Davutoğlu: "Hiçbir Kimse Bir Diğerine Etnik Kökenini, Mezhebini Sormasın" - Son Dakika
Güncel

Davutoğlu: "Hiçbir Kimse Bir Diğerine Etnik Kökenini, Mezhebini Sormasın"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : Kutlu Doğum Haftası programı Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamaları Kutlu Doğum Haftası programı Başbakan Davutoğlu: (2) "Bugün bu kritik dönemde, insanları parçalayanlar varken, şehirlerimizi, güzel Bağdatımızı, güzel Şamımızı, Halepimizi sokak sokak, lime lime ayıranlar varken bu acıyı, bu ızdırabı Diyarbakır sokaklarına getirmek isteyenler varken, Hazreti Peygamber aşkına, tevhit aşkına hiçbir kimse bir diğerine etnik kökenini, mezhebini sormasın ve sadece 'esselamu aleyküm' desin, Hazreti Peygamber'in selamını birbirine iletsin.

10.04.2016 01:23
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :

Kutlu Doğum Haftası programı

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamaları Kutlu Doğum Haftası programı

Başbakan Davutoğlu: (2)

"Bugün bu kritik dönemde, insanları parçalayanlar varken, şehirlerimizi, güzel Bağdatımızı, güzel Şamımızı, Halepimizi sokak sokak, lime lime ayıranlar varken bu acıyı, bu ızdırabı Diyarbakır sokaklarına getirmek isteyenler varken, Hazreti Peygamber aşkına, tevhit aşkına hiçbir kimse bir diğerine etnik kökenini, mezhebini sormasın ve sadece 'esselamu aleyküm' desin, Hazreti Peygamber'in selamını birbirine iletsin. Çağrımız bu, kutlu doğumda çağrımız bu"

"Hazreti Peygamber Aleyhissalatü Vesselam'ı, hayatını bir medeniyetler tarihi perspektifinden incelediğinizde inanmayanların dahi kabul etmek zorunda oldukları bir gerçek vardır, o da bir dünya görüşünden, bir inançtan bir medineye ve bir dünya düzenine geçiş, bir insanın elinde sadece Hazreti Peygamber tarafından gerçekleştirilmiştir"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bugün bu kritik dönemde, insanları parçalayanlar varken, şehirlerimizi, güzel Bağdatımızı, güzel Şamımızı, Halepimizi sokak sokak, lime lime ayıranlar varken bu acıyı, bu ızdırabı Diyarbakır sokaklarına getirmek isteyenler varken, Hazreti Peygamber aşkına, tevhit aşkına hiçbir kimse bir diğerine etnik kökenini, mezhebini sormasın ve sadece 'esselamu aleyküm' desin, Hazreti Peygamber'in selamını birbirine iletsin. Çağrımız bu, kutlu doğumda çağrımız bu" dedi.

Davutoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığının ATO Congresium'da düzenlediği ve bu yılki temasını "Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet" olarak belirlediği Kutlu Doğum Haftası programına katıldı.

Konuşmasında, İstanbul'da Hilye-i Şerif Sergisi açılışı gerçekleştirdiklerini dile getiren Davutoğlu, "Hilye-i Şerifleri temaşa ederken bu milletin, bu aziz Peygambere, alemlere rahmet olan Peygambere duyduğu muhabbeti, sevgiyi de temaşa ettik. O eserler ancak elle değil, ancak gönülle yazılır, gönülden gelen bir muhabbetle yazılır, başka hiçbir şey hiçbir eğitim o eserlere o güzelliği veremez. Allah onun muhabbetini bizden de ona hasretle buluşmayı isteyenlerden de ayırmasın." diye konuştu.

Süleymaniye Camisinde "bir başka Peygamber aşığı" Mimar Sinan'ın huzuruna gittiklerini belirten Davutoğlu, "Hangi göz Selimiye'ye baktığında kendisini Selimiye'den ayırmak ister? İstanbul'u bilen birisi Süleymaniye'yi hissetmeden İstanbul'u sevebilir mi? ve bizim mimarimizi, bizim sanatımızı anlamak isteyen ve bizdeki tevhit aşkını, bizdeki Hazreti Muhammet muhabbetini bilmek isteyen birisi Mimar Sinan'ı anlamadan bunu anlayabilir mi?" dedi.

Başbakan Davutoğlu, "Allah Diyarbakır Ulu Camiini Bursa Ulu Camiinden, Süleymaniye'yi Mardin Ulu Camiinden ayırmasın. Biz işte bugün bu kritik dönemde, insanları parçalayanlar varken, şehirlerimizi, güzel Bağdatımızı, güzel Şamımızı, Halepimizi sokak sokak, lime lime ayıranlar varken bu acıyı, bu ızdırabı Diyarbakır sokaklarına getirmek isteyenler varken, Hazreti Peygamber aşkına, tevhit aşkına hiçbir kimse bir diğerine etnik kökenini, mezhebini sormasın ve sadece 'esselamualeyküm' desin, Hazreti Peygamber'in selamını birbirine iletsin. Çağrımız bu, kutlu doğumda çağrımız bu" ifadelerini kullandı.

"Tevhid her şeyin başlangıcı" şeklinde konuşan Davutoğlu, "Hazreti Peygamber Aleyhisselatüvesselamı, hayatını bir medeniyetler tarihi perspektifinden incelediğinizde inanmayanların dahi kabul etmek zorunda oldukları bir gerçek vardır, o da bir dünya görüşünden, bir inançtan bir medineye ve bir dünya düzenine geçiş, bir insanın elinde sadece Hazreti Peygamber tarafından gerçekleştirilmiştir." diye konuştu.

Hazreti İbrahim'in putperestlere meydan okuyarak yürüttüğü mücadelesinde kendi şehrinin olmadığını, Hazreti Yusuf'un da başka bir sistemin içinde tevhidi haykırdığını ancak kendi kavmiyle birlikte bağımsız bir hayat anlayışını egemen kılacak imkanı bulamadığını ifade eden Davutoğlu, Hazreti Musa'nın da kendi kavmiyle yola çıktığını, Kudüs'e ulaşamadan büyük sınavlar yaşadığını, Hazreti Davut ve Süleyman'ın da inancı ellerinde ve gönüllerinde tutarak bir devlet inşa ettiklerini anlattı.

"Kendi idealini tarihe bir nakış gibi işlemiş tek bir insan var, o da Hazreti Muhammed"

Hazreti İsa'nın da "Merhamet Peygamberi" olarak gönüllere nakşedildiğini belirten Davutoğlu, seküler tarih öncülerinin "ideal bir ütopya tahayyül ettiklerini" ancak başaramadıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsanlık tarihi boyunca bir inancı kendi idrakıyla yeniden inşa edip, kendi inkılabını kendi yüreğinde, zihninde gerçekleştirip, sonra o inkılab ile etrafında kendisi gibi inkılabı gerçekleştirmiş bir toplulukla büyük zorlukları, zulmü görerek, birlikte tek bir cemaat oluşturmuş, sonra onlarla birlikte bir şehirden çıkıp başka bir şehre girerek kendi medinesini kurmuş, kendi pazarını kurmuş, sonra o şehirden hareketle kendi idealini tarihe bir nakış gibi işlemiş tek bir insan var, o da Hazreti Muhammed Mustafa Aleyhisselatüvesselam. Onun insanlık tarihindeki farkı budur. Medine kuranlar inancın içinden kendileri devredip aldıkları bir inancı sürdürmüşlerdi, bazen de inancı inşa edenler medineye ulaşamamışlardı. Hazreti Peygamberin hayatında hepsi var, önce tevhid var. Eğer o tevhid ile kendi inkılabını gerçekleştirmemiş olsaydı Yesrib, şehirlerden bir şehir olmaya devam eder ama asla Medine olamazdı."

Başbakan Davutoğlu, "Neydi o? Hazreti Peygamberi farklılaştıran o inanç neydi? Ondan sonraki bütün insanları, ona aşkla bağlananları diğer insanlardan farklı kılan neydi? Hira mağarasına Muhammed bin Abdullah olarak girdi, Hira mağarasından bir Kadir Gecesi, bütün bir ümmet, bütün bir insanlık adına hitap edebilecek, bir alemlere rahmet olarak gelen bir ulu önder olarak çıktı." dedi.

Hayatı boyunca kendi zihnini ve düşüncesini dokuyan çok anların bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, 1989 yılında ilk Umre ziyaretini gerçekleştirdiğinde bir gece Hira mağarasına çıkarak sabah namazı vaktine kadar orada kaldığını anlattı.

Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Sadece onun ayak bastığı yere ayak basayım, secde ettiği yere secde edeyim ve sadece onu hissedeyim diye. ve o gece onu bütünüyle hissettiğimde tevhidin farkını da hissettim. Tevhidi ancak yalnız başına idrak edersiniz. Tek başınaysanız ve tek başınıza Allah'a iman edip, tevhit ile şereflenmişseniz anlayabilirsiniz. Her şey topluca olabilir, topluca ekonomik faaliyet, sefer, ziyaret, siyaset yaparsınız ama değerli dostlar tevhit tek başına olur, tek başına Allah indinde kulluğunun farkına varamamış bir zihnin sonra vahdeti oluşturması çok zor."

(Sürecek)

Davutoğlu: "Hiçbir Kimse Bir Diğerine Etnik Kökenini, Mezhebini Sormasın"
Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Davutoğlu: 'Hiçbir Kimse Bir Diğerine Etnik Kökenini, Mezhebini Sormasın' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement