KESK, Soruşturmalara Tepki Gösterdi

Kamu Emekçiler Sendikaları Konfederasyonu (KESK) tarafından il ve ilçe genelinde 660 kişiye açılan soruşturmaları protesto etmek için Şanlıurfa şube binası önünde toplandı. Soruşturmaları yaptıkları basın açıklamasıyla protesto eden sendika üyeleri, il ve ilçe genelinde 660 kişiye açılan soruşturmalara da tepki gösterdi.

COŞKUN: İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATINA GÖZ DİKİYOR
Toplanan grup adın abasın açıklamasını okuyan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Sekreteri Mehmet Ali Coşkun, " Türkiye, benzer örneklerini ancak faşist rejimlerde görebileceğimiz baskıcı, otoriter ve anti demokratik politika ve uygulamalara giderek daha fazla sahne oluyor. Kendi içerisindeki farklı seslere dahi tahammül edemeyen AKP, yaşamlarımızı tek adam diktasıyla kuşatmanın yollarını arıyor. Muhalif, eleştirel en demokratik tepkiler dahi şiddetle bastırılıyor. İktidarını kaybetme korkusu içinde olanlar, hukukun ve demokrasinin en temel ilkelerini ayaklar altına alıyor. Anayasayı askıya alan, bürokratlara mevzuata uymama çağrısı yapan bir kişinin aklı, arzuları ve hırsı Türkiye'yi ateşin içine sürüklüyor. Türkiye tarihinde, eşi benzeri görülmemiş bir savaş politikası izleniyor. Hukuksuzca ilan edilen ve ayları bulan sokağa çıkma yasaklarıyla yaşam hakkı yok sayılıyor, sağlık ve eğitim gibi en temel kamu hizmetleri fiilen askıya alınıyor. Okulları ve hastaneleri karargâhlara çevirenler, on binlerce öğrencinin eğitim hakkını gasp ediyor, sağlık hizmetine ulaşımı engelliyor. Sınır bölgesinde yaşayan ve her gün düşen IŞİD füzeleriyle can güvenliği ortadan kalkanların yaşamları, AKP'nin siyasi hesaplarında en küçük bir etki dahi yaratmıyor. Bu gidişatı eleştirenler ise AKP'nin yürüttüğü cadı avının kurbanı yapılmak isteniyor. Hırsızlara dokunmayanlar, milletvekillerine dokunmanın derdine düşüyor. Milli iradeyi sadece kendisi için meşru görenler, kendisi gibi düşünmeyen milletvekillerini cezaevine göndermekle tehdit ediyor. Akademisyenler, gazeteciler, sendikacılar, sanatçılar, öğrenciler kısaca muhalif her ses, her düşünce susturulmak isteniyor. Bir tarafta bunlar yaşanırken diğer taraftan AKP, patronların ve sermaye çevrelerinin gönlünü hoş tutmanın peşine düşüyor. Taşeron işçileri kadroya geçireceğiz yalanma sarılıp, işçilerin kıdem tazminatına göz dikiyor. İnsanlık tarihinin utanç sayfalarında yer alması gereken kiralık işçilik uygulamasını yasalaştırarak, işçilere kölelik koşullarını dayatıyor" dedi.

ÇAĞLAYAN: BU SORUŞTURMALARIN HİÇBİR HUKUKİ ZEMİNİ YOKTUR
SES MYK Üyesi Fikret Çağlayan, soruşturmaların hukuki bir zemininin olmadığını iddia etti. Çağlayan, "Her gelen hükümet benzer tutumunu devam ettirdi. İktidarını bizim üzerimize kurmaya çalıştı ama bizim üzerimize iktidar kurmaya çalışan bu kişiler görüyoruz ki şu an ortada yoklar. 28 Şubat'a hayır diyerek ama o gün 28 Şubat'ta ortalıkta görünmeyenler onun mağduriyetini oynayarak bugün var olmaya çalışan bu iktidar aynı uygulamaları devam ettirmeye çalışıyor. Biliyoruz ki Başbakanlık genelgesi yeni bir 28 Şubat genelgesidir. Bu genelge de bu Başbakanı da kurtarmadı. O Başbakan da gitti. Biz biliyoruz ki bu hükümetlerin yaşam şansı yok çünkü biz gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz, bu haklılık bize bu meşruiyeti sağlamaya devam edecektir ve biz boyun eğmemeye kararlıyız. Birçok soruşturma yürütülüyor. Bu soruşturmaların hiçbir hukuki zemini yoktur. Biliyoruz ki iktidarların bir alışkınlığı var, mümkün oldukça daha kolay yönetmek isteyecekler. Ama tarih göstermiştir ki hiçbir zaman emekçiler ve haklı olanlar, mücadele edenler kolay yönetilemeyecektir ve biz kolay yönetilmeyeceğiz. Çünkü demokratik bir yönetim yoksa biz buna itiraz edeceğiz. Eğer hukuki bir yönetim yoksa biz buna itiraz edeceğiz" diye konuştu. (Kaynak: Gazeteipekyol)