Can Dündar'ın Hakaret Davaları - Son Dakika
Güncel

Can Dündar'ın Hakaret Davaları

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın kaleme aldığı bir yazı dizisinde o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan ile bazı iş adamlarına hakaret ettiği ve takipsizlikle sonuçlanan 25 Aralık soruşturmasının gizliliğini ihlal ettiği iddiasıyla yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

17.12.2015 18:22
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın kaleme aldığı bir yazı dizisinde o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan ile bazı iş adamlarına hakaret ettiği ve takipsizlikle sonuçlanan 25 Aralık soruşturmasının gizliliğini ihlal ettiği iddiasıyla yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, başka suçtan tutuklu Can Dündar ile müşteki avukatları katıldı.

Duruşmada savunma yapan Dündar, hakaretle suçlandığını anımsatarak, "Ben özel yaşantımda şimdiye kadar kimseye hakaret etmiş değilim. Yazılı ve sözlü bir hakaretim olmamıştır. Yazdığım yazıda da aslında hiç isim özel olarak geçmemiştir. İddianamede de kime, ne şekilde, hangi sözle hakaret ettiğim bildirilmemiştir" dedi.

Yaptığı haberlerde kamu yararını göz önünde bulundurduğunu iddia eden Dündar, Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerine gittiği dönemde 3 ile 8 Ağustos 2014 tarihleri arasında bir yazı dizisi kaleme aldığını ve cumhurbaşkanı adaylarından birisinin de Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söyledi.

Dündar, hakkındaki suçlamaya konu olan yazıları polis fezlekelerinden aldığını belirterek, "Bizler elde edilen bu bilgileri, halkla paylaşmak konusunda sorumluyuz, halkın bilgilenme hakkı mevcuttur. Çünkü önemli adaylardan bir tanesi hakkında bir takım isnatlar vardır" ifadelerini kullandı.

Sanık avukatı Bülent Utku da söz alarak, 17 ve 25 Aralık fezlekelerine ait fezleke asıllarının dosya içine celbini talep ettiklerini belirterek, yazı dizisi kaleme alındığında fezlekelerin mevcut olduğunu ve takipsizlik kararının henüz alınmadığını anlattı.

Hakim Abdurrahman Orkun Dağ, yapılan yargılamada Türk Ceza Kanunu 285/1-2-3a maddeleri uyarınca, Can Dündar'a yaptığı haberler konusunda elde ettiği bilgilere ne şekilde ulaştığını sordu.

Sanık Dündar da "Ben gazeteci olarak ilk önce kaynağımı açıklamakla yükümlü değilim. Ancak genel olarak internette ve sosyal medyada paylaşılan ve gazetelerde paylaşılan fezleke bölümlerinden faydalandım. Bu ses kayıtlarının birçoğu, internette yayımlandı, bunlara tanık olduk. Gerçekliğinden şikayetçilerin şüphesi varsa bunların celbini talep ediyoruz" yanıtını verdi.

Müşteki avukatları da söz alarak, söz konusu yazıda bahsedilen soruşturmada takipsizlik kararı alındığını belirterek, masumiyet karinesinin ihlal edildiğini, bu nedenle sanıktan şikayetçi olduklarını dile getirdi.

Hakaret davaları birleşti

Mahkeme, Dündar'ın Cumhuriyet gazetesi ve "cumhuriyet.com.tr" adlı internet sitesinde 18 Temmuz 2014 ve 1 Temmuz 2014'te yer alan yazılarından dolayı açılan hakaret davası ile bu davanın hukuki ve fiili irtibatı bulunduğu gerekçesiyle söz konusu davaların birleştirilmesine karar verdi.

Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar, davanın Dündar'ın bir yazısıyla ilgili olduğunu aktararak, "Hakaret olduğunu iddia ediyorlar ama Can 'hakaret değil, fezlekeleri yazdım' diyor" dedi.

Avukat Akın Atalay da müvekkilinin yazdıklarıyla "yargılanan değil yargılayan" olduğunu ileri sürerek, bu durumu herkesin gördüğünü iddia etti.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu'nca hazırlanan iddianamede, müşteki avukatları tarafından verilen şikayet dilekçelerinde, "Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Can Dündar'ın gazete ve gazeteye ait 'cumhuriyet.com.tr' adlı internet sitesinde, 3 ve 8 Ağustos 2014 nüshalarının bazı sayfalarındaki yazılarda müştekilere hakarette bulunup, takipsizlikle sonuçlanan soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiğinin" belirtildiği aktarılıyor.

Yazı dizisine göre, suç tarihinde başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan ile diğer müştekilerin "suç örgütü lideri ve üyeleri" olarak gösterildiği kaydedilen iddianamede, Dündar tarafından yazının birçok yerinde yapılan değerlendirmelerde başbakan ve diğer müştekilerin "rüşvet alan, menfaat temin eden ve kanunlara aykırı birçok eylemde bulunan kişiler" olarak değerlendirildiği belirtiliyor.

Yazıda, takipsizlikle sonuçlanan 25 Aralık soruşturma dosyasının içeriğinde gizli olan birçok soruşturma bilgisine yer verildiği ve soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği kaydedilen iddianamede, "Soruşturma dosyasından direkt olarak müştekileri ağır bir şekilde zan altında bırakacak değerlendirme ve düşünceyle toplumun tamamının gözünde mahkum etmek ve buna çalışmak, basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken bir durum değildir. Değerlendirmeler, suçsuzluk karinesine göre yapılmalıdır" ifadesi yer alıyor.

Yazı dizisinde, 6 gün süreyle soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği, müştekilerin tamamının yapılan değerlendirmelerle küçültüldüğü ve eleştiri sınırlarının aşıldığı vurgulanan iddianamede, Dündar'ın birçok kez "kamu görevlisine basın yoluyla alenen hakaret etme" suçundan 1 yıl 5,5 ay ile 4 yıl 1 ay arasında ve birçok kez "soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal etmek" suçundan 1 yıl 3 ay ile 5 yıl 3 ay arasında olmak üzere toplam 2 yıl 8,5 ay ile 9 yıl 4 ay arasında değişen hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement