerini belirten Bakan Şimşek, bu çerçevede büyümenin önümüzdeki yıl yüzde 4, 2015 ve 2016'da ise yüzde 5 olarak gerçekleşmesini beklediklerini söyledi.

-"YIL SONUNDA İŞSİZLİK ORANININ YÜZDE 9.5 GERÇEKLEŞMESİNİ BEKLİYORUZ"-

Küresel kriz sonrası dönemde oluşturdukları güçlü istihdamın, iç talebi ve dolayısıyla büyümeyi desteklediğini dile getiren Bakan Şimşek, birçok ülke istihdam oluşturmakta zorlanırken Türkiye'de Mart 2009'dan bu yana 4.7 milyon kişiye ilave istihdam sağlandığını vurguladı. Aynı dönemde Euro Bölgesi'nde 2.2 milyon istihdam kaybı yaşandığını dile getiren Bakan Şimşek, "Türkiye 2009-13 döneminde ortalama yıllık yüzde 4.8 olan istihdam artış oranıyla IMF'de istihdam verisi açıklanan 35 ülke arasında birinci sırada yer almaktadır. Ayrıca bu yıl ve gelecek yıl OECD'de en fazla istihdam artışı görülecek üçüncü ülke olacaktır. Güçlü istihdam artışına rağmen mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı 2012 yıl sonuna göre 0.9 puan yükselerek Ağustos 2013'te yüzde 10,1 olarak gerçekleşmiştir. İşsizlik oranındaki tedrici artışın temel nedeni işgücüne katılımın yükselmesidir. Nitekim işgücüne katılım oranı yüzde 50.9 ile serinin başladığı 2005 yılından bu yana gözlemlenen en yüksek seviyelere ulaşmıştır. Bu çerçevede yıl sonunda işsizlik oranının yüzde 9.5 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

-"ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE AKTİF İŞGÜCÜ POLİTİKALARI DAHA DA ETKİN BİR ŞEKİLDE KULLANILACAK"-

Uzun vadede işsizlik oranlarını düşük tek hanelere indirmek ve işgücüne katılımı gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmak için işgücü piyasasında esnekliğin ve işgücünün niteliğinin artmasının zorunlu olduğunu bildiren Bakan Şimşek, Türkiye'nin işgücü piyasası esneklik göstergeleri açısından OECD ülkeleri arasında en son sırada yer aldığını dile getirdi.

Önümüzdeki dönemde aktif işgücü politikalarını daha da etkin bir şekilde kullanacaklarını söyleyen Bakan Şimşek, işgücü piyasasındaki yapısal sorunların çözülmesine yönelik "Ulusal İstihdam Stratejisi"ni taraflarla uzlaşma sağlayarak uygulamaya koymayı ümit ettiklerini dile getirdi.

-"ENFLASYON AZALIŞ TRENDİNDE"-

Hükümetleri döneminde enflasyonda kalıcı iyileşmeler elde ettiklerini söyleyen Bakan Şimşek, on yıllarca yüksek çift hanelerde, zaman zaman üçlü hanelerde seyreden enflasyon oranını tek haneli rakamlara indirdiklerini vurguladı. 2012 yılında enflasyonun yüzde 6.2 ile son 44 yılın en düşük seviyesinde gerçekleştiğini dile getiren Bakan Şimşek, "İşlenmemiş gıda ve tütün ürünleri fiyatlarındaki artış ile Türk Lirasındaki değer kaybı nedeniyle yüksek seyreden enflasyon Temmuz ayından itibaren düşüş eğilimine girerek 2013 yılı Kasım ayında yüzde 7.3 olarak gerçekleşti. Sıkı para politikası ve makro ihtiyati tedbirlerin etkisiyle enflasyonun yıl sonunda yüzde 6.'e, önümüzdeki yıl ise yüzde 5.3'e gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Amacımız orta ve uzun vadede ürün ve hizmet piyasalarında rekabet ortamını daha da iyileştirerek enflasyonu düşük tek hanelerde istikrara kavuşturmaktır. Bu çerçevede maliye politikaları ile para politikasının uyumlu olmasına ve koordinasyonuna önem vermeye devam edeceğiz" diye konuştu.

-"TÜRKİYE EKONOMİSİNİN EN ÖNEMLİ SORUNU CARİ AÇIK-

Bakan Şimşek, Türkiye ekonomisinin en önemli sorununun cari açık olduğunu vurguladı. Makro istikrarı sağlamak için cari açığın kontrol edilmesi gerektiğini belirten Bakan Şimşek, iç talep eksenli büyümeye rağmen cari açıkta eksen kayması yaşanmadığını vurguladı. Bakan Şimşek, küresel ekonominin hızla büyümesinin, komşu ülkelerin siyasi istikrar kazanmasının, dış ticareti olumlu etkileyeceğini vurguladı. Şimşek, 2012 yılında yüzde 6.1 olan cari açığın GSYH'ye oranının bu yıl yüzde 7.1'e yükseleceğini, 2014 yılında ise yüzde 6,4'e ineceğini tahmin ettiklerini dile getirdi.

-"HANEHALKI BORCU NİSPETEN DÜŞÜK SEVİYEDE"-

Bakan Şimşek, hanehalkı borcunun nistepen düşük seviyede olduğunu söyledi. Son yıllarda düşük faiz ve krediye erişimin kolaylaşması ile birlikte hanehalkı borçluluk oranlarında hızlı bir artış yaşandığını belirten Bakan Şimşek, Türkiye'de hanehalkı borcunun GSYH'ye oranı yüzde 23 ile Euro Bölgesi ortalaması olan yüzde 65'in yaklaşık üçte biri düzeyinde olduğunu dile getirdi. Hanehalkının faiz riskinin sınırlı olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, kur riskinin ise bulunmadığını ifade etti. Son düzenlemelerle de kredi kartı kullanımı ve aşırı tüketime yönelik sınırlamalar getirdiklerini dile getiren Bakan Şimşek, reel sektör borcunun makul bir düzeyde olduğunu vurguladı.

Yatırımlardaki artışa paralel olarak reel sektörün brüt dış borcunun da arttığını belirten Bakan Şimşek, şunları ifade etti:

"Ancak bu artış ekonomik büyümeye paralel gerçekleşmiştir. 2002 yılında reel sektör dış borcunun GSYH'ye oranı yüzde 13.4 iken 2013 yılının ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 14.7 olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca reel sektörün 93 milyar dolarlık döviz varlığı dikkate alındığında bu oran yönetilebilir düzeydedir. Yurt dışından sağlanan kredilerin yaklaşık yüzde 60'ı orta ve uzun vadelidir. Kısa vadeli dış borçların yüzde 88'i ise kolaylıkla çevrilebilir ticari kredi niteliğindedir. 2002'den bu yana özel sektör yatırımları reel bazda yüzde 153.5 artmıştır. Oysa 1992-2002 dönemindeyatırımlar yüzde 4,6 azalmış idi."

-"CARİ AÇIĞIN YAPISAL BOYUTU ÖNEMLİ"-

Bakan Şimşek, konuşmasında konjonktürel etkilerin yanı sıra cari açığın yapısal boyutunun önemine de dikkat çekti. Bu çerçevede Hükümetin cari açığın orta ve uzun vadede azaltılmasıiçin gerekli tedbirleri aldığını vurgulayan Bakan Şimşek, şunları kaydetti:

"Tasarruf oranlarının artırılması, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, katma değer zincirinde yukarı çıkılması temel önceliklerimizdir. Ülkemizde toplam tasarrufların GSYH'ye oranı yüzde 12.6 ile hem gelişmekte olan ülkelerdeki ortalama yüzde 33.5'e hem de yüzde 19.6 olan yatırımların GSYH'ye oranına göre oldukça düşüktür. Bu durum kamudan çok özel sektör yatırım-tasarruf açığından kaynaklanmaktadır. Son 11 yıldır sürdürdüğümüz mali disiplin sayesinde kamu tasarruflarında önemli oranda artış sağladık. 2002 yılında eksi yüzde 4.8 olan kamu tasarruflarının GSYH içindeki payının 2013 yılında yüzde 2.9'a ulaşacağını tahmin ediyoruz. Bu da yaklaşık 8 puanlık bir iyileşmeye tekabül etmektedir. Özel sektör tasarruflarının GSYH'ye oranının ise 2002 yılında yüzde 23.4'ten 2013 yılında yüzde 9.7'ye gerileyeceği tahmin edilmektedir. Bu azalışta; makroekonomik istikrar ve finansal derinleşme sayesinde krediye erişimin kolaylaşması ve kredi faiz oranlarının azalması, siyasi istikrarla birlikte öngörülebilirliğin, yatırım ve tüketimin artması. Demografik trendlerdeki değişim ile kentleşmenin getirdiği ihtiyaçlar etkili olmuştur. Özel sektör tasarruflarının artması için istihdam oranının ve işgücünün verimliliğinin artması, ülkemizin küresel katma değer zincirinde yukarılara çıkması gerekmektedir. Bu amaçla aktif işgücü politikaları ile istihdamı destekliyoruz, eğitime yaptığımız yatırım ile işgücünün niteliğini yükseltiyoruz. Altyapıyatırımları ve yapısal reformlar sayesinde verimliliği artırıyoruz. Ayrıcabireysel emeklilik sistemini daha çok destekleyerek özel sektör tasarruflarının artmasına katkı sağlıyoruz."

-"TÜRKİYE, BİRİNCİL ENERJİ KAYNAKLARI BAKIMINDAN YÜZDE 72 ORANINDA DIŞA BAĞIMLI"-

Bakan Şimşek, enerjide dışa bağımlılık cari açığın temel unsurlarından biri olduğunu söyledi. Türkiye'nin birincil enerji kaynakları bakımından yüzde 72 oranında dışa bağımlı olduğunu vurgulayan Şimşek şu açıklamalarda bulundu:

"Enerji ithalatı cari işlemler açığındaki en önemli kalemdir. Eylül ayında 12 aylık enerji ithalatı 56,9 milyar dolar ile cari açığın neredeyse tamamına denk gelmektedir. Hükümetlerimiz döneminde enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak amacıyla yerli, yenilenebilir ve aynı zamanda çevre dostu enerjiler üzerinde çalışıyor, yatırımlarımızı bu yönde geliştiriyoruz. Bu yöndeki özel sektör yatırımlarını teşvik ediyoruz."

-"SAYIŞTAY'IN DENETİM YAPAMADIĞI ŞEKLİNDEKİ İDDİALAR HİÇBİR ŞEKİLDE GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR"-

Bakan Şimşek, 2014 yılı Bütçesi'ne yönelik konuşmasında Sayıştay tarafından Meclis'e sunulan denetim raporları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Öncelikle Sayıştay denetimine ve bu denetim sonucu hazırlanan raporlara önem verdiklerini dile getiren Bakan Şimşek, Sayıştay denetiminin kamu idarelerinin faaliyetlerine değer kattığını vurguladı. Kamuya ait kaynakların yönetiminde saydamlığı ve hesap verilebilirliği artırmak üzere, Hükümetleri döneminde yeni kamumali yönetim anlayışımıza paralel olarak, dış denetimin kapsamını genişleten Sayıştay Kanununu çıkardıklarını ifade eden Bakan Şimşek, "Sayıştay Kanununun çıkarılmasından sonra bu yıl ilk defa Sayıştay tarafından kamu idareleri nezdinde yapılan denetimlere ilişkin raporlar Meclis'e sunuldu. Bu kapsamda her yıl Kesin Hesap Kanun Tasarısı ile birlikte Meclise sunulan Genel Uygunluk Bildiriminin yanında Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu, Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporu ve denetime alınan her bir kamu idaresi bazında düzenlenen Denetim Raporları Meclise sunulmuştur. Hesap verme sorumluluğu çerçevesinde 2012 yılında her türlü defter, belge ve tabloları Sayıştay'a sunduk. Aynı zamanda sunduğumuz tabloların dayanağı olan mali işlemlere ilişkin yaklaşık 25 milyon yevmiye kaydını da elektronik ortamda Sayıştay ile paylaştık. Ayrıca, mali işlemlere ait tüm harcama belgelerini muhasebe birimlerinde denetime hazır bulundurduk. Sayıştay da bu defter, belge, tablo ve verileri kullanarak denetim faaliyetini yürütmüş ve raporları Meclis'e sunmuştur. Kamu zararına ilişkin tespitleri içeren raporları ise mevzuat çerçevesinde yargıya intikal ettirecektir. Dolayısıyla Sayıştay'ın denetim yapamadığı şeklindeki iddialar hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır.

Diğer taraftan Sayıştay tarafından düzenlenen raporlarda "genel bütçeyi oluşturan idareler tarafından bazı mali tabloların Sayıştay'a sunulmadığı' yönünde haksız bir eleştiriye de yer verilmiştir. Sayıştay genel bütçe tüzel kişiliğinin bir parçası olan her bir idareyi ayrı bir tüzel kişiliğe sahipmiş ve kendine ait geliri, varlığı, alacak ve borcu varmış gibi değerlendirerek idareler bazında mizan, bilanço ve faaliyet sonuçları tablosu gibi ilave tabloların verilmesini talep etmiştir. Devletin teşkilat yapısına, hazine birliği ilkesine ve genel kabul görmüş uluslararası standartlara aykırı olan söz konusu tablolar, genel bütçeyi oluşturan her bir idare için anlamlı sonuçlar vermese de üretilerek Sayıştay'a teslim edilmiştir. Ancak Sayıştay, bu tabloların istediği formatta olmadığı gerekçesiyle denetim görüşü vermekten kaçınmıştır. Bu soruna kalıcı bir çözüm bulmak üzere Sayıştay ile ortak bir çalışma grubu oluşturduk. Çalışma grubu, genel bütçeli idarelerin yapıları ve mali işlemlerini inceleyerek bir öneri raporu hazırlayacaktır. Raporda yer alan öneriler doğrultusunda yeni bir durum değerlendirmesi yapacağız. Bu amaçla Sayıştay, kamu idaresi hesaplarının Sayıştaya verilmesine ilişkin usul ve esaslarda değişiklik yaparak, üç yıllık bir geçiş dönemi öngörmüştür. Sayıştay denetimine esas teşkil etmek üzere her türlü defter, belge, tablo ve verileri Sayıştaya sunduk. Sayıştay da tespitlerini bunların üzerinden yapmış ve raporlarını hazırlamıştır" diye konuştu.

-"2013 YILI BÜTÇE PERFORMANSI OLDUKÇA BAŞARILI"-

Bakan Şimşek konuşmasında 2013 yıl sonu bütçe gerçekleşme tahminlerine ilişkin bilgi verdi. Yıl sonunda bütçe giderlerinin 406.6 milyar TL, bütçe gelirlerinin 387.2 milyar TL, bütçe açığının 19.4 milyar TL, faiz dışı fazlanın 31.1 milyar TL olmasını beklediklerini dile getiren Bakan Şimşek, bu rakamların 2013 yılı bütçe performansının oldukça başarılı olduğunu gösterdiğini ifade etti. Bu çerçevede 2013 yılı bütçe açığının GSYH'ye oranını 2013-15 OVP'de yer alan yüzde 2.2'lik orana göre 1 puan aşağı yönlü revize ettiklerini dile getiren Bakan Şimşek, OVP'de 34 milyar TL tutarında öngörülen 2013 yılı merkezi yönetim bütçe açığının yaklaşık 14.5 milyar TL daha düşük gerçekleşmesini beklediklerini vurguladı. Bakan Şimşek, bütçe dengesindeki iyileşme esas itibarıyla bütçe gelirlerindeki artıştan kaynaklandığını söyledi. Bütçe giderlerinin OVP'de öngörülen çerçevede gerçekleşmesi beklenirken bütçe gelirlerinde yaklaşık 17 milyar TL tutarında bir artış olacağının öngörüldüğünü vurgulayan Bakan Şimşek, "Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 85'ini oluşturan vergi gelirlerinin yıl sonu itibarıyla 325 milyar TL olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Bu tutar Bütçe Kanununda tahmin edilen 318 milyar TL'nin yaklaşık yüzde 2.3 üzerindedir. Vergi gelirlerindeki olumlu performansta iç talepteki toparlanma ile 2012 yılında uygulamaya koyduğumuz tedbirler etkili olmuştur. Vergi dışı gelirlerde de bu yıl başarılı bir performans sergilenmiştir. Zira Bütçe Kanununda 52 milyar TL tutarında tahmin edilen vergi dışı gelirlerin yıl sonu itibarıyla 62 milyar TL'ye ulaşması beklenmektedir" şeklinde konuştu.

-"EN İYİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMESİ OLACAK"-

Bakan Şimşek, 2013 yılı için öngördükleri yüzde 1.2'lik bütçe açık oranının, 1985 yılından bu yana elde edilen en iyi üçüncü bütçe gerçekleşmesi olacağını vurguladı. Diğer iki gerçekleşmenin de 2005 ve 2006 yıllarında, AK Parti Hükümetleri döneminde elde edildiğini vurguladı. Elde ettikleri sonuçların hem sağlam bir duruş hem de mali esneklik kazandırdığını dile getiren Bakan Şimşek, 2014 yılında da mali disiplini kararlılıkla sürdüreceklerini ifade etti.

Bakan Şimşek, 2014 yılı merkezi yönetim bütçe büyüklüklerini şöyle aktardı:

"Bütçe giderleri 436,4 milyar TL, faiz hariç giderler 384,4 milyar TL, bütçe gelirleri 403.2 milyar TL, vergi gelirleri 348.4 milyar TL, bütçe açığı 33.3 milyar TL, faiz dışı fazla 18.7 milyar TL."

-"2014 BÜTÇESİ İHTİYATLI GELİR TAHMİNLERİNE DAYANIYOR"-

2014 yılı bütçesinin ihtiyatlı gelir tahminlerine dayandığını vurgulayan Bakan Şimşek, "Küresel ekonomideki aşağı yönlü riskleri de dikkate alarak 2014 yılı bütçe gelirlerinin yüzde 4.1, vergi gelirlerinin ise yüzde 7.1 gibi mütevazi oranlarda artacağını öngördük. Bu oranlar 2014 yılına ilişkin GSYH'deki yüzde 10.2'lik nominal büyüme tahmininin altındadır. Bu çerçevede 2014 yılı merkezi yönetim; bütçe gelirlerinin 403.2 milyar TL, vergi gelirlerinin 348.4 milyar TL, vergi dışı gelirlerin 54.8 milyar TL olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz."

-"ÖZELLEŞTİRME GELİRLERİ ÖNGÖRÜSÜ 6.9 MİLYAR TL"-

Vergi dışı gelirler arasında yer alan özelleştirme gelirleri için önümüzdeki yıl 6.9 milyar TL öngördüklerini dile getiren, "Bu gelir tahminimiz oldukça muhafazakardır. Zira bugün itibarıyla kesinleşmiş yaklaşık 5 milyar TL'lik özelleştirme gelir taksiti vardır" dedi.

-"ÇALIŞAN VE EMEKLİMİZİ GÖZETİYORUZ"-

Bakan Şimşek, hükümetleri döneminde kamu çalışanları ve emeklileri enflasyona ezdirmediklerini ve bu kesimin mali haklarında gözle görülür bir iyileşme sağladıklarını söyledi. 2002 yıl sonundan 2013 Kasım sonuna kadar enflasyonun yüzde 159.1 oranında arttığını ifade eden Bakan Şimşek, çalışan ve emekli vatandaşlarımızın gelirlerinde önemli ölçüde reel artışlar yaptıklarını ileri sürdü.

Bu yıl yapılan toplu sözleşme uyarınca çalışanların maaş ve ücretlerinde önümüzdeki sene brüt 175 TL seyyanen artış yapılacağını ifade eden Bakan Şimşek, ayrıca öğretmenlerin tazminatlarında da ilave 150 TL artış sağlayacaklarını kaydetti. Bakan Şimşek, "Bu artışlarla birlikte 2014 yılında ortalama memur maaşında aile yardımı ödeneği dahil yüzde 7.8, aile yardımı ödeneği hariç yüzde 8.1 oranında bir artış meydana gelecektir. Geçici personel ücretlerinde ise brüt 350 TL artış yapacak ve geçici personelin aile yardımı ödeneğinden yararlanmasına imkan sağlayacağız. 2014 yılında sosyal güvenlik kurumlarına devlet prim giderleri dahil personel giderleri için toplam 129,6 milyar TL ödenek ayırıyoruz. Bu tutar toplam bütçe harcamalarının yüzde 29.7'sini oluşturmaktadır. Neredeyse biz Ayrıca 2014 yılında ek ödemeler dahil emekli aylık ödemelerinin 138.8 milyar TL olacağını öngörmekteyiz. Sosyal güvenlik sistemini desteklemeyi sürdürüyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak transferlerin 2014 yılında 2013 yılı gerçekleşme tahminine göre yüzde 7,1 oranında artarak 77.1 milyar TL'ye ulaşması öngörülmektedir. Söz konusu tutarın 21.6 milyar TL'lik kısmı açık finansmanından kaynaklanmaktadır. Açık finansmanı için sosyal güvenlik sistemine yapılan transferlerdeki artış esas itibarıyla 1990'larda emeklilik sisteminde yapılan değişiklikten kaynaklanmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

-"YEREL YÖNETİMLERE DAHA ÇOK KAYNAK AKTARIYORUZ"-

Yerel hizmetlerin daha kaliteli şekilde sunulabilmesi için 2014 yılında mahalli idarelere yapılan desteği 2013 yılı başlangıç ödeneğine göre yüzde 12.2 oranında artırarak 42.3 milyar TL'ye çıkardıklarını belirten Şimşek, bu desteğin 38.8 milyar TL'sinin vergi gelirlerinden mahalli idarelere ayrılan paylardan oluşacağını kaydetti.

-HURDA İNDİRİMİ-

Çevreye zararlı olan bitkisel atık yağların geri kazanımını teşvik eden düzenlemenin 2014 yılı Ocak ayında yürürlüğe girdiğini vurgulayan Bakan Şimşek, "Buna göre yurt içinden toplanan kullanılmış kızartmalık bitkisel yağlar ile kullanım süresi geçmiş bitkisel yağlardan elde edilen otobiodizelin motorine karıştırılarak satılması durumunda otobiodizele isabet eden ÖTV'nin belli bir kısmını dağıtıcılara iade ediyoruz. 23 yaş üzerindeki araçların trafikten çekilmesini teşvik ediyoruz. 31 Aralık 2014 tarihine kadar hurdaya çıkarılacak taşıtların; ödenmemiş olan trafik para cezaları ile motorlu taşıtlar vergisi ve buna bağlı gecikme zammı, faiz ve cezaları terkin ediyoruz. Enerji tasarrufu sağlayan dayanaklı tüketim mallarının teşviki için daha avantajlı bir vergileme politikası üzerinde çalışıyoruz" diye konuştu.

Kaynak: ANKA

Son Dakika Ekonomi Bakan Şimşek: Hanehalkının Borcu Nispeten Düşük Seviyede, Faiz Riski Sınırlı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement