Dünya Arşiv Yöneticileri Kongre ve Sergisi - Son Dakika
Güncel

Dünya Arşiv Yöneticileri Kongre ve Sergisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son 200 yıllık tarihimizin en büyük zaferi Çanakkale ise en önemli utançlardan biri de Balkan bozgunudur.

19.03.2015 11:54

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son 200 yıllık tarihimizin en büyük zaferi Çanakkale ise en önemli utançlardan biri de Balkan bozgunudur. Çanakkale kadar Balkan bozgununun da almamız gereken dersleri kapsadığını burada özellikle hatırlatmak isterim" dedi.

Erdoğan, Osmanlı Arşivi Sitesi'nde "100. Yılında Dünya Savaşının Belgeleri" konulu Dünya Arşiv Yöneticileri Kongre ve Sergisi'nin açılışında, serginin ve düzenlenen sempozyumun hayırlı olması temennisinde bulundu.

Programı düzenleyen Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü yetkililerini de kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Osmanlı arşivimiz Kağıthane'deki bu modern binaya, hassasiyetimizin hakikaten bir gereği neticesinde taşındıktan sonra çok daha kaliteli hizmet vermeye başladı. Fakat bazı gerçekleri burada tespit etmekte fayda görüyorum. Biliyorsunuz bu binayı dahi tenkit edenler oldu. Kim ne derse desin buraya atalarımızın mirasına yaraşır, tarihimize yakışan bir arşiv binası inşa ettiğimize inanıyorum. Osmanlı Devleti'nin hakimiyet ve etki sınırları içinde bugün 64 ayrı devlet, bağımsız ülke bulunuyor. Bu 64 ülkenin her birinin bir şekilde Osmanlı arşivlerine işi düşüyor."

Erdoğan, dönemin en güçlü devleti olması hasebiyle Osmanlı'yla ilişki içinde olan tüm ülkelerin araştırmacılarının da kendi tarihlerinin, kendi geçmişlerinin izlerini gelip burada sürdüklerini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Eğer biz bu muhteşem mirasa uygun bir hizmeti veremezsek, sadece kendi ecdadımıza değil tüm dünyaya karşı mahcup oluruz. Bu projeyi en çok eleştirenler ise çok enteresandır bu milletin hafızasını, arşivini hurda kağıt diye yurt dışına satanlardır, onların mirasçılarıdır. Biz milletimizin hafızası olan bu kıymetli hazineyi gelecek nesillere sağlıklı biçimde aktarmak için bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu binanın faaliyete geçmesiyle araştırmacılarımız rahatlıkla geliyor, son derece ferah ortamlarda çalışmalarını yapabiliyorlar. Burada bu geniş alanda oluşturulan Osmanlı arşivi galerisi sayesinde belgeleri yerinde görmek de mümkün."

Arşiv uzmanı sayısında artış

Kurumda çalışan arşiv uzmanı sayısının ciddi manada artırıldığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:

"Araştırmacılara günde verilen belge sayısı, bu bina ve personel takviyesiyle birlikte iki katına çıkmış durumda. Artık yıpranan belgelerin tamiri de eskisine göre çok daha iyi şartlarda yapılabiliyor. Bildiğiniz gibi arşivlerde restorasyon olayı çok çok büyük önem arz ediyor. Yine bu binanın hizmete girmesiyle belgelerin dijital ortama aktarılması işlemi de önceki yıllara göre 8 kat artmış durumda. Bu modern arşiv binamızın açılışı esnasında yetkililere yine bu salonda 'ecdadın emanetlerini, bu kıymetli hazineyi öğrencilerimiz de görsün' demiştim. Bugüne kadar 20 bin öğrencimiz burayı ziyaret ederek bu atmosferi teneffüs etme, bu muazzam evrakı görme imkanına kavuştu. Bu vesileyle yavrularımız atalarının zengin mirasıyla kucaklaştı, geçmişine, tarihine çok daha geniş perspektiften bakma fırsatını buldu. İnşallah ecdadımıza, bize bu zenginlikleri bırakan medeniyetimize layık olabiliriz. Onlardan devraldığımız bayrağı çok daha ilerilere taşıyabiliriz."

Mehmet Akif'in, "Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?" cümlesini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Evet, milletler tarihleriyle var olur, tarihleriyle yaşar, köklerinden de beslenirler. Biz de tarihi, geçmişte kalmış, olmuş bitmiş olaylar yığını olarak asla görmüyoruz. Bilakis bizim için tarih, geçmişimiz kadar aynı zamanda da geleceğimizdir. Ne diyoruz 'kökü mazide olan atiyiz', tercümede yanlışlık filan olmasın yani 'kökü geçmişte olan geleceğiz'. Bu bakımdan tarih canlıdır. Tarih baştan sona ibret vesikalarıyla doludur. Maalesef ülkemizde tarihimizi araştırmakta, elimizdeki vesikaları okumakta, değerlendirmekte uzun süre tembellik yapıldı, ihmalkar davranıldı."

Erdoğan, nesiller boyunca bu ülkenin ve bu milletin tarihinin 1923'te başladığının dikte edildiğini belirterek, "Zihinler bu şekilde sınırlandırıldı. Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında kurulmuş olabilir ama bizim köklerimiz çok derinlere iniyor. Türkiye Cumhuriyeti, bizim ilk değil son devletimizdir, burayı bir defa bizim kabullenmemiz gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı forsunda sembolik olarak yerini almış olan devletlerimizin geçmişi 2 bin 200 yıldan fazladır. Bu 2 bin 200 yıllık geçmişten ders çıkarmamız, ibret almamız gereken pek çok örnek, pek çok hadise vardır" diye konuştu.

"1. Dünya Savaşı'ndan alacağımız çok önemli dersler var"

En somut örnek olarak 1. Dünya Savaşı'ndan alınacak çok önemli derslerin bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Son 200 yıllık tarihimizin en büyük zaferi Çanakkale ise en önemli utançlardan biri de Balkan bozgunudur. Çanakkale kadar Balkan bozgununun da almamız gereken dersleri kapsadığını burada özellikle hatırlatmak isterim. Yine tarihimizin önemli sayfalarından biri olan, 100. yılını idrak ettiğimiz Sarıkamış felaketinden de ibret almamız gerekiyor. Tarihi bugünden okumak, tarihi yapan aktörleri bugünden yargılayıp, mahkum etmek elbette kolaydır. Bakıyorsunuz bugün birileri 'yedi düvele karşı savaştık' cümlesine istihza ile yaklaşıyor, kendilerince alay ediyorlar. Aynı şekilde 'biz yenilmedik, Almanlar yenildiği için yenik sayıldık' tespitini de küçümsüyorlar."

'Osmanlı, Çanakkale'de kuklaydı' diyecek kadar şuurunu kaybeden, Çanakkale'nin ifade ettiği anlamdan bihaber olanların da bulunduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Burada bir hususun altını özellikle çizmek istiyorum. Birinci Dünya Savaşı, onca yokluğa, onca imkansızlığa rağmen ordularımızın azimle, inançla çarpıştığı, çok önemli zaferler elde ettiği tarihimizin önemli sayfalarından biridir. Kendini bilmezlerin, tarihini küçümsemeyi adet haline getirmiş, ahde vefadan, milli gururdan nasibini almamışların eleştirileri bu başarıyı asla gölgeleyemez. Gölgeleseydi zaten bugün biz buralarda olamayacaktır. Biz Birinci Dünya Savaşı'nda gerçekten yedi düvele karşı savaştık. Çanakkale'yle birlikte Kafkasya'dan Galiçya'ya, Sina'dan Irak'a kadar pek çok cephede askerlerimiz kahramanca çarpıştı, bayrağımızı kahramanca dalgalandırdı."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale ile birlikte gururla anılması gereken bir diğer zaferin de Kut'ül Ammare olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halil Paşa komutasındaki ordumuz, Kut'ül Ammare'de 13 İngiliz generalini ve 481 subayını biliyorsunuz esir aldı. Trablusgarp'ta bin kişilik askeri birliğimiz oradaki sivil halkla birlikte 100 bin kişilik bir orduyu kahramanca durdurdu. Sarıkamış felaketinden sonra toparlanan birliklerimiz, Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu'yla Bakü ve tüm bölgeyi düşmandan kurtardı. Bu milletin Birinci Dünya Savaşı'nda 3 kıta, 7 iklimde verdiği mücadelede gerçekten şanlı bir direniş, şanlı bir mücadele var, ibretlerle dolu bir tablo var. Yahya Kemal, o günlerin ruhunu şu dizeleriyle hatırlatıyor, yine hatırlatmak zorundayım. Şiirlerde zaman zaman hakikaten tercümede sıkıntılar olabilir. 'Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yarabbi. Senin uğrunda ölen ordu budur Yarabbi. Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın, galip et çünkü bu son ordusudur İslam'ın'. Hamdolsun İslam'ın son ordusu Çanakkale'den Kut'ül Ammare'ye kadar her yerde üzerine düşeni yapmış, milletimizin şerefini yükseltmiştir."

(Sürecek)

Kaynak: AA - AkHaber.com

Son Dakika Güncel Dünya Arşiv Yöneticileri Kongre ve Sergisi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement