CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan Açıklaması

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, "Dünyanın hiçbir demokrasisinde siyasetçinin, özellikle de anamuhalefet partisi genel başkanını, özellikle parti kurultayında yaptığı bir konuşmada, siyasi olarak pozisyonunu belirlemiş cumhurbaşkanını eleştirmesi yargının soruşturma konusu yapılamaz. Bunu yapanlar savcı değildir. Bunu yapanlar köledir. Patronlu rejimin köleleridir ve CHP olarak bizim davamız, kavgamız patronlu rejimin kölelerine karşı yürütülen bir kavgadır" dedi.

Tezcan, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, partinin 35. Olağan Kurultayı'ndaki konuşmasında sarf ettiği "diktatör bozuntusu" ifadeleri nedeniyle "Cumhurbaşkanı'na alanen hakaret" suçundan soruşturma başlatıldığını anımsattı.

Soruşturmayı başlatan savcının hukukçuluğunu merak ettiğini belirten Tezcan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, daha önce de TBMM Grup Toplantısı'nda defalarca Cumhurbaşkanı'na yönelik "diktatör bozuntusu" ifadesini kullandığını söyledi.

Tezcan, anamuhalefet partisinin genel başkanının TBMM'deki konuşmalarında net bir biçimde Türkiye'nin önemli bir siyasal sorununu dile getirdiğini öne sürerek, şöyle devam etti:

"Anayasa'nın 83. maddesi, TBMM'de söylenen sözlerin dışarıda tekrarı halinde mutlak dokunulmazlık kapsamında sayar. 'Sorumsuzluk' deriz. Soruşturmayı başlatan savcılara hukukun en temel kuralını hatırlatıyorum. Mutlak sorumsuzluk kapsamındadır. Yani dışarıda tekrarı halinde de soruşturma başlatamazsınız. Bırakın dokunulmazlığının kaldırılması fezlekesi düzenlemeyi, soruşturma dahi başlatamazsınız. Bu savcıya şunu söylemek zaruret, 'Cumhuriyetin savcısı olun. Siz, Cumhurbaşkanı'nın savcısı değilsiniz. Siz, cumhuriyetin savcılarısınız. Bu cumhuriyet, Cumhurbaşkanı'nın cumhuriyeti değil. Bu devletin görevlileri Cumhurbaşkanı'nın kulu değil. Cumhurbaşkanı sistemin patronu, yargı da Cumhurbaşkanı'nın kölesi değil. Ama görüyoruz ki Türkiye bir patronaj rejimine doğru hızla sürükleniyor. Cumhurbaşkanı kendisini patron gibi sanıyor. Devletin, yargının başındaki isimlerin bir kısmı da dahil olmak üzere Cumhurbaşkanı'nı patron sanmaya başlamışlar. Böyle bir sistem yaratılıyor."

"İşlenemez suç haline geldi"

Bülent Teczan, TCK'nın 299. maddesinin Cumhurbaşkanı'na hakaret suçunu düzenlediğini belirterek, "Ama Cumhurbaşkanı bu tutumuyla, görevde olduğu sürece cumhurbaşkanına hakaret suçu işlenemez bir suç haline gelmiştir. Fiilen böyle bir suç işlenemez" dedi.

TCK'nın söz konusu maddesinin, Anayasa'ya namusu ve şerefi üzerine ettiği yemine saygılı cumhurbaşkanını korumak için düzenlendiğini vurgulayan Tezcan, şu ifadeleri kullandı:

"Yoksa bu madde, önüne gelene hakaret eden, milletiyle kavga eden, aydınlara hain diyen, gençlerine çapulcu diyen, gazeteciye tasmalısınız imasında bulunan, vatandaşları mezhep ya da etnik kökenine göre ayrıma tutan, milletin birleştirici unsuru olma özelliğinden kopmuş, çatışmanın parçası olmuş bir cumhurbaşkanını korumak için konulmuş bir hüküm değildir. Cumhurbaşkanına hakaret suçu tarihimizin hiçbir döneminde olmadığı kadar soruşturmaya konu oldu. Neden? Çünkü tarihimizin hiçbir döneminde görmediğimiz bir Cumhurbaşkanı tipiyle karşı karşıyayız. Anayasa'da tarif edilen bir Cumhurbaşkanı şu anda yoktur. Dolayısıyla Anayasa'da tarif edilen cumhurbaşkanını koruyan TCK'nın 299. maddesinin de uygulanabilirliği ortadan kalkmıştır.

Dünyanın hiçbir demokrasisinde siyasetçinin, özellikle de anamuhalefet partisi genel başkanını, özellikle parti kurultayında yaptığı bir konuşmada siyasi olarak pozisyonunu belirlemiş Cumhurbaşkanı'nı eleştirmesi yargının soruşturma konusu yapılamaz. Bunu yapanlar savcı değildir. Bunu yapanlar köledir. Patronlu rejimin köleleridir ve CHP olarak bizim davamız, kavgamız patronlu rejimin kölelerine karşı yürütülen bir kavgadır."

Açıklamanın ardından soruları yanıtlayan Tezcan, Genel Sekreter Gürsel Tekin'in kurultayda Parti Meclisi dışında kalmasıyla ilgili soru üzerine, "Çalışkan bir arkadaşımızdır. Uzun yıllar genel başkan yardımcılığımızı yaptı. Kurultay, devam konusunda bir karar verseydi tabii ki çok iyi olurdu. Ama bu bitmiş demek değildir. Milletvekili ve partilimiz olarak çalışmalarına devam edecektir" yanıtını verdi.